Sultanahmet saldırısı neden yapıldı?

Sultanahmet’te Turizm Şube Müdürlüğü'ne düzenlenen canlı bomba saldırısında failin kimliği belli oldu ancak hangi örgütle bağlantısının olduğu henüz açıklanmadı.

Sultanahmet ‘te polislere yönelik düzenlenen bombalı saldırının ayrıntıları netleşmeye başladı. Yeni gelen bilgilerle, saldırgana yönelik kimlik bilgisinin de yanlış olduğu ortaya çıktı. İlk olarak DHKP-C üyesi bir kadının saldırıyı düzenlediği belirtilmiş ve saldırının Dolmabahçe saldırısının bir devamı olduğu şeklinde yorumlar yapılmıştı. Ancak ailesinin teşhisinden failin DHKP-C üyesi olmadığı ortaya çıkmış daha sonra Dağıstanlı Diana Ramazova olduğu açıklanmıştı.

Bu gelişmelerle birlikte saldırının hangi örgüt tarafından, neden gerçekleştirdiği sorusu ortaya çıktı. Saldırganın IŞİD ya da El Kaide ile bağlantısının olup olmadığı da araştırılıyor.

Emniyet İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Bülent Orakoğlu, yeni bilgiler ışığında Sultanahmet saldırısını AjansHaber’e değerlendirdi.

“2015 SEÇİMLERİ HEDEF ALINIYOR”

Türkiye düşmanları diyebileceğimiz bir cephenin varlığından söz eden Orakoğlu,  “Bu cephenin başını İsrail çekiyor. ‘One Minute’ meselesinden sonra Türkiye’deki hükümeti yıkmak için Türkiye’nin içerisindeki terör örgütleri, bazı siyasi partiler ve yurtdışındaki AIPAC lobisinin Türkiye aleyhine girişimi var. Burada baktığımızda 2015 seçimlerinin hedef alındığını görüyoruz” dedi.

“DHKP-C İLE PARALEL YAPI İLİŞKİSİNİ AÇIKÇA ORTAYA KOYDU”

Dolmabahçe saldırısının tamamen algı operasyonu olduğunu dile getiren Orakoğlu,  “Patlamamış bir bomba, tarihi geçmiş silahlar. Bu eylem birdenbire paralel yapının, polisin çalışmadığını, teşkilatın etkisiz kaldığını göstermeye çalışan bir algı operasyonu. Paralel yapının polislerinin gözaltına alınmasından dolayı emniyetin güçsüz kaldığını göstermek için yapıldı. DHKP-C ile paralel yapı arasındaki ilişkiyi de çok açıkça ortaya koymuş oldu” diye konuştu.

“TÜRKİYE’NİN DÜŞMANLARI İÇERİDE VE DIŞARIDA BİR ARAYA GELDİLER”

‘İsrail ile IŞİD arasındaki ilişkiyi de hep konuştuk’ diyen Orakoğlu,  “Sultanahmet’teki canlı bomba saldırısından kısa süre önce Filistin devletinin kurulmasına yönelik oylama vardı. İsrail buna karşı çıktı. Burada IŞİD’in kuruluşunu Snowden ciddi şekilde açıkladı. IŞİD, ABD ve İsrail’in Ortadoğu’daki dengeleri kendi lehine çevirmesi için kuruldu. Türkiye’nin düşmanları içeride ve dışarıda bir araya geldiler. Türkiye’nin Ortadoğu’daki politikaları bu ülkeleri rahatsız etti. Sultanahmet saldırganı olan Rus uyruklu kadının 7 ay Türkiye’de kalması ve Suriye’ye gidip gelmesi çok enteresan. DHKP-C dediğimizde de Suriye geliyor akla, 1994’te Şam’da kuruldu” şeklinde konuştu.

“İSRAİL ETKİSİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”

İsrail’in etkisine değinen Orakoğlu, “Türkiye’nin Ortadoğu politikalarının doğrulanması, Müslüman Kardeşler, Hamas gibi örgütlerin seçimle işbaşına geçmeleri İsrail’i ve Sykes Picot’u kuranları çok ciddi rahatsız etti. Türkiye’deki çözüm süreci de aynı şekilde rahatsız etti. Rus kadının IŞİD’le veya benzeri bir örgütle ilgili bir eylem gerçekleştirmiş olabileceğini ve bunda da İsrail etkisi olduğunu düşünüyorum” dedi.

“HOLLANDE’IN ‘BARBARLAR’ DEMESİ İLGİNÇ”

‘François Hollande’ın Paris saldırıları ile ilgili olarak ‘barbarlar’ demesi de ilginç’ diyen Orakoğlu,  “Onlar için barbar demek Osmanlı ve Türk demek. Hollande’ın bunu barbarlar yapmış demesi, Osmanlı ve Türkiye’nin geçmişi ile ilgilidir. Türkleri, Osmanlı’yı akıllara getirir. Hatırlarsak, sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan da ‘Yeni Osmanlıcılık’ ile itham edilmişti. Paris saldırısında eylemlerin kimin işine yaradığına da bakmak lazım. AB ülkelerinin Filistin’i tanıması olayı vardı. Paris saldırısı ile bu hedefler kayboldu” değerlendirmesinde bulundu.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.



Yorumlar