Ahmet Hakan'dan hükümet ile cemaat savaşına ilginç yorum! "Allah'a şükür ki..."
Ahmet Hakan, Tahşiye grubuna kumpas kurulduğu iddisıyla başlatılan 14 Aralık operasyonuna farklı bir gözle baktı.
Ahmet Hakan, bugünkü köşesinde hükümet ile cemaatin kavgasına neden sevindiğini yazdı.
Yazar, iktidar-cemaat ortaklığı bitince Tahşiyecilerle birlikte Ergenekon, balyoz, gibi davalarda yargılananların cezaevlerinde çürümekten kurtulduğunu savundu.
"Allah'a şükür ki hükümet ile Cemaat savaş halinde" başlıklı yazısında 14 Aralık operasyonuyla şiddetlenen kavgayı ele alan yazar, 4 yıl önce Tahşiyecilere yapılan zulmü şimdi gören hükümet yanlısı kesimlere tepki gösteriyor. İşte o yazıdan bir bölüm:
"Ortada bir zulüm var.
Ama duymamışlar, iletmemişler, sallamamışlar, tınmamışlar.
İyi ama neden?
Neden olacak?
Çünkü Fethullah Gülen ve Cemaati, o gün için dost kuvvet.
Ve dost kuvvet olduğu için...
Zulmetse bile...
Zulmüne göz yumuluyor.
Ne zaman ki Fethullah Gülen ve Cemaati, dost kuvvet olmaktan çıkıp düşman kuvvet oluverdi.
Dün es geçilen "zulüm", bugün hep bir ağızdan dillendirilmeye başlandı.
Cumhurbaşkanı dillendiriyor, Başbakan dillendiriyor, Bakanlar dillendiriyor, televizyonları dillendiriyor. gazeteleri dillendiriyor, köşe yazarları dillendiriyor.
"Gözleri görmeyen 70 yaşındaki Molla'ya neler yaptılar neler" diye anlatıyorlar da anlatıyorlar.
Kendilerini duyan da...
70 yaşında gözleri görmeyen Molla'ya ve arkadaşlarına yapılan zulmün, 1940'lı yıllarda İsmet İnönü idaresindeki Tek Parti döneminde gerçekleştiğini sanacak.
Kurtlar, Muş'ta gariban bir İslami grubu "ham" yaparken...
Sessiz sedasız seyreden kendileri değilmiş gibi...
Bugün habire kurtların kuzuları nasıl "ham" yaptığını acıklı acıklı anlatıyorlar.
"Gözleri görmeyen Molla'ya neler yaptılar neler" diye sızlanıp duruyorlar.
Size bir şey söyleyeyim mi?
Eğer 17 Aralık'ta Fethullah Gülen ve Cemaati, şu meşhur "Yolsuzluk Operasyonu"na imza atmasaydı...
Yani Cemaat ile hükümet, iyi-kötü ilişkisini sürdürseydi...
O gözleri görmeyen Molla, belki de ömür boyu ağırlaştırılmış bir cezayla mahpushane damlarında inim inim inleyecek ve hükümetçiler oradan yükselen 'ah'lar asla işitmeyecekti.
Sadece o "Molla" mı?
Hükümet ile Cemaat savaşa tutuşmasaydı...
Ergenekon, Balyoz, KCK falan...
Hepsi mahpus damlarında son nefeslerini verecekti.
İyi ki ikisinin arası açılmış.
İyi ki savaşa girişmişler.
İyi ki birbirlerine etmediklerini bırakmamaya ahdedecek kıvama gelmişler.
Yoksa...
En azından birbirlerinin yaptıkları zulümlere kayıtsız kalacak, birbirlerinin zalimliklerini idare edeceklerdi.
Allah'ım! Büyüksün! Gerçekten büyüksün!"
Yazar, iktidar-cemaat ortaklığı bitince Tahşiyecilerle birlikte Ergenekon, balyoz, gibi davalarda yargılananların cezaevlerinde çürümekten kurtulduğunu savundu.
"Allah'a şükür ki hükümet ile Cemaat savaş halinde" başlıklı yazısında 14 Aralık operasyonuyla şiddetlenen kavgayı ele alan yazar, 4 yıl önce Tahşiyecilere yapılan zulmü şimdi gören hükümet yanlısı kesimlere tepki gösteriyor. İşte o yazıdan bir bölüm:
"Ortada bir zulüm var.
Ama duymamışlar, iletmemişler, sallamamışlar, tınmamışlar.
İyi ama neden?
Neden olacak?
Çünkü Fethullah Gülen ve Cemaati, o gün için dost kuvvet.
Ve dost kuvvet olduğu için...
Zulmetse bile...
Zulmüne göz yumuluyor.
Ne zaman ki Fethullah Gülen ve Cemaati, dost kuvvet olmaktan çıkıp düşman kuvvet oluverdi.
Dün es geçilen "zulüm", bugün hep bir ağızdan dillendirilmeye başlandı.
Cumhurbaşkanı dillendiriyor, Başbakan dillendiriyor, Bakanlar dillendiriyor, televizyonları dillendiriyor. gazeteleri dillendiriyor, köşe yazarları dillendiriyor.
"Gözleri görmeyen 70 yaşındaki Molla'ya neler yaptılar neler" diye anlatıyorlar da anlatıyorlar.
Kendilerini duyan da...
70 yaşında gözleri görmeyen Molla'ya ve arkadaşlarına yapılan zulmün, 1940'lı yıllarda İsmet İnönü idaresindeki Tek Parti döneminde gerçekleştiğini sanacak.
Kurtlar, Muş'ta gariban bir İslami grubu "ham" yaparken...
Sessiz sedasız seyreden kendileri değilmiş gibi...
Bugün habire kurtların kuzuları nasıl "ham" yaptığını acıklı acıklı anlatıyorlar.
"Gözleri görmeyen Molla'ya neler yaptılar neler" diye sızlanıp duruyorlar.
Size bir şey söyleyeyim mi?
Eğer 17 Aralık'ta Fethullah Gülen ve Cemaati, şu meşhur "Yolsuzluk Operasyonu"na imza atmasaydı...
Yani Cemaat ile hükümet, iyi-kötü ilişkisini sürdürseydi...
O gözleri görmeyen Molla, belki de ömür boyu ağırlaştırılmış bir cezayla mahpushane damlarında inim inim inleyecek ve hükümetçiler oradan yükselen 'ah'lar asla işitmeyecekti.
Sadece o "Molla" mı?
Hükümet ile Cemaat savaşa tutuşmasaydı...
Ergenekon, Balyoz, KCK falan...
Hepsi mahpus damlarında son nefeslerini verecekti.
İyi ki ikisinin arası açılmış.
İyi ki savaşa girişmişler.
İyi ki birbirlerine etmediklerini bırakmamaya ahdedecek kıvama gelmişler.
Yoksa...
En azından birbirlerinin yaptıkları zulümlere kayıtsız kalacak, birbirlerinin zalimliklerini idare edeceklerdi.
Allah'ım! Büyüksün! Gerçekten büyüksün!"
Yorumlar