Akşener'den Dezenformasyon Yasası tepkisi: Milletimizin vicdanına havele ediyorum

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında 'Dezenformasyon Yasası'nı eleştirdi. Akşener, Bu kahredici istibdat yasasına, el kaldıran her bir kişiyi; vekili oldukları aziz milletimizin, vicdanına havale ediyorum." dedi.

Partisinin Meclis grubunda bir konuşma yapan Akşener, şunları söyledi:

“Geçen hafta, “O sene, bu sene” demiştim. Çekilen çilelerin, zorluklarla geçen günlerin, artık sonuna geliyoruz. Milletçe cefasını çektiğimiz, bu bezirgan saltanatına, bu saray sefasına, bu haram düzenine, dur diyeceğimiz güne, bir hafta daha yaklaştık. Gençlerin, her gün yeni bir hakaretle karşılaşmadığı, Kadınların, ısrarla itilip kakılmadığı, Basının özgür, hukukun üstün, yargının da adil olduğu, Liyakat ve emeğin hakkının verildiği, mutlu ve huzurlu bir Türkiye’ye, bir hafta daha yaklaştık. Herkes gönlünü ferah tutsun! İYİ Parti iktidarına, bir hafta daha yaklaştık.

Faiz kararı

Sayın Erdoğan; her şeyden önce; enflasyonu düşürmek için, sadece para politikasına bel bağlayıp, bütün konuyu, Merkez Bankası ekseninde değerlendirme. Merkez Bankası’nın yönetimine, liyakatli kişileri atayıp, bağımsızlığını, yasal teminat altına al. İşine de, daha fazla karışma. Sonrasında; Fiyat İstikrarı Komitesi’ni, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın koordinasyonundan çıkarıp, organizasyon değişikliğine git. 

Kamu harcamalarına, disiplin getirip, enflasyonu arttırıcı vergileri düşür. Zaten, KÖİ’lerin getirdiği mali yükü azaltırsan; enflasyona yol açan vergileri de, arttırmak zorunda kalmazsın. Bu kadar basit. O yüzden, vergi artışlarının enflasyona etkisini, asgari düzeye çekecek, bir kamu harcaması ve vergi politikası oluştur. Yeniden değerleme oranını da, yurtiçi ÜFE’ye endekslemekten vazgeç.

"Bizden, vasata razı olmamızı bekleme"

Ayrıca; Türk Lirası’nı değersizleştirerek, rekabetçi olma sevdanı, artık bırak. Bizden, vasata razı olmamızı bekleme. Bu yeni ekonomi modeli saçmalığından da, bir an önce vazgeç. Sanayi ve teknoloji politikalarını, ürün geliştirme, tasarım, verimlilik gibi kavramlar üzerine kur. Ekonomide, enflasyonu ve cari açığı düşürüp; aynı anda, büyüme ve ücret artışını sağlamanın tek yolu, verimliliği arttırmaktır. Bunu, ekonomi okuyan herkes bilir. Doçentlik unvanı da gerekmez. O yüzden, enflasyonun orta ve uzun dönemde, problem olmasını istemiyorsan; işgücü ve toplam faktör verimliliğini arttıracak politikaları öne çıkar.

Tarım politikası

Bir millî güvenlik meselesi olan, tarım politikasını, akılsız ve beceriksiz ellerden al, liyakatli insanlara ver. Çiftçiye desteklerini, zamanında ve kanunun emrettiği gibi, millî gelirimizin, yüzde 1’i oranında ver. Tarımda ithalat bağımlılığını azaltacak politikaları, bir an önce hayata geçir. İthal yem, ithal saman ve ithal buğday utancına da, artık son ver.

Dezenformasyon mücadele

“Dezenformasyonla Mücadele” adıyla pazarlanan, utanç verici sansür yasasının maddeleri, maalesef birer birer geçiyor… Bu kahredici istibdat yasasına, el kaldıran her bir kişiyi; vekili oldukları aziz milletimizin, vicdanına havale ediyor, ve buradan, açıkça ilan etmek istiyorum:
Ne yaparsanız yapın; Hakikati yalanlarınızla değiştiremeyeceksiniz! Ne yaparsanız yapın; Bu milleti susturamayacak, bastıramayacak, sindiremeyeceksiniz! Ne yaparsanız yapın; Korkuyla, baskıyla, yasaklarla, bu ülkeyi yönetemeyeceksiniz!

"Türk gencinin değeri yok mu?"

Türk gencinin kaderi; Ona reva gördüğünüz, on metrekarelik odasında, kara kara düşünüp, Youtube’dan, yabancı akranlarının, mutlu hayatlarını izlemek midir? Sizin gözünüzde; Türk gencinin, bir Amerikan genci kadar değeri yok mudur? Türk gencinin, bir Alman, bir İngiliz, bir Fransız genci kadar değeri yok mudur?

Sayın Erdoğan; senin lüks saydığın, şımarıklık saydığın şeyler; ‘süfli’ diyerek horladığın, mutlu ve huzurlu bir hayata dair talepler; gençlerimizin, en temel ihtiyaçları… Ayrıca, tut ki lüks olsun… Ne fark eder? Türk genci, her şeyin en iyisini, hak etmiyor mu? Koskoca Türk Devleti’nin, kendi gencine, en iyi fırsatları sağlayacak, gücü yok mu?

Yorumlar