ABD’nin PYD oyunu! “Hedefte Türkiye var….”

PYD konusunda köşeye sıkışan ABD, PYD yerine Suriye Demokratik Güçleri (SDG) söylemini kullanarak düştüğü zor durumdan kurtulmak istiyor.

Recep DEMİRCAN/ AjansHaber

ABD’nin, Suriye’de müttefiki olarak ifade ettiği PYD konusunda bugünlerde başı ağrıyor.  Türkiye’nin PYD’nin PKK’dan farkı olmadığının altını çizmesine rağmen ABD,  PYD için Suriye’de DAEŞ’le mücadele ediyor algısı oluşturarak uluslararası bir meşruluk kazandırma çabasında.

Türkiye’nin Cerablus operasyonu sırasında PYD’nin takındığı tavır oluşan bütün iyimser havanın bozulmasına neden oldu. PYD Başkanı Salim Müslim’in, ‘Suriye bataklığında Türkiye çok şey kaybedecek’ açıklaması ve PYD’nin Türk tanklarına yönelik saldırısının ardından ABD, PYD konusunda çıkmaza düştü. ABD içinde bulunduğu durumdan çıkmak için PYD yerine Suriye’de DAEŞ’le mücadele eden SDG söylemini kullanarak bulunduğu durumdan çıkmanın planlarını yapıyor.

Uluslararası Strateji ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi  (USGAM) Başkanı ve Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bölümler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol, ABD’nin bu süreçte, PYD’ye karşı tutumunun, örgüte meşru bir zemin kazandırarak Türkiye’yi zor duruma düşürmek olduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol

Prof. Erol, ABD’nin PYD konusunda girdiği söylem değişikliğinin nedenlerini AjansHaber’e değerlendirdi. 

‘ABD, TÜRKİYE VE PKK KONUSUNDA SÖYLEM DEĞİŞİKLİĞİNE GİTTİ’

ABD’nin söylem değiştirerek PYD’yi SDG olarak nitelendirmesi hususunda iki nokta dikkat çekmektedir. Birincisi; ABD’nin Türkiye’yle PYD noktasında yaşadığı sıkıntı, ikincisi ise; YPG’nin PKK’nın Suriye kolu olarak kabul edilmesidir. Aksi takdirde ABD eski söylemine devam eder ve örgütü Suriye’de müttefiki olarak adlandırırdı. Türkiye’nin PYD konusunda ortaya koyduğu tavır, ABD’yi daha farklı bir adım atmaya yöneltti.

‘ABD, SDG’YLE KÖTÜ İMAJINI DÜZELTMEK İSTİYOR’

Suriye’de sadece Kürtlerden oluşmayan diğer etnik grupları da içinde barındıran bir güç oluşturuldu. ABD’nin Türkiye ve dünya verdiği mesaj ise SDG’nin Suriye’de sadece etnik bir grup değil, bölgedeki etnik grupları da içine alan yeni meşru güç olduğudur. SDG, ABD’nin Türkiye’yle olan krizi bir nebze gidermeye ve Suriye’de sadece bir etnik gruba destek vermediğine yönelik adımıdır.

‘TÜRKİYE’NİN PYD KRİZİ DERİNLEŞTİRİLMEK İSTENİYOR’

ABD, Türkiye’yi PYD’ye yönelik restini daha da derinleştirilerek,  zor durumda bırakmak istiyor. SDG içerisinde PYD’nin meşruluğu artırılıp, Türkiye’nin bu grupla çatıştığı gösterilmek isteniyor. SDG ile PYD, YPG’yi kuvvetlendiriyor, doğrudan PYD ve YPG hedef olmaktan çıkıyor. Türkiye, SDG tuzağına çekilmek isteniyor.  SDG’ye yapılacak bir müdahale ile DAEŞ’e karşı mücadele eden bir grubun engellendiği algısı oluşturulacak. ABD, SDG için Suriye’de DAEŞ’le mücadele eden bir halklar topluluğu ifadesini kullanıyor.

 ‘MÜSLİM'DEN SDG ÇATISI ALTINDA TEHDİT’

Salim Müslim, Türkiye’yi PYD lideri olarak değil, SDG çatısı altında tehdit etti. Cerablus operasyonunda Türkiye’nin Suriye’ye girmesiyle ilgili olarak Müslim, Türkiye’nin DAEŞ’le mücadele eden bir grubu hedef aldığını ve sonuçlarına katlanacaklarına dair bir açıklama yaptı. SDG içerisinde bulunan Arap ve Türkmen gruplar bu yapı içerisinden çıkmalıdır. SDG’nin PYD ve YPG bağlamında ilk yaptı şey ise bölgede Türkiye’ye yakın olan Kürtleri tasfiye etmek oldu. SDG içerisinde bulunan bu unsurların Kuzey Irak’taki 63 Kürt aşiretinin yaptığı gibi Türkiye’yle bölgede ortak hareket edeceklerine dair açıklama yapmaları gerekiyor diye düşünüyorum.

‘TÜRKİYE SAHADA GÖSTERDİĞİ BAŞARIYI, KAVRAMSAL SÜREÇDE DE GÖSTERMELİ’

Türkiye,  PYD’nin PKK bağlantısını dünyaya nasıl kabul ettirildiyse, aynı durumun SDG içinde yapılması gerekiyor. Türkiye’de sahada etkili olmaya başlıyor ama kavramsal anlamda güç mücadelesi vermesi gerekiyor. Aksi takdirde Türkiye’nin bir işgalci güç olduğu algısı devam ettirilecek.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.

Yorumlar