Macron'un Esed ve bebek katili PKK'yla derin ilişkisi

Fransa, Suriye’deki PKK yapılanmasına en güçlü desteği veren ülkelerin başında geliyor.

PKK’NIN SÖZDE MAHKEMELERİNİ TANIYAN ÜLKE FRANSA

ABD, PYD teröristlerine ağır silah yardımı yaptı, askeri destek verdi, yarım milyar dolardan fazla bütçe ayırdı.

Ama PYD’nin Suriye’de oluşturduğu terör yapısının Washington’da devlet önünde resmi karşılığı, Fransa’nın PYD’ye sağladığı imkanlardan daha az.

Bir örnek verecek olursak, PYD işgal altındaki Kamışlı’da terör mahkemeleri kurdu, orada DAEŞ teröristlerini yargıladı. Yani terörist, teröristi yargıladı, böyle bir komedi yaşandı ve Fransa Adalet Bakanlığı işte bu terör mahkemesini tanıma kararı aldı.

 
Bu skandal karar Ocak ayında alındı.
Kamışlı’daki terör mahkemesine çıkarılan Fransız asıllı DAEŞ teröristi, ülkesine gönderilecekti.

Ancak Fransa Adalet Bakanlığı “hayır, istemiyoruz, siz orada yargılayın”dedi.
Hemen ardından da Adalet Bakanı Nicole Belloubet, PYD’nin mahkemelerinin vereceği kararları tanıdıklarını söyledi.

Bunu Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un hukuk danışmanı da onayladı.

PKK’NIN TERÖR İNŞAATLARININ MİMARI FRANSA

Afrin’de hatırlarsınız, metro gibi terör tünelleri, terör kuleleri bulundu. Hepsinin Fransız Lafarge firmasının Suriye’nin kuzeyindeki fabrikası sayesinde inşa edildiği ortaya çıktı.

ZEYTİN DALI HAREKATINA EN ÇOK KARŞI ÇIKAN ÜLKE FRANSA

Fransa’nın 20 Ocak’ta başlayan ve PKK’yı hedef alan Zeytin Dalı harekatına en çok karşı çıkan Avrupa ülkesi olduğunu, Fransa Cumhurbaşkanı ve Fransa Dışişleri Bakanının operasyon süresince terör örgütünün yanında saf tuttuğunu da hatırlatmakta fayda var.

Yani Fransa’nın bugün Münbiç’te ya da Suriye’nin bir başka noktasında PKK’ya destek olmak için sahaya inmek istemesi aslında çok sürpriz değil.

Kaldı ki Suriye’de en az 100 kişilik Fransız özel kuvvetler ekibinin bulunduğunu da söylemek gerek.

HAFIZ ESED’İN DEDESİNİN FRANSA BAĞLANTISI
Fransa’nın PKK’ya karşı özel bir ilgisi var.
Fransa’nın bir de Suriye’ye karşı özel bir ilgisi var.
Suriye eski sömürgesi.

Dahası bugün kendi halkını katleden Beşar Esed’in babası Hafız Esed’i Suriye’de başa getiren güç de Fransa’dır.

Hafız Esed’in babası Ali Süleyman Esed, Suriye’de Osmanlı sonrası 30 yıl süren Fransız Mandasının en büyük destekçisiydi.

Dede Esed, 1936’da Fransa Başbakanı Leon Blum’a bir mektup yazdı, “size yalvarıyoruz” ifadelerinin de yer aldığı o mektupta Suriye’nin sünni halkını kötüledi, kendileri gibi Nusayrilerin Fransızlara en sadık topluluk olduğunun garantisini verdi.
Dede Esed Fransız mandasının kalmasını ısrarla istiyordu.
Fransızlar eğer giderse de yönetimin kendilerine verilmesini talep ediyordu.

HAFIZ’I SURİYE’DE BAŞA GETİREN FRANSA
Nitekim öyle oldu.
Fransız Başbakanına mektup yazan Ali Süleyman Esed’in oğlu Hafız, 1950’li yıllarda Lübnan’da Cizvit rahiplerinin kontrolündeki bir üniversitede tıp okurken, daha birinci sınıfta okulu bırakıp, Suriye’ye döndü ve aslında Nusayri azınlığın mensubu olarak girmesi çok zor olan Suriye Hava Harp okuluna kaydoldu.
Hafız Esed’i Suriye’de Hava Harp Okuluna yerleştiren ve sonrasında Suriye’de 1971’de darbeyle başa getiren güç Fransızlardan başkası değildi.

FRANSA’NIN GÖREVLENDİRDİĞİ ESED AİLESİNİN PKK İLE İŞBİRLİĞİ

Fransızların el vermesiyle Suriye’de başa gelen Hafız Esed, 80’lerden itibaren PKK’ya Suriye’de ev sahipliği yapan ardından da PKK uzantısı PYD’nin oluşumunu sağlayan güç oldu.
Hafız’dan sonra oğlu Beşar Esed de 2011’deki halk ayaklanmasının ilk aylarında Suriye’nin kuzeyini PYD terör örgütüne teslim etti.
Yani bugün Türkiye’nin sınırı boyunca püskürtmeye çalıştığı PYD teröristlerini oraya anahtar teslim yerleştiren bizzat Esed’in kendisiydi.

LÜBNAN’DA DA FRANSA

Şu bir gerçek ki Fransa aslında sömürgesi olan ülkelerin neredeyse tamamında aynı yöntemi kullanıyor.

Suriye’den çok uzağa gitmeden Lübnan’a bakmakta fayda var.
Bugün Doğu Akdeniz’de kopan doğalgaz kavgasının başrolünde Fransa’nın olduğunu görürsünüz.
Fransız enerji devi Total, Kasım ayında Riyad’da istifasını sunan Lübnan Başbakanı Hariri’nin bizzat Fransa tarafından tekrar Beyrut’a getirilmesinin ardından Lübnan hükümetiyle doğalgaz arama ve çıkarma anlaşmasına imza attı. Ve şu an Fransızlar Doğu Akdeniz’de Lübnan adına çalışma yapıyor.

14 AFRİKA ÜLKESİNİ HALA SÖMÜREN ÜLKE FRANSA

Suriye ve Lübnan’ın yanı sıra Fransa’nın bir Afrika’daki sömürgeleri var.
Aradan 60’dan fazla yıl geçmiş olsa da tam 14 ülke hala Fransa’nın emrinde.
Benin, Burkina Faso, Gine, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal, Togo, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Kongo, Ekvator Ginesi ve Gabon.
Bu 14 ülke bugün hala sömürge vergisi adı altında Fransa’ya haraç ödüyor.
Her yıl ortalama 500 milyar Euro haraç verdikleri söyleniyor.
Fransa her ne kadar “çekildik” dese de aslında sömürgelerinin yakasını hiçbir şekilde bırakmıyor.

Giderken hepsinin başına kendine bağlı diktatörler yerleştiriyor ve öyle bir sistem kuruyor ki, ömür boyu o ülkeyi kendisine mahkum ediyor.

FRANSA GİDERKEN TÜM SÖMÜRGELERİNDE AYNI SİSTEMİ KURDU

Mesela Afrika’daki bu 14 ülkeden her hangi biri Fransa’ya baş kaldırsa ve “anayasada kanunen yeri yok, ben size haraç vermeyi reddediyorum” dese ya o lider öldürüyor ya da o ülkede darbe oluyor.

Son 50 yılda 26 Afrika ülkesinde toplam 67 askeri darbe meydana geldi. Bu darbelerin meydana geldiği ülkelerin 16'sı eski Fransız sömürgesi. Suikast veya darbe olmazsa da Fransızların kurduğu sömürge sistemi, o paranın bir şekilde Paris’e ulaşmasını sağlıyor.
14 Afrika ülkesinin döviz rezervleri Fransa Hazinesine bağlı.
Fransa vergiyi ödemeyen ülkenin döviz rezervini bloke edebiliyor bu sayede para otomatikman Fransa’nın cebinde kalıyor.

 

Yorumlar