Yaşar Hacısalihoğlu: Çift katmanlı analiz ile gerçeğe ulaşabiliriz
Fransa’da yaşanan saldırının yankıları sürerken, uluslararası ilişkiler açısından da çok önemli tartışmalar yaşanıyor.
Avrupa’da artan gerilimin ardından ilk büyük olay Fransa’da yaşandı. Özellikle İsveç’teki camilere yönelik saldırılar, Almanya’da göçmen karşıtı eylemler ile gerilen toplumsal hayat, Fransa’da Kuaşi kardeşlerin Charlie Hebdo adlı mizah dergisinin 12 çalışanını öldürmesi ile travmaya dönüştü.
Saldırının ardından yaşananlar ise oldukça önemli yeni gelişmelere gebe olacak cinsten. Özellikle Ortadoğu’da yaşanan büyük kaosun nedeni olarak görülen Batı’nın terörle tekrar karşı karşıya kalması ve buna ortak tepkisi, terörün genel bir sorun olduğunun ve her yerde ortak bir tepki ile dışlanması gereken bir olgu olduğunu gözler önüne serdi, bu yönde tartışmaların ana konusu oldu.
Saldırının nedenine tartışmalarda bunun sadece bir göçmen isyanı olmadığı ve devletlerin birbirleri ile olan gizli ilişkilerinin sonucunda bir plan ile gerçekleştiği görüşleri de yer alıyor.
Bu noktada uluslararası ilişkilerin yeni boyutlarını ve yeni denklemlerin ne şekilde yorumlanması gerektiğini, Yeni Yüzyıl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, AjansHaber’e değerlendirdi.
‘TERÖR’ YENİ BİR BİÇİM VE TANIM NİTELİĞİNE BÜRÜNDÜ
‘Bugün yeni dünya sistemi içerisinde ‘terör’ kavramı yeni bir biçim yeni bir tanım niteliğine bürünmüştür’ diyen Hacısalihoğlu, “Açık bir şekilde devletlerarası güç mücadelesinin silahlı diplomatik yolu olarak daha da boyutlanarak bugün sahne almıştır. Bu anlamda da terör örgütleri esas itibariyle, perde arkasında olan devletlerarası cephe savaşından, cephe gerisinde konumlanıp cepheye sürdükleri birer enstrüman olarak sahne alıyorlar. Dolayısıyla bu örgütlerin önündeki sıfatlar ya da bize yansıtılan, algılatılmak istenilen içeriğinden esas itibariyle farklı olan onun arkasında yatan nedenler. Arkadaki yönlendirici aktörler, onların bu güç mücadelesinde yapmak istedikleri.” dedi.
MUTLAKA CEVABININ ARANMASI GEREKEN SORULAR…
Görünmeyen aktörlerin olaylara etkisini yorumlarken bir çağrıda bulunan Hacısalihoğlu, “Bu tür, dünya kamuoyuna önemli mesajlar yollayan, kapsamlı terör eyleminde, her terör hamlesinin stratejik nitelik taşıdığını, mutlak suretle birkaç sorunun sorulması ve cevabının aranması gerektiğini düşünüyorum. O da bu eylemle ne yapılmak istenmiştir, yapıldığı coğrafya niçin seçilmiştir, ve bu kimin işine yaramıştır? Böyle bakılacak olursa çok açık şekilde görülebilir ki, İslam’ı terörle anma ısrarını sürdürmek isteyenler açısından söylüyorum, hiçbir şekilde İslam coğrafyasına, Müslümanlara yaramamıştır” diye konuştu.
“BÖYLE DURUMLARDA ORTAYA ÇIKAN GÜVENLİK PAKETLERİ ÖZGÜRLÜKLERİ KISITLAYICI”
Avrupa’da yaşayan Müslümanların sıkıntılarına değinen Hacısalihoğlu, “En bariz örneği de Avrupa’da nüfusu 5 milyonu aşma eğilimi olan Müslüman nüfusun bugün itibariyle içine bulunduğu tedirginliktir. Böyle durumlarda ortaya çıkan ve adına yeni güvenlik önlemleri denen paketlerin, özellikle yabancı uyruklulara yansıyan, daha sınırlayıcı ve özgürlükleri önemli ölçüde kısıtlayıcı adımlarıdır” şeklinde konuştu.
ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE ÇİFT KATMANLI ANALİZ TEKNİĞİNİN ÖNEMİ
Yaşanan olaylar sonucunda bazı soruların cevabını kendimizin de verebileceğini dile getiren Hacısalihoğlu, “Bilirsiniz ki öteden beri, uluslararası ilişkileri ilgilendiren konularda çift katmanlı bir analiz tekniğini öneriyorum. Birinci katman sadece görünenlerin analizidir. Burası çakılı kalırsa, yüzeysel kalırız, sadece bize gösterilmek istenenlerle yetiniriz. Buradan gerçeğe ulaşamayız” dedi.
İKİNCİ KATMAN: GÖRÜNMEYENLERİN ANALİZİ
Prof. Hacısalioğlu ikinci katmanın ‘görünmeyenlerin analizi’ olması gerektiğini belirterek, “Birinci ve ikinci ile bağ kurmadan, sadece görünmeyenler üzerinden meşgul olursak bu çok inandırıcı olmayabilir. Görünenlerden görünmeyenler arasında mantıklı, akılcı, rasyonel ve geçmişten de bir dizi örnekleri ispatlanmış, ortaya çıkmış bir fikri takip yaparak tarihte ortaya koyarsak, gerçeğe ulaşma ihtimalimiz çok yükselir. Böyle yapıldığı takdirde Fransa’nın tesadüfen seçilmediğini söyleyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
YARIN: FRANSA'DAKİ SALDIRININ ÖNCÜSÜ GELİŞMELER...
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Saldırının ardından yaşananlar ise oldukça önemli yeni gelişmelere gebe olacak cinsten. Özellikle Ortadoğu’da yaşanan büyük kaosun nedeni olarak görülen Batı’nın terörle tekrar karşı karşıya kalması ve buna ortak tepkisi, terörün genel bir sorun olduğunun ve her yerde ortak bir tepki ile dışlanması gereken bir olgu olduğunu gözler önüne serdi, bu yönde tartışmaların ana konusu oldu.
Saldırının nedenine tartışmalarda bunun sadece bir göçmen isyanı olmadığı ve devletlerin birbirleri ile olan gizli ilişkilerinin sonucunda bir plan ile gerçekleştiği görüşleri de yer alıyor.
Bu noktada uluslararası ilişkilerin yeni boyutlarını ve yeni denklemlerin ne şekilde yorumlanması gerektiğini, Yeni Yüzyıl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, AjansHaber’e değerlendirdi.
‘TERÖR’ YENİ BİR BİÇİM VE TANIM NİTELİĞİNE BÜRÜNDÜ
‘Bugün yeni dünya sistemi içerisinde ‘terör’ kavramı yeni bir biçim yeni bir tanım niteliğine bürünmüştür’ diyen Hacısalihoğlu, “Açık bir şekilde devletlerarası güç mücadelesinin silahlı diplomatik yolu olarak daha da boyutlanarak bugün sahne almıştır. Bu anlamda da terör örgütleri esas itibariyle, perde arkasında olan devletlerarası cephe savaşından, cephe gerisinde konumlanıp cepheye sürdükleri birer enstrüman olarak sahne alıyorlar. Dolayısıyla bu örgütlerin önündeki sıfatlar ya da bize yansıtılan, algılatılmak istenilen içeriğinden esas itibariyle farklı olan onun arkasında yatan nedenler. Arkadaki yönlendirici aktörler, onların bu güç mücadelesinde yapmak istedikleri.” dedi.
MUTLAKA CEVABININ ARANMASI GEREKEN SORULAR…
Görünmeyen aktörlerin olaylara etkisini yorumlarken bir çağrıda bulunan Hacısalihoğlu, “Bu tür, dünya kamuoyuna önemli mesajlar yollayan, kapsamlı terör eyleminde, her terör hamlesinin stratejik nitelik taşıdığını, mutlak suretle birkaç sorunun sorulması ve cevabının aranması gerektiğini düşünüyorum. O da bu eylemle ne yapılmak istenmiştir, yapıldığı coğrafya niçin seçilmiştir, ve bu kimin işine yaramıştır? Böyle bakılacak olursa çok açık şekilde görülebilir ki, İslam’ı terörle anma ısrarını sürdürmek isteyenler açısından söylüyorum, hiçbir şekilde İslam coğrafyasına, Müslümanlara yaramamıştır” diye konuştu.
“BÖYLE DURUMLARDA ORTAYA ÇIKAN GÜVENLİK PAKETLERİ ÖZGÜRLÜKLERİ KISITLAYICI”
Avrupa’da yaşayan Müslümanların sıkıntılarına değinen Hacısalihoğlu, “En bariz örneği de Avrupa’da nüfusu 5 milyonu aşma eğilimi olan Müslüman nüfusun bugün itibariyle içine bulunduğu tedirginliktir. Böyle durumlarda ortaya çıkan ve adına yeni güvenlik önlemleri denen paketlerin, özellikle yabancı uyruklulara yansıyan, daha sınırlayıcı ve özgürlükleri önemli ölçüde kısıtlayıcı adımlarıdır” şeklinde konuştu.
ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE ÇİFT KATMANLI ANALİZ TEKNİĞİNİN ÖNEMİ
Yaşanan olaylar sonucunda bazı soruların cevabını kendimizin de verebileceğini dile getiren Hacısalihoğlu, “Bilirsiniz ki öteden beri, uluslararası ilişkileri ilgilendiren konularda çift katmanlı bir analiz tekniğini öneriyorum. Birinci katman sadece görünenlerin analizidir. Burası çakılı kalırsa, yüzeysel kalırız, sadece bize gösterilmek istenenlerle yetiniriz. Buradan gerçeğe ulaşamayız” dedi.
İKİNCİ KATMAN: GÖRÜNMEYENLERİN ANALİZİ
Prof. Hacısalioğlu ikinci katmanın ‘görünmeyenlerin analizi’ olması gerektiğini belirterek, “Birinci ve ikinci ile bağ kurmadan, sadece görünmeyenler üzerinden meşgul olursak bu çok inandırıcı olmayabilir. Görünenlerden görünmeyenler arasında mantıklı, akılcı, rasyonel ve geçmişten de bir dizi örnekleri ispatlanmış, ortaya çıkmış bir fikri takip yaparak tarihte ortaya koyarsak, gerçeğe ulaşma ihtimalimiz çok yükselir. Böyle yapıldığı takdirde Fransa’nın tesadüfen seçilmediğini söyleyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
YARIN: FRANSA'DAKİ SALDIRININ ÖNCÜSÜ GELİŞMELER...
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar