Abdurrahman Erzurum yazdı: "Fuat Hoca yolu göstermiş!"

Erzurum: "İslam’ın “öğren” dedikten sonra, Yunanlılardan, Babilonyalılardan, Hintlilerden gelen bilimleri büyük bir aşkla öğrenen ilk Müslümanların gösterdikleri başarıları hayatı boyunca araştırdı."

Geçen seçimler ve devam eden seçimler arasında geçiyor günlerimiz.
Dünyaya en büyük resimden bakmayı becerebilenlerin yaşadıkları müddetçe devam eden seçimlerine destek olması için bir seçim daha kazanıldı.
Seçimin İslam dünyasındaki yankılarından artık bahsedecek değilim. Hatta dün medyada yer alan Sudanlı araştırmacı, yazar Dr. Fatih Ali Hasaneyn’in, “Yeni Türkiye ile yeni bir asrın başlamıştır. Bu başarı sadece Recep Tayyip Erdoğan’ın değil, tüm İslam coğrafyasının zaferidir. İslam alemini ayağa kaldıracak ve bir çatı altında toplayacak tek lider Erdoğan'dır'' sözleri artık beni korkutmaya başladı.
Bugün ABD ve İsrail ile dünyayı yönetmeye kalkanların bir bir sönmeye başladığı dünyamızda, “hürriyet, adalet, eşitlik isteyen tüm Müslümanları bir çatı altında toplayabilecek ülke olarak görülmek çok güzel ama yeterli mi?
Biz bu beklentiyi karşılayacak, ümitleri boşa çıkarmayacak durumda mıyız?
Gün artık söylemin eyleme dönüştürülmesi günü.
İşte tam da burada yaşarken paha biçilmez büyük eserler bırakan dünyanın önde gelen tarihçilerinden hocaların hocası Prof. Dr. Fuat Sezgin’in ölümü bize büyük bir ders veriyor.
Bizde kuraldır kimseye yaşarken gerektiği değeri veremeyiz. Elimizden gidenin ne kadar değerli olduğunu hep iş işten geçtikten sonra anlarız.
Bugün aşağılık duygusu içinden çıkamayan, ezilen, sürgün edilen Müslümanların aslında ne olduklarını öğrenmek isteyenler için en büyük adres büyük alim Fuat Sezgin hocadır.
İslam’ın “öğren” dedikten sonra, Yunanlılardan, Babilonyalılardan, Hintlilerden gelen bilimleri büyük bir aşkla öğrenen ilk Müslümanların gösterdikleri başarıları hayatı boyunca araştırdı.
“Müslüman yapamaz”, “İcat edemez”, “Beceremez” diyenlerin suratlarına, “Müslümanlar İspanya'ya ayak basmasalardı bugün dünyanın durumu böyle olmazdı. Bastıklarından itibaren Avrupalılar 500- 600 yıl boyunca Müslümanların geliştirdikleri bilimleri Avrupa'ya taşıdılar” bilgisini çarptı.
1960 cuntacılarınca, "Zararlı Profesör" safsatasıyla üniversiteden atılan ve 36 yaşındayken Türkiye'yi terk etmek zorunda kalan değerli hocamız, “ Kolomb ve Portekizli gemiciler, bu arada Macellan, Amerika'ya ellerine geçen İslam dünyasının haritalarıyla ulaştılar” diyerek kafalardaki prangaları yıkmaya çalışıyordu.
İslam alimlerinin geliştirdiği pusula, takvim, güneş saati, askeri top ve tank, usturlab, küre, su pompası gibi aletin tıpkılarını yaparak, Avrupa banyo kullanmasını bilmezken Müslümanların bilimde oldukları seviyeyi gösteriyordu.
Bilimler Tarihi alanında dünyanın sayılı otoritelerinden birisi olan Profesör Fuat Sezgin Hoca yurtdışında birçok üniversitede binlerce öğrenci yetiştirdi.
60 yılı aşkın bir süredir bilim tarihi çalışmalarını yürütmekte olan Prof Dr. Fuat Sezgin’in başyapıtı olan Geschichte des Arabischen Schrifttums (GAS) isimli 13 ciltlik eserinin yanında çok sayıda eseri bilim dünyasını aydınlatmaktadır.
Son olarak ülkemizde değerinin anlaşılmaya başlamasıyla, Arap-İslam Bilimleri Enstitüsü için hazırladığı bilimsel araç ve gereçlerin benzerlerini yaptırarak, açılışını 25 Mayıs 2008 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı İstanbul İslam, Bilim ve Teknoloji Müzesi'nin açılmasına önayak olmuştur.
“20. yüzyılın eşiğinde ilmin seviyesine pek katılamıyoruz. Katılabilmemiz için ilmin bu hale gelmesinde rolümüzü öğrenmeliyiz. Şuurlu olarak çalışma yoluna girersek 50 -60 senede bilimin bütün dünyadaki standardına gelmememiz için sebep yok.” diyen ve buna 94 yılını adayan hocamıza Allah’tan rahmet dilerim.
Edebiyat Fakültesi'nde dünya çapında bir Alman profesör Hellmut Ritter'in, bir seminerde, bilimlerin temelinin, "İslam Bilimleri"ne dayandığını söylemesiyle hayatını ilim dünyasına adayan ve tatil yapmadan günde 17-18 saat çalışan hocamız 27 dil biliyordu.
O inanmış ve o uğurda bir hayat yaşamış, peki biz ne yapalım?
Öncelikle bu büyük hocamızın müzesini, onun anlatmak istediği şekilde İslam dünyasının bilime değer verdiği zaman ne kadar büyük olduğunu görmek için gezerek başlayabiliriz mesela.
3500 m² ’yi kapsayan sergi alanı ve toplam 570 adet alet, cihaz kopyaları, maket ve model koleksiyonu ile alanında Türkiye’de ilk, Frankfurt’tan sonra dünyada ikinci örnek teşkil eden müze Gülhane Parkı’nda bulunuyor.
İki kattan oluşan müzenin üst katında; müze ile ilgili çeşitli görsellerin izlenebildiği Sinevizyon Salonu, Astronomi, Saat Teknolojisi, Denizcilik, Savaş Teknolojisi ve Tıp Bölümü bulunmakta. Alt katta ise, Madenler, Fizik, Matematik-Geometri, Şehircilik ve Mimari, Optik, Kimya ve son olarak da Coğrafya ile ilgili harita ve çeşitli harita çizimlerinin sergilendiği bölüm bulunmaktadır.
Sergi salonlarının tamamında, İslam bilim adamlarının ortaya koydukları eserlerin model ve maketleri sergilenmektedir.
Özellikle bilime ilgisi olan çocuklarımızı bu müzeye mutlaka götürmeliyiz.
Okullarımızın bu müzeye geziler düzenlemesini teşvik edebiliriz. Müzeye gidemeyenler için daha aktif tanıtım materyalleri hazırlamalıyız.
Artık yeni bir dönem başlıyor. 2023 vizyonu artık uzakta değil. Sıra eğer 2053 ve 2071 vizyonlarında ise şimdiden eğitim alanında temellerinin atılması gerekiyor.
Bugünlerde moda ya, “Nerede hata yapıyoruz” sorusunun dün ve bugün asıl cevabı burada işte.
Ancak laf olsun diye değil.. İlk Müslümanların aşkıyla..

Yorumlar