Sedat Laçiner: Yürüyüşü doğru okumak ve abartmamak gerekiyor
Paris’te Charlie Hebdo saldırısı ve market saldırılarında hayatını kaybedenler için düzenlenen yürüyüşe Başbakan Ahmet Davutoğlu da katıldı.
Paris’te geçtiğimiz hafta gerçekleşen 2 saldırıda 17 kişi hayatını kaybetti. Charlie Hebdo adlı mizah dergisi ve Yahudi ürünler satan bir markete yönelik silahlı saldırılar sonucunda ölenler için dün Paris’te 1.5 milyon insan katılımlı bir yürüyüş gerçekleşti. Yürüyüşün önemli noktalarından birisi de, çok sayıda devlet başkanı, başbakan ve bakanların katılımı oldu.
Almanya Başbakanı Merkel, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail Başbakanı Benyamin Netenyahu, İngiltere Başbakanı David Cameron, İtalya Başbakanı Matteo Renzi, İspanya Başbakanı Mariano Rajoy ve tabii ki Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın da katıldığı tarihi yürüyüşte Başbakan Davutoğlu da yer aldı. Davutoğlu’nun bu yürüyüşte olması oldukça önemli bir karar olarak görüldü.
Prof. Dr. Sedat Laçiner, dün gerçekleşen tarihi yürüyüşü ve gelişmeleri AjansHaber’e değerlendirdi.
“BAŞBAKAN’IN KATILIMI TÜRKİYE VE DIŞ POLİTİKA AÇISINDAN DOĞRU BİR KARAR”
Başbakan Davutoğlu’nun Paris’e gitmesi ve teröre karşı destek görüntüsü verilmesini Türkiye ve dış politika açısından doğru bulduğunu ifade eden Laçiner, “Ancak bu konuda Türkiye’nin geçmişe göre daha az rol oynadığını ve oynayabileceği daha fazla rol olduğunu düşünüyorum. İslam’da radikalleşme ve aşırılık konusunda Türkiye çok özel bir ülke ve bu gücünü bence hem Batı nezdinde hem de doğu nezdinde daha gür bir şekilde kullanabilir. Burada tereddüt var. Batı’da da marjinalleştirme çabası var. Buna da fırsat veriyor geri planda durulması” dedi.
“YÜRÜYÜŞÜ DOĞRU OKUMAK VE ABARTMAMAK GEREKİYOR”
Paris’teki yürüşün doğru olduğu kadar fazla abartılmaması gerektiğini de söyleyen Laçiner, “O yürüyüşte PKK bayrakları ile örgüt temsilcileri de yürüdü. O yürüyüşte terörle adı çok anılan İsrail Başbakanı da yürüdü. Orada herkes vardı. Olunmasında fayda vardı ama çok da fazla bir sonuç çıkmaz” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN İSLAM DÜNYASINDAKİ RADİKALLEŞME KONUSUNDA AKTÖR OLMASI GEREKİYOR”
‘Türkiye’nin İslam dünyasındaki radikalleşme, El Kaide gibi konularda çok kapsamlı bir çalışmasının olması ve aktörü olması gerekiyor’ diyen Laçiner, “Türkiye IŞİD ve El Kaide konusunda daha net olmak zorunda. Bunlar terör örgütü mü değil mi? IŞİD’in terör örgütü listesinde olduğunu söylüyoruz. Terör örgütü listesindeyse bunlar, bir terör örgütü üyesi konusunda yapılması gerekenler bellidir. Eğer bir teröristi bir yerde görürseniz tutuklarsınız ve mahkemeye çıkarırsınız, cezasını terör yasanızla verirsiniz” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE BU TÜR MÜCADELELERDE GERİ DURMAMALI”
Türkiye’nin terörle mücadele konusunda aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade eden Laçiner, “Yanı başımızda IŞİD var, onun da terör örgütü olduğu söyleniyor ama ben şu ana kadar IŞİD’li olup da terör örgütü üyeliğinden yargılananı hatırlamıyorum. Burada bir gariplik var. Türkiye, IŞİD’i üzerime çekmeyeyim, kışkırtmayayım, düşüncesi ile çok üzerine gitmiyor. ‘Esad gelirse IŞİD’den daha mı az zararlı? Ya da PKK gelirse daha mı iyi olur?’ düşüncesi var. Bana sorarsanız Ortadoğu bölgesinde en zararlı unsur IŞİD’dir. Kötüler arasında bir sıralama yapmak da doğru değil. Bunların hepsi ile mücadele edilmesi gerekiyor. Mücadele edilmezse Türkiye’ye faturası ağır olur. Türkiye bu tür mücadelelerde geri durmamalı” dedi.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Almanya Başbakanı Merkel, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, İsrail Başbakanı Benyamin Netenyahu, İngiltere Başbakanı David Cameron, İtalya Başbakanı Matteo Renzi, İspanya Başbakanı Mariano Rajoy ve tabii ki Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın da katıldığı tarihi yürüyüşte Başbakan Davutoğlu da yer aldı. Davutoğlu’nun bu yürüyüşte olması oldukça önemli bir karar olarak görüldü.
Prof. Dr. Sedat Laçiner, dün gerçekleşen tarihi yürüyüşü ve gelişmeleri AjansHaber’e değerlendirdi.
“BAŞBAKAN’IN KATILIMI TÜRKİYE VE DIŞ POLİTİKA AÇISINDAN DOĞRU BİR KARAR”
Başbakan Davutoğlu’nun Paris’e gitmesi ve teröre karşı destek görüntüsü verilmesini Türkiye ve dış politika açısından doğru bulduğunu ifade eden Laçiner, “Ancak bu konuda Türkiye’nin geçmişe göre daha az rol oynadığını ve oynayabileceği daha fazla rol olduğunu düşünüyorum. İslam’da radikalleşme ve aşırılık konusunda Türkiye çok özel bir ülke ve bu gücünü bence hem Batı nezdinde hem de doğu nezdinde daha gür bir şekilde kullanabilir. Burada tereddüt var. Batı’da da marjinalleştirme çabası var. Buna da fırsat veriyor geri planda durulması” dedi.
“YÜRÜYÜŞÜ DOĞRU OKUMAK VE ABARTMAMAK GEREKİYOR”
Paris’teki yürüşün doğru olduğu kadar fazla abartılmaması gerektiğini de söyleyen Laçiner, “O yürüyüşte PKK bayrakları ile örgüt temsilcileri de yürüdü. O yürüyüşte terörle adı çok anılan İsrail Başbakanı da yürüdü. Orada herkes vardı. Olunmasında fayda vardı ama çok da fazla bir sonuç çıkmaz” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN İSLAM DÜNYASINDAKİ RADİKALLEŞME KONUSUNDA AKTÖR OLMASI GEREKİYOR”
‘Türkiye’nin İslam dünyasındaki radikalleşme, El Kaide gibi konularda çok kapsamlı bir çalışmasının olması ve aktörü olması gerekiyor’ diyen Laçiner, “Türkiye IŞİD ve El Kaide konusunda daha net olmak zorunda. Bunlar terör örgütü mü değil mi? IŞİD’in terör örgütü listesinde olduğunu söylüyoruz. Terör örgütü listesindeyse bunlar, bir terör örgütü üyesi konusunda yapılması gerekenler bellidir. Eğer bir teröristi bir yerde görürseniz tutuklarsınız ve mahkemeye çıkarırsınız, cezasını terör yasanızla verirsiniz” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE BU TÜR MÜCADELELERDE GERİ DURMAMALI”
Türkiye’nin terörle mücadele konusunda aktif bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade eden Laçiner, “Yanı başımızda IŞİD var, onun da terör örgütü olduğu söyleniyor ama ben şu ana kadar IŞİD’li olup da terör örgütü üyeliğinden yargılananı hatırlamıyorum. Burada bir gariplik var. Türkiye, IŞİD’i üzerime çekmeyeyim, kışkırtmayayım, düşüncesi ile çok üzerine gitmiyor. ‘Esad gelirse IŞİD’den daha mı az zararlı? Ya da PKK gelirse daha mı iyi olur?’ düşüncesi var. Bana sorarsanız Ortadoğu bölgesinde en zararlı unsur IŞİD’dir. Kötüler arasında bir sıralama yapmak da doğru değil. Bunların hepsi ile mücadele edilmesi gerekiyor. Mücadele edilmezse Türkiye’ye faturası ağır olur. Türkiye bu tür mücadelelerde geri durmamalı” dedi.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar