Türkiye AWACS uçaklarla cephe hattını takip ediyor

Kardeş ülke Azerbaycan'ın Ermenistan'ın saldırgan tutumu nedeniyle bölgede yaşadığı gerilimde Türkiye tüm gelişmeleri yakından takip ediyor.

Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan, kardeş ülke Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan çatışmaların ‘konvansiyonel bir harp alanı' yönünde evrildiğini söyledi. Türkiye'ye ait AWACS uçakların Ermenistan sınır hattı boyunca uçmasının ne anlama geldiği sorusuna da yanıt veren Doğan, AWACS bir erken ihbar uçağı. Uçan bir radar olarak da düşünebiliriz. Havadaki uçağınızın elde ettiği tüm verileri istediğiniz merkezlerle, kara, hava ve deniz unsurlarınızla anlık paylaştığı gerçeği kritik bir kabiliyet.' değerlendirmesinde bulundu.

Azerbaycan-Ermenistan hattında uzun süredir düşük seviyede devam eden çatışmalar karşılıklı atışlar ve sınır hattı boyunca hareketlenen askeri birliklerle yeni bir boyut kazandı.

TRT Haber için değerlendirmelerde bulunan Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan, kardeş ülke Azerbaycan ile Ermenistan arasında yaşanan çatışmaların ‘konvansiyonel bir harp alanı’ yönünde evrildiğini söyledi.

ERMENİSTAN BAŞBAKANI’NIN KORKUSU BOŞUNA DEĞİL

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın "Uluslararası toplumu, Türkiye'nin Ermenistan'ın Azerbaycan ile Dağlık Karabağ bölgesi konusundaki ihtilafına karışmasını engellemeye çağırıyoruz" açıklamasını hatırlatan Kadir Doğan, şöyle devam etti:

“Azerbaycan resmi makamlarının paylaştığı görüntülerde de görüldüğü üzere Türk savunma sanayi ürünlerinin sahaya ciddi bir etkisi söz konusu. Bunun bir diğer yansıması da Ermenistan Başbakanı’nın açıklamalarında görülüyor.”

YAPRAK KIPIRDASA HABERİMİZ OLUR

Türkiye’ye ait AWACS uçakların Ermenistan sınır hattı boyunca uçmasının ne anlama geldiği sorusuna da yanıt veren Doğan, şunları söyledi:

“AWACS bir erken ihbar uçağı. Uçan bir radar olarak da düşünebiliriz. Bu gibi erken ihbar uçaklarıyla anlık hava hareketliliğini gözlemleyebiliyoruz. Bu gözlemlerden elde ettiğimiz tüm bilgileri hızlı bir şekilde ilgili makamlarla paylaşabiliyor, anlık karar verme kabiliyetinizi çok üst seviyeye taşıyorsunuz.

Bu açıdan bakıldığı takdirde çok kritik bir platform olduğunu anlamak mümkün. Zira müşterek çalışma noktasında sahip olan kuvvete çok ciddi avantajlar sağlıyor.

AWACS’ların Ermenistan sınır hattı boyunca uçuş gerçekleştirmesi, Türkiye’nin yaşanan olayları çok yakından takip ettiğini gösteriyor. AWACS gibi platformların Link-16 ve TAFICS gibi haberleşme altyapılarıyla birlikte düşünüldüğü zaman etkisi daha net görülüyor. Havadaki uçağınızın elde ettiği tüm verileri istediğiniz merkezlerle, kara, hava ve deniz unsurlarınızla anlık paylaştığı gerçeği kritik bir kabiliyet.

Öte yandan Türkiye’nin havadan elde ettiği istihbari bilgileri Azerbaycan ile paylaşması gayet mümkün. Tüm bunlar Azerbaycan için son derece önemli artıları beraberinde getiriyor.”

TÜRK SAVUNMA SANAYİİ AZERBAYCAN İLE GÜÇLÜ BİR BAĞ KURABİLİR

“Azerbaycan ve Türkiye her ne kadar dost ve kardeş iki ülke olsa da iki ülke arasında stratejik bir ortalıktan bahsetmek pek mümkün değil” bilgisini paylaşan Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan, gelecek dönemde bu alanda neler beklediğine dair şunları söyledi:

“Bakü yönetiminin son çatışmalarda kullandığı araçlarına bakıldığında İsrail tarafından doğrudan temin edilen veya ortak üretilen çok sayıda silahsız ve kamikaze insansız hava aracı göze çarpıyor. Burada ‘Searcher, Aerostar&Orbiter, Heron ve Hermes’ gibi hepsi İsrail yapımı araçlardan bahsediyoruz.

Ayrıca Azerbaycan elinde Rus yapımı sistemler de bulunuyor. Bununla birlikte yine Azerbaycan’ın elinde çok fazla çeşitlilikte insansız hava araçlarına sahip olmasına rağmen, bu araçlar arasında TB2 gibi silahlı bir sistem mevcut değildi. Bu durum anlık karar alıp, uygulama konusunda ciddi bir dezavantaj yaratıyordu.

TSK’nın Suriye ve Libya’da ortaya koyduğu yeni harp konseptini, Azerbaycan’ın imkan ve kabiliyetleri doğrultusunda entegre etmesi kardeş ülke için çok ciddi bir avantaj yaratabilir.

Bu durum hem Türk savunma sanayii adına Azerbaycan’ı sürekli bir ihracat pazarı yaparken, Azerbaycan adına da ciddi bir teknolojik kazanıma dönüşebilir. İlişkilerin bu şekilde devam etmesi ile çok daha üst seviyeye taşınabilir. Sonuçta bu durum her iki ülke için de kazan-kazan bir hale gelecektir.”

Yorumlar