"Akdeniz yeni dünya düzenini belirleyecek olan lokasyon"

Akdeniz'de yaşanan hareketlilik dünya kamuoyu tarafından dikkatle izleniyor.

Suriye ve Irak’taki belirsizlikle alakalı olarak Akdeniz’de ülkelerin artan varlığı, yeni bir dönemin sinyali olarak yorumlanıyor. O kadar ki Almanya’nın bölgeye askeri varlıklarını göndermesi İkinci Dünya Savaşı’nın ardından ilk kez toprakları dışında güçlerini bulundurması anlamında da dikkat çekici.

Bölgede Rusya’nın savaş gemilerinin konumu da aynı şekilde Akdeniz’i stratejik anlamda ısıtan gelişmeler arasında.

Peki, bu yaşananlar neyin habercisi?

Akdeniz’in yeni dünya düzenini belirleyecek olan yeni lokasyon durumuna işaret eden Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ensar Nişancı, IŞİD’e karşı olan koalisyondan daha büyüğünün şu anda Rusya’ya karşı oluşturulmaya başlandığını belirterek  bölgedeki gelişmelere dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.

Tarafların henüz piyon dışında hamlelerde bulunmadığını belirten Nişancı, Türkiye’nin stratejisine dair de önemli değerlendirmelerde bulundu:

“IŞİD’E KARŞI OLAN KOALİSYONDAN DAHA BÜYÜĞÜ RUSYA’YA KARŞI OLUŞTURULMAYA BAŞLANDI”

Soğuk savaştan sonra dünyada uluslararası sistemin en fazla ısındığı dönem ile karşı karşıyayız. Kriz hiç bu kadar tırmanmamıştı. Suriye’de önce Esad rejimi uluslararası toplumun hedefi olarak ortaya çıkmıştı, ardından Esad’dan DAİŞ’e yönelen bir ortam oluştu ve uluslararası toplumu tehdit eden ana düşman DAİŞ oldu. Amerika’nın Körfez’e gelmeden önce şer üçgeni dediği üçgenin bir ayağını zaten Esad oluşturuyordu. Ardından DAİŞ ortaya çıktı fakat şu anda durum çok daha değişti, bence artık DAİŞ’le Putin’in agresifliği arasında bir değerlendirme yaptığımızda Putin’in agresifliğinin bir adım daha ön plana çıktığını söyleyebiliriz. O kadar ki, anti DAİŞ koalisyonundan daha büyük bir koalisyonun Rusya’ya karşı oluşturulmaya başlandığını görüyoruz. Kararlı adımlar atılmaya başlandı.

TÜRKİYE İLE BATI ARASINDAKİ İKLİM DEĞİŞTİ

Türkiye Esad karşıtlığına başladığında uluslararası ortamda, Suriye’de gittikçe yalnızlaşan hatta çevrelenmeye başlayan bir aktör konumuna gelmişti. Fakat DAİŞ’le mücadelede Türkiye’nin vizyonu ile bir gerilimin olduğunu da söylemek lazım. Türkiye ile Batı arasında bir ihtilaf söz konusu olup karşı kutuplara geçmek gibi bir durum da söz konusuydu.

TARAFLAR BELLİ OLDU

 Rusya’nın Suriye’ye gelmesiyle birlikte artık Suriye özelinde global yeni bir saflaşmayı izliyoruz bu günlerde. Öyle ki, bir tarafta Türkiye’nin hedef olması nedeniyle başında olduğu NATO üzerinden Amerika, Almanya, Fransa, İngiltere gibi güçler bir safta bulunurken karşı cenahta ise Rusya, Esad, İran, PYD/PKK’nın bulunduğu bir kamplaşma ile karşı karşıyayız. Bu kamplaşma aslında krizin mahiyetini de, bundan sonraki olayların seyrini de çok ciddi şekilde etkileyecek.

“RUSYA İHTİRASLARI KABİLİYETLERİNDEN DAHA FAZLA OLAN BİR ÜLKE”

Bu kutuplaşma olurken bunun arka planı oldukça önemli. Rusya’yı ana aktör olarak tanımladığımızda, Rusya ihtirasları kabiliyetlerinden daha fazla olan bir ülke. Bu şekilde hareket ettiğinde  risklere daha fazla açık hale geliyor. Rusya’yı emperyal devlet haline getiren iki ana parametre vardı. Bunlardan bir tanesi komünizm ideolojisi diğeri de ağır sanayi. Bugün bu ikisi de yok. Bugün elinde enerji var. Enerji savaşları Rusya açısından son derecek önemli. Enerjiyi değerlendirebilmek için o kozu güçlü hale getirebilmek için Körfez ve Ortadoğu’daki enerji hatlarının kontrol edilmesi gerekiyor. Rusya’nın Suriye’ye gelişindeki asıl amacı Doğu Akdeniz’i elbette ki kontrol etmektir ama ondan önce Irak petrollerine İran üzerinden ulaşmaktır. Rusya enerji kaynaklarına ulaşmak için ciddi bir güç birikimi yapıyor.  

“TÜRKİYE’NİN TÜRKMEN SALDIRILARINA KARŞI HAMLESİ IRAK’TA GERÇEKLEŞTİ”

Amerika ilk kez Rusya’ya doğrudan bir hamle yapmıyor. Rusya’ya kırmızı bir çizgi çizmeye çalışıyorlar. Amerika bugün Deyrizor’da Esad birliklerini vurdu. Yani Rusya’ya karşıtlaşmadan sınır çizmeye çalışıyorlar. Türkiye de Rusya’ya karşı savaş uçağını düşürerek bir kırmızı çizgi çizmeye çalıştı. Yalnız, Rusya krizi tırmandırmanın peşinde. Onun için Türkmenleri vuruyor.  Türkiye buna karşı açık bir hamle yapıyor ve çok stratejik bir hamle yapıyor. Henüz filler ve kaleler devreye girmedi bir piyon hamlesi bu. Türkiye Irak’a Peşmerge üzerinden eğitim yapmak üzere eğitimli birliklerini gönderiyor. Bu aslında Rusya’nın Türkmen dağında Türkmenlere karşı yapmış olduğu hamlenin Irak’ta karşılık bulmasıdır.

“TARAFLAR BİRBİRLERİNE KARŞILIK VERMEYE BAŞLADI”

Bu güçler birbirleri ile henüz doğrudan karşılaşmak istemiyorlar. Vekalet savaşlarını farklı araçlar kullanarak yapmak istiyorlar. Şu ana kadar ki seyre baktığımızda Rusya ve İran’ın PKK ve PYD ile beraber krizi tırmandırmak adına hamleler yaptığını görmemiz gerekiyor. Buna karşı oluşan yeni bloğun da tırmandırılan krize karşılık vermeye başladığını görüyoruz. Rusya daha önce uçağı Ankara’ya indirildiğinde en donanımlı savaş gemilerini boğazlardan geçiriyordu. Bu sefer savaş gemisini farklı şekilde indirdi. Askerlerin omuzlarında füzelerle boğazdan geçerek provokatif eylemlerde bulundular. Bu hamleler karşılıksız kalmadı. Rusya’nın gemileri geçmeden önce NATO’nun gemileri boğazda konuşlanmıştı. Rus gemisi Marmara’ya giderken Türk savaş gemileri de Karadeniz’e doğru gidiyordu. Rusya’ya karşı hamlesiz kalınmayacak.

“KRİZİ TIRMANDIRACAK HAMLE HALEP VE AZEZ-CERABLUS HATTIDIR”

Şu an piyonlar düzeyinde hamleler yapılıyor henüz kaleler düzeyinde hamleler yapılmıyor. Krizi bir adım daha tırmandıracak olan şey Halep’tir. Halep’e yapılacak olan bir hamle doğrudan Türkiye’yi vurmaya yönelik bir hamledir. Bundan daha büyük bir hamle,o da vezir olarak değerlendirebileceğimiz, Afrin-Azez-Cerablus arasındaki bölgede Rus varlığının bulundurulmasıdır. Türkiye’nin buna karşı bir hamlede bulunması lazımdır. Türkiye’nin hamleleri şu an daha pasif halde.

AKDENİZ YENİ DÜNYA DÜZENİNİ BELİRLEYECEK BİR LOKASYON

Akdeniz’deki güç mücadelesi bundan sonraki dünya düzeninin şekillenmesine en belirleyici lokasyon, stratejik önemi yükselen bir coğrafya konumuna geldi.  Buradaki hamlelerin bundan sonra biraz daha sıklaşacağını ama krizi derinleştirmek yerine yaygınlaştırıcı stratejilerin iş başına geçebileceğini tahmin etmemiz gerekiyor. Sular bu şekilde ısınmaya devam ederse sıcak çatışma belki olabilir ama ben bunun olacağını tahmin etmiyorum. Tarafların birbirlerini imha edebilecek dehşet dengeleri mevcut. Bu dengeyi kimse yıkmak istemez.

“PKK KARTI YENİDEN AÇILABİLİR”

Bundan önce PKK kartı kullanılıyordu. Bu konuda savaşı Türkiye’nin büyük ölçüde kazandığını söyleyebiliriz ama bu kart yeniden kullanılabilir. Bu noktadan sonra ise Türkiye’nin Kürt halkı karşısındaki meşruiyeti giderek artar. Başka alanlarda düşük yoğunluklu çatışmaların yapılacağı zaman aralıklarına doğru gittiğini görmemiz gerekiyor.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.

Yorumlar