Azmiyle herkesi kendine hayran bıraktı

İZMİR'in Dikili İlçesi'nde, halk arasında beyin felci olarak bilinen Serabral Palsi hastası 36 yaşındaki Ertan Doğan, yaşama azmi ile çevresindekilere parmak ısırttırıyor.

Sol elinin orta ve yüzük parmağı dışında hiçbir uzvunu kullanamayan ve tekerlekli sandalyade yaşamını sürdüren Doğan, yazarlığa soyunarak iki kitaba imza attı.

"DAHA GERÇEKLEİTİRECEĞİM HAYALLERİM VE HEDEFLERİM VAR"
  Yaşamı ve yaptıklarıyla başarıda sınır tanımayan ve çevresine örnek olan Ertan Doğan, sadece iki parmağını kullanarak 'Ben de Varım' ve 'Ölüme Çalım' adında iki kitap yazdı. Birçok makaleye de imza atan, doğuştan Serabral Palsi hastası Bursa doğumlu yazar Ertan Doğan, iki parmağını kullanıp, cep telefonu aracılığıyla annesi Memnune Doğan'a mesaj göndererek yazılarını topladı. Kitaplarının basılmasının ardından, bu yıl İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema Televizyon Bölümü'nü burslu kazanarak üniversite eğitimi de almaya başlayan Ertan Doğan, "Daha gerçekleştireceğim hayallerim ve hedeflerim var" dedi.   "ENGELLİLERİN YAŞAMA KATILIMINI SAĞLAYARAK SORUNLARINI ANLAMAYA ÇALIŞACAĞIZ"   Ertan Doğan, Bilgi Üniversitesi'nde çok sayıda kulüp bulunmasına karşın engellilerle ilgili hiçbir faaliyetin yürütülmediğini fark ederek Engelsiz Bilgi Kulübü'nün kurulmasına öncülük etti. Türkiye nüfusunun yüzde 12.9'unu engellilerin oluşturduğunu belirten Doğan, "Engelli nüfusunun yüzde 55'i sağlık hizmetlerinden faydalanıyor. Yüzde 12'si eğitim görüyor, yüzde 5'i bakım ve rehabilitasyon hizmeti alabiliyor. Daha önce hiçbir üniversitede bu oranlardan bahsedilmedi. Bizler diğer üniversitelere model oluşturacak ve engellilere yönelik bir bilinç oluşturmak için bu kulübü kurduk. Engellilerin yaşama katılımını sağlamak ve sorunlarını anlatmak için çalışacağız" diye konuştu.   HİÇBİR ŞEY OKUMA VE YAZMAYA ENGEL DEĞİL   Dikili'de iki dönem Meclis Üyeliği ile Kent Konseyi Başkanlığı yapan ve oğlu Ertan Doğan'ın üniversiteyi kazanmasıyla İstanbul'a yerleştiklerini söyleyen baba Erdoğan Doğan, "Ertan 18 yaşındayken, yıllarca süren tedavilerinin ardından iyileşemeyeceğini ve yaşamını bu şekilde sürdürmek zorunda olduğunu kabullendik. Ancak Ertan bedenine inat, mükemmel çalışan bir beyne sahipti. Gazeteci olmak en büyük hayaliydi. İlk olarak kendi yaşam öyküsünü yazdı. Ardından birçok gazete ve internet sayfasında makaleler kaleme aldı. Bu arada ikinci romanını bitirdi. Daha sonra üniversiteyi kazandı. Ertan yaşamda hiçbir şeyin okumaya ve yazmaya engel olmadığının kanıtıdır. Onunla gurur duyuyoruz" dedi.

 

Yorumlar