Ne kadar küreselleştik?

Bu soruyu ilk başta Türkiye özelinde değil Amerika özelinde cevaplamak gerek. Küreselleşme denen olgunun ekonomik boyutunu inceleyelim. Küreselleşmenin ekonomik boyutunu ele almak için 2008 Krizini neşterlemek daha zihin açıcı olacaktır.

Amerika 2000'li yıllarda ekonomisinde durgunluk yaşamış,  bu durgunluğu ortadan kaldırmak için Amerika Merkez Bankası (FED) kısa vadeli faiz oranlarında düşüşe gitmiştir. Bu düşüşle beraber Amerikan halkına bankalarca verilen düşük faizli ipotekli konut kredilerinde büyük bir talep patlaması yaşandı. İptekli Konut Kredisi ile konut sahibi olan kredi sahipleri ilerleyen yıllarda FED'in faiz artırımına gitmesiyle birlikte kredilerini ödemekte zorluk çektiler.  Yükselen faizin etkisi ile kredi borçlarını ödeyemeyen halkın konutlarına ipotek koyma yetkisi  bankalarca mevcut idi. Bankalar kredilerini ödeyemeyenlerin konutlarına ipotek koyup devraldı. İpotekli konutları satıp zararlarını kapatmak istedi. Bankaların ipotekli konutları satmak istemesi ile birlikte piyasalarda artan boş konutlar konut fiyatlarını düşüşe geçirdi. Mecburen düşük fiyata ellerindeki konutları satan bankalar bundan büyük zararlar etti.

İpotekli konut kredisi sistemine yatırım yapan banka ve finansal kurumlar 453 milyar dolar zarar etti. Büyüklük toplamı 177 milyar dolar civarında olan 13 Amerikan bankası battı.

Amerika'da bu krizin yaşanmasında reyting kuruluşlarının yanlış not vermesi de etkili oldu.

Bu konuda ABD Temsilciler Meclisi Başkanı ve Kongrenin etkili isimleri, derecelendirme  kuruluşları olan Moody’s, Standars and Poor’s ve Fitch’in bilerek, kasten yüksek not verdiğini ısrarla iddia etmişlerdir.

Krize neden olanlar arasında FED'in yanlış para politikalarının olduğunu savunanlarda mevcut.

Bu finans temelli krizin asıl önemli boyutu ise küreselleşme denen olgu. Küreselleşme ile birlikte hız kazanan uluslararası finansal piyasaların entegrasyonu sonucunda Amerika finans sektörü ile entegre olan İngiltere dahil birçok ülke bu krizden etkilenmiştir. Amerikanın en çok sermaye çeken ülke olması da krizin küreselleşmesine katkıda bulunmuştur.

Ortaya çıkan küresel finans krizinden kurtulmak için ülkeler çok büyük miktarlarda kurtarma paketleri ilan etmiştir. Örneğin; ABD 819 milyar dolar, Japonya 100 milyar dolar,Birleşik Krallık 20 milyar pound, Kanada 32 milyar dolar, Almanya 31 milyar euro Çin 4 trilyon yuan yatırım yaparak bu krizi aşmaya çalışmıştır.

Peki Türkiye bu gelişmelerden nasıl etkilenmiştir?

Uluslararası piyasalarda 2000 li yıllardan sonra oluşan düşük faizli krediler Türkiye'deki özel sektörü cezbetmiştir. Özel sektör büyük miktarlarda dış borçlanma yoluna gitmiştir.

ABD'den yayılan bu kriz küreselleşmenin getirdiği entegrasyon sonucu birçok ülkeyi etkilemiştir. AB'nin kriz sonrası büyüme oranları düşmüş, dış talebi azalmıştır. AB ülkelerinin Türkiye'den yaptıkları ithalatda düşüşe geçmiştir. Bu sebeplerden ötürü Türkiye'de krizden payını almıştır. Krizin etkisi ile 2009 yılında ülkemizin büyüme oranı, ihracatı ve doğrudan yabancı sermaye girişinde düşüş yaşanmış, işsizlik 3 puan artış göstermiştir.

İhracatçılarımız kriz sonrası yeni pazar arayışlarına girmiştir. Bunun sonucunda Libya, Mısır ve Irak'a ihracatımızda artış gözlenmiştir.

Tüm bu gelişmeler bize gösteriyor ki ekonomik küreselleşmenin getirdiği ülkelerarası artan entegrasyon kriz zamanlarında domino etkisi yapmakta. Bugün ekonomik küreselleşmeden tamamıyla arınmanın ve uzak durabilmeninde imkansız olduğu gerçeğinide unutmamız gerek.

Bu ekonomik entegrasyonda başı çeken ABD son yıllarda ipin ucunu kaçırdığının farkında olduğu için ticaret savaşlarını politikasına eklemiştir. İkili ticarette her zaman en çok kazananın kendisi olma politikasının tutmadığı ülkelere ekonomik savaş açmıştır. Bu alanda en güzel örnekler Meksika ve Çin'dir. Bu ülkelerde ihracat oranlarının ithalat oranlarının gerisinde kalması Amerika'nın da küreselleşmeyi sorgulamasına yol açmıştır.

Türkiye olarak yeni yeni olsada dolara bağlılığımızın azaltılmaya çalışılması gecikmiş bir hamledir. Rusya, Çin, İran gibi ülkelerle milli paralar üzerinden ticaret yapılması küreselleşmenin olumsuz etkilerinden korunmamıza yarıyacaktır. Özellikle 2017 verilerinde 37 milyar 194 milyon 822 bin dolar olarak gördüğümüz enerji ithalatı başta olmak üzere dolar kullanımı yerine milli paraların kullanımının başlatılması gereklidir.

HAYRULLAH DESTEGÜL