Yaz nezlesi deyip geçmeyin! Yaz alerjisine ne iyi gelir?

Yazın yaklaşmasıyla birlikte yaz nezlesi oranı artmaya başladı. Özellikle alerjik hastalığı olanların dikkat etmesi gereken bu dönemde yapılması gerekenlerle ilgili tüm bilgileri sizin için haberimizde topladık.

Yaz nezlesi deyip, geçmeyin!

Saman nezlesi, bahar alerjisi ya da yaz gribi olarak isimlendirilen alerjik rinit; kişilerin duyarlı oldukları alerjenler ile teması sonrası ortaya çıkan ve çok sayıda kişiyi etkileyen bir hastalıktır. Ağırlıklı olarak burun iltihabı belirtilerinin bulunduğu hastaların önemli bir kısmında; alerjik astım, konjonktivit ve deri hastalıkları da görülmektedir. Alerjik rinitin başlıca belirtileri; burunda kaşıntı, tıkanıklık, akıntı, hapşırma, kuru öksürük ve boğaz kaşıntısıdır.

Başta polenler olmak üzere; küf mantarları, çeşitli gıdalar (yumurta, çilek, balık… vb.), ev tozu, kedi ve köpek gibi hayvan tüyleri ve çeşitli kimyasallar da hastalığa neden olabilmektedir. Alerjik riniti olan kişilerde; sinüzit, kulak hastalıkları ve geniz eti gelişimi de sıklıkla görülmektedir.

Alerjik astımın tanısını koymak testler ile artık çok kolay!

Alerjik astım, genetik olarak alerjiye yatkın olan kişilerin, belirli bir süre boyunca duyarlı oldukları alerjene maruz kalmaları sonucunda gelişebilmektedir. Alerjik astım; hava yollarının, mikrobik olmayan iltihabına bağlı gelişen bronş aşırı duyarlılığıdır. Bu kişiler, duyarlı oldukları alerjenler ile temas etmeleri sonucunda; kuru öksürük, nefes darlığı, hırıltı, hışıltı ve göğüste sıkışıklık hissi gibi şikâyetler duyabilmektedir. Bu şikâyetler tekrarlayan nöbetler halinde seyretmekte; şikayetler geceleri ve sabaha karşı artmakta; alerjenden uzaklaşma ya da ilaç kullanımı sonrasında azalmakta ve hatta tamamen kaybolabilmektedir. Alerjik astım, bazı hastalarda yılın belli aylarında daha fazla görülmektedir.

Alerjik astımlı hastalarda en sık rastlanılan alerjiler; ev tozu (akar), ağaç ve çimen poleni, kedi-köpek tüyü, hamam böceği ve küf mantarı alerjileridir. Alerjik astımlı hastalarda çoğu kez tanı, iyi bir hikâye alınması ile konulabilmektedir. Kesin tanı konulabilmesi için kişinin alerjen ile karşılaşması sonrasında şikâyetlerin başlaması ve muayene bulgularının ortaya çıkması; alerjenden uzaklaşması sonrasında ise şikâyetlerin azalıp, kaybolması gerekmektedir. Muayene sırasında tanı, solunum fonksiyon ve çeşitli laboratuvar testleri ile konulabilmektedir.

Polenlerden korunmak için uygulanabilecek yöntemler:

• Doktorunuza danışarak uygun bir yöntem ile hangi polenin bünyenizde alerjiye yol açtığını belirleyin. Her bitki, yılın belli bir döneminde polen ürettiği için alerjik olduğunuz polene göre önceden koruyucu tedaviye başlayarak hazırlık yapabilirsiniz.
• Polen sayısının ılık, kuru ve güneşli günlerde artması; sabahları erken saatlerde ve yağmur sonrasında azalması nedeni ile özellikle polen miktarının fazla olduğu saatlerde, açık alanlarda olabildiğince az sürelerde kalınmalıdır. Çim polenine alerjisi olanlar, bahçe çimlerini kendileri biçmemelidir.
• Polenler ile kaplanma sonucu iç mekânlarda alerjiye neden olma riskine karşı; giysiler ve çamaşırlar yazın açık havada kurutulmamalıdır. Polen mevsiminde pencereler, kapalı tutulmalıdır.
• Eğer mümkün ise polen mevsiminde tatile çıkılmalı ve şikâyetleri tetikleyen polenlerin bulunmadığı, kıyıdaki esintiler vasıtası ile polen sayısının nispeten daha az olduğu deniz kıyısında yer alan bölgelere seyahat edilmelidir.
• Otomobil alma ya da değiştirme ihtiyacı gündeme geldiğinde; polen yakalayıcı hava filtreleri olan otomobiller tercih edilmelidir. Otomobillerinde polen filtresi olan kişiler de otomobillerinin bakımları esnasında polen filtrelerinin değiştirilmesine özen göstermelidir.
• Alerjisi olduğu halde çiçek yetiştirmekten vazgeçmek istemeyenler, böcekler vasıtası ile döllenen renkli süs bitkilerini; örneğin gülü tercih etmelidir. Bu tarz çiçeklerin polenleri, hava ile taşınamayacak kadar ağır olduğu için semptomlara yol açma olasılıkları daha düşüktür.

Alerjiye İyi Gelen Yiyecekler

Alerjiye iyi gelen yiyecekler ile beslenerek;

Burun akıntısı, hapşırma, göz sulanması ve kaşıntı gibi alerjik belirtileri kontrol altına alabilirsiniz. Aşağıda yer alan yiyecekler; alerjik etkenlere karşı vücudun direncini arttırmaya ve görülen semptomları hafifletmeye yardımcı olurlar. Bu yiyecekleri öğünlerinize dahil ederek, sizler de alerjinizi kontrol altına alabilir ve yaşam kalitenizi yükseltebilirsiniz.

1- Yağlı Balık

DHA ve EPA olarak bilinen iki tip omega-3 yağ asidi, yağlı balıklarda zengin oranda bulunur. Bu yağ asitlerinin alerji belirtilerini hafiflettiği bilinmektedir.

Eğer yediğiniz gıdalar EPA ve DHA olarak iki tür omega-3 yağ asidi içeriyorsa, aynı zamanda antialerjik özelliğe de sahiptirler ve alerjik reaksiyonların belirli ölçüde azalmasını sağlarlar.
omega-3 yağ asitleri üzerine yapılan birçok araştırma; vitaminler, mineraller ve sağlıklı yağların sağlığımız üzerinde en etkili yiyecekler olduğunu gösteriyor.

Uskumru, somon, sardalye, alabalık, ton balığı, lüfer ve ringa balığı; omega-3 yağ asitleri bakımından zengin balık çeşitleridir. Ancak bazı balık türlerinde civaya rastlanması, bu deniz ürünlerini çok dikkatli bilinçli yememiz gerektiğini gösteriyor.

2- Ceviz ve Keten Tohumu

Ceviz ve keten tohumu gibi ağaçta yetişen kuruyemişler; omega-3 yağ asitleri içerirler ve vücutta EPA ve DHA olarak bilinen omega-3 yağ asitlerinin üretilmesini kolaylaştırırlar. Haftada en az iki defa balık ve kabuklu kuruyemişler yenildiği takdirde, alerjik reaksiyonlara karşı bağışıklık sistemi güçlenir.

Keten tohumu; içerdiği selenyum minerali ile alerjik belirtilerin azalmasını sağlar.

3- Kış Sebzeleri

Brokoli ve lahana gibi yeşil yapraklı kış sebzeleri; alerji ile ilişkili inflamasyonu (iltihaplanma) azaltmaya yardımcı olurlar. Bağışıklık hücrelerinin histamini bırakmasını önlerler.

Bazı besinlerde bulunan demirin alerji ile ilişkili iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olduğuna inanılıyor.

Elma, soğan, çilek, lahana, karnabahar ve çayların hepsi kuersetin içerirler. Ayrıca, bu gıdaların çoğu anti-alerjik özelliğe sahiptir.

4- Portakal, Biber ve Çilek

C vitamininin alerji belirtilerini kontrol altına almaya yardımcı olduğu düşünülmektedir. Omega-3 içeren besinler, aynı zamanda vücuda C vitamini girmesini de sağlar. Portakal, kırmızı biber ve çilek en iyi C vitamini kaynaklarına örnektir.

C vitamini zengini meyve ve sebzelerle beslenerek, bağışıklık sisteminizi güçlendirebilir ve doğal multivitamin kaynağı yiyeceklerle alerjik semptomları hafifletebilirsiniz. Ancak, taze meyve ve sebzeler yemeye özen gösterin.

5- Sarımsak

Son zamanlarda yapılan bir araştırmada; sarımsağın alerjik reaksiyonları azaltmaya ve önlemeye yardımcı olan kimyasallar ürettiği ortaya çıkmıştır.

Beslenme uzmanları; haftada iki ya da üç kez çiğ sarımsak yemenin sağlığımıza sayısız artı katacağını vurguluyorlar. Sizler de sarımsağı çiğ bir şekilde yiyerek, sağlığınız için çok faydalı bir şey yapmış olursunuz.

6- Yoğurt

Yoğurtta bulunan probiyotikler; yani canlı bakteriler çeşitli hastalığa iyi gelmektedir. Genellikle sindirim sistemi üzerinde olumlu etki gösteren bu probiyotikler, polene karşı alerjik reaksiyonları da azaltmaya yardımcı olur.
Yoğurtta bulunan probiyotikler; alerjenlere karşı bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlar. Vücuttaki iltihap azalır ve sindirim enzimleri de daha sağlıklı çalışır.

Bazı kişilerin süt ürünlerine karşı alerjisi olabilir. Eğer süte ve diğer süt ürünlerine alerjiniz olduğunu düşünüyorsanız, alerjiye iyi gelen diğer yiyecekleri yemeye özen gösterebilirsiniz.

7- Zerdeçal

Yerli Hint baharatlarından biri olarak dünyada tanınan zerdeçal, güçlü bir anti-enflamatuar (iltihap giderici) özelliğe sahip besindir. Bu baharatı yemeklerinize tat katması için kullanmayı alışkanlık haline getirerek, alerjik semptomları da hafifletebilirsiniz.

8- Magnezyum

Magnezyum açısından zengin gıdalar ile beslenmek, birçok alerji türünü kontrol altına almaya yardımcı olur. Magnezyum, alerjik semptomları azaltır ve kaslarımız üzerinde de önemli bir işleve sahiptir.

Magnezyum zengini yiyeceklere; kaju fıstığı, buğday tohumu, koyu yeşil yapraklı sebzeler, soya fasulyesi, avokado, balık, muz ve bitter çikolatayı örnek verebiliriz.

 

Yorumlar