Talha Köse: Yürüyen tabloyu ümit verici olarak görüyorum
Avrupa’da liderlerin de katılımıyla gerçekleşen tarihi yürüyüş, teröre ve şiddete karşı oldukça olumlu bir tablo olarak görüldü.
Avrupa’da yükselen İslamafobi ve şiddet çağrıştıran hareketlerin yükselişinin konuşulduğu sırada Fransa’da olaylar patlak verdi. Sonuç 17 ölü ve büyük bir travma oldu.
Başkent Paris’teki saldırıların ardından yapılan çağrı üzerine toplanan yüzbinler, teröre karşı olmak ve ifade özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla yürüyüş düzenledi. Birçok ülke liderinin de bulunduğu yürüyüş, böylece tarihi bir nitelik kazanmış oldu.
Avrupa’daki bu tarihi hareketi ve olası sonuçlarını İstanbul Şehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Talha Köse, AjansHaber'e değerlendirdi.
“YÜRÜYÜŞLE TERÖR LANETLENİRKEN AYNI ZAMANDA BİR TAVIR ORTAYA KOYULDU”
Avrupa’da son dönemde yabancı düşmanlığı ve İslam düşmanlığı çerçevesinde artan bir gerilim olduğunu dile getiren Köse, “Bu artan gerilim, İsveç, İsviçre, Almanya gibi birçok ülkede de karşılığını görmüştü. Bu gerilim ve ayrımcılık söylemini kullanan siyasi hareket ve partiler de vardı. Bu yürüyüşle terör lanetlenirken aynı zamanda ılımlı liderleri de bir arada tutarak bu tip aşırılıklıkların önüne geçmeye yönelik bir tavır ortaya koyuldu. Bu tavrın toplumun genelinde nasıl bir karşılık bulacağını tam olarak bilemiyoruz” dedi.
“TOPLUM TABANINDAKİ İSLAM KARŞITLIĞI ENGELLENEBİLECEK Mİ?”
‘Batı kamuoyunda görüntünün ilk karşılığı Müslümanların yapmış olduğu bir eylem olarak algılanması’ diyen Köse, “Tersine tamamen Müslümanlara mal edilemeyecek ve toplumun tamamının buna karşı koyduğu bir eylem olarak tanımlanmaya çalışılıyor. Toplumun tabanındaki İslam karşıtlığı engellenebilecek mi, asıl kaygı orada. Aynı zamanda bu tip aşırılıkçı toplum desteğine, tabii sadece İslam karşıtlığı bağlamında değil, aynı zamanda orada göçmen Müslüman toplulukları arasında da bu tip aşırı hareketlere kaymanın önüne geçmeyi de hedefleyen bir yaklaşım” diye konuştu.
“ORTAYA ÇIKAN ŞİDDET, GÜNDELİK BİR OLAY DEĞİL”
Avrupa’da yaşanan şiddete karşı duruşun Ortadoğu’daki şiddet için de var olması durumuna değinen Köse, “Karar alıcıların bu meseleyi nasıl yorumlayacakları ile ilgili bir mesele. Ortaya çıkan bu şiddet olayı, gündelik bir olay değil. 2005 yıllarında Fransız banliyölerinde göçmenlerin eylemleri vardı. Londra’da da aynı şekilde. Yani aslında Avrupa’nın birçok yerinde toplum genelinden dışlanmış kitleler var. Bu yalnızca Müslümanlarla sınırlı değil. Bu dışlanmış kitlenin şiddet olaylarına karışmasını kolaylaştıracak bir takım gelişmeler yaşandı. İnsanların Suriye’deki ve Irak’taki otorite kaybından sonra ortaya çıkan boşlukta oraya gitme ve şiddeti daha sistematik şekilde öğrenme imkânları doğdu. Dolayısıyla hem bu imkân hem de ayrımcılık bir araya geldiğinde ciddi bir tepki ortaya koydu” şeklinde konuştu.
“YÜRÜYEN TABLOYU ÜMİT VERİCİ OLARAK GÖRÜYORUM”
Yaşanan şiddet sorununun Müslümanlar dışında bütün bir göçmen kitlede var olduğunu dile getiren Köse, “Bu konunun sebebi olan şeyler sadece Müslüman göçmenlerle ilgili değil ancak Müslümanların radikal gruplara daha rahat ulaşma imkânı doğdu. Ümit ediyoruz ki Irak, Suriye ve diğer yerlerdeki otorite boşluğunun doldurulması konusunda Avrupa Birliği ve liderler bunu çok daha dikkate alırlar. Oradaki tablo, yürüyen tabloyu bu açıdan ümit verici olarak görüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Başkent Paris’teki saldırıların ardından yapılan çağrı üzerine toplanan yüzbinler, teröre karşı olmak ve ifade özgürlüğüne sahip çıkmak amacıyla yürüyüş düzenledi. Birçok ülke liderinin de bulunduğu yürüyüş, böylece tarihi bir nitelik kazanmış oldu.
Avrupa’daki bu tarihi hareketi ve olası sonuçlarını İstanbul Şehir Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Talha Köse, AjansHaber'e değerlendirdi.
“YÜRÜYÜŞLE TERÖR LANETLENİRKEN AYNI ZAMANDA BİR TAVIR ORTAYA KOYULDU”
Avrupa’da son dönemde yabancı düşmanlığı ve İslam düşmanlığı çerçevesinde artan bir gerilim olduğunu dile getiren Köse, “Bu artan gerilim, İsveç, İsviçre, Almanya gibi birçok ülkede de karşılığını görmüştü. Bu gerilim ve ayrımcılık söylemini kullanan siyasi hareket ve partiler de vardı. Bu yürüyüşle terör lanetlenirken aynı zamanda ılımlı liderleri de bir arada tutarak bu tip aşırılıklıkların önüne geçmeye yönelik bir tavır ortaya koyuldu. Bu tavrın toplumun genelinde nasıl bir karşılık bulacağını tam olarak bilemiyoruz” dedi.
“TOPLUM TABANINDAKİ İSLAM KARŞITLIĞI ENGELLENEBİLECEK Mİ?”
‘Batı kamuoyunda görüntünün ilk karşılığı Müslümanların yapmış olduğu bir eylem olarak algılanması’ diyen Köse, “Tersine tamamen Müslümanlara mal edilemeyecek ve toplumun tamamının buna karşı koyduğu bir eylem olarak tanımlanmaya çalışılıyor. Toplumun tabanındaki İslam karşıtlığı engellenebilecek mi, asıl kaygı orada. Aynı zamanda bu tip aşırılıkçı toplum desteğine, tabii sadece İslam karşıtlığı bağlamında değil, aynı zamanda orada göçmen Müslüman toplulukları arasında da bu tip aşırı hareketlere kaymanın önüne geçmeyi de hedefleyen bir yaklaşım” diye konuştu.
“ORTAYA ÇIKAN ŞİDDET, GÜNDELİK BİR OLAY DEĞİL”
Avrupa’da yaşanan şiddete karşı duruşun Ortadoğu’daki şiddet için de var olması durumuna değinen Köse, “Karar alıcıların bu meseleyi nasıl yorumlayacakları ile ilgili bir mesele. Ortaya çıkan bu şiddet olayı, gündelik bir olay değil. 2005 yıllarında Fransız banliyölerinde göçmenlerin eylemleri vardı. Londra’da da aynı şekilde. Yani aslında Avrupa’nın birçok yerinde toplum genelinden dışlanmış kitleler var. Bu yalnızca Müslümanlarla sınırlı değil. Bu dışlanmış kitlenin şiddet olaylarına karışmasını kolaylaştıracak bir takım gelişmeler yaşandı. İnsanların Suriye’deki ve Irak’taki otorite kaybından sonra ortaya çıkan boşlukta oraya gitme ve şiddeti daha sistematik şekilde öğrenme imkânları doğdu. Dolayısıyla hem bu imkân hem de ayrımcılık bir araya geldiğinde ciddi bir tepki ortaya koydu” şeklinde konuştu.
“YÜRÜYEN TABLOYU ÜMİT VERİCİ OLARAK GÖRÜYORUM”
Yaşanan şiddet sorununun Müslümanlar dışında bütün bir göçmen kitlede var olduğunu dile getiren Köse, “Bu konunun sebebi olan şeyler sadece Müslüman göçmenlerle ilgili değil ancak Müslümanların radikal gruplara daha rahat ulaşma imkânı doğdu. Ümit ediyoruz ki Irak, Suriye ve diğer yerlerdeki otorite boşluğunun doldurulması konusunda Avrupa Birliği ve liderler bunu çok daha dikkate alırlar. Oradaki tablo, yürüyen tabloyu bu açıdan ümit verici olarak görüyorum” değerlendirmesinde bulundu.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar