Anksiyete nedir? Belirtileri nelerdir ve nasıl tedavi edilir?

21 yy.'ın modern dünyasında insanlarım popüler hastalığı anksiyete nedir? Belirtileri nelerdir ve nasıl tedavi edilir?

21 yy.'ın modern dünyasında insanların popüler hastalığı anksiyete olması dikkat çekiyor. 

Anksiyete bozukluklarında en sık tercih edilen tedavi yöntemleri antidepresan kullanımı ve psikoterapi uygulamalarıdır.

Anksiyete bozuklularının tedavisinde en sık kullanılan psikoterapi uygulamaları konuşma terapisi ve bilişsel davranışçı terapi uygulamalarıdır. Bilişsel davranışçı terapi kişilerde anksiyeteye yol açan düşünce kalıplarını yeniden irdelemelerine ve farklı davranış alışkanlıkları edinmelerine olanak sağlayan bir psikoterapi türüdür.

Anksiyete; nedeni bilinmeyen, içten gelen, belirsiz, korku, kaygı, sıkıntı, kötü bir şey olacakmış duygusudur. Bu duygu kısa süreli ya da anlık olmaktan çok; içten ya da dıştan gelen tehlike veya tehlike beklentilerine karşı oluşan ve süregiden bir tepkidir ve çoğu zaman kişinin işlevselliğini bozar. Çok hafif gerginlik ve tedirginlikten panik derecesine varan değişik yoğunluklarda gözlemlenebilir. Anksiyete; kas gerginliği, mide ağrısı, kalp atışının hızlanması gibi fiziksel; yoğun bir korku ve gerginlik hissi olarak ortaya çıkabilir. Bu duruma, kötü bir şey olacağına dair gerçekdışı inançlar ve abartılmış tehlike algısı eşlik eder. Sonuç olarak kişi bu belirtileri ortaya çıkaran durumlardan kaçınmaya başlar.

Yaygın anksiyete bozukluğu olan hastalarda iki grup belirtiler görülmektedir: ruhsal belirtiler ve bedensel belirtiler. Ruhsal belirtileri; aşırı endişe, kaygı, tasa, konsantrasyonda azalma, aşırı sinirlilik ve huzursuzluk, kötü bir haber alacağı beklentisi, tahammülsüzlük, çabuk irkilme, kolay yorulma, kontrolünü yitirme hissi, çıldırma hissi ve ölüm korkusu olarak sayabiliriz. Bunların yanında tıpta derealizasyon olarak geçen kişinin kendinin dış dünyaya yabancı hissetmesi ve depersonalizasyon olarak geçen kişinin kendi bedenine veya bedeninin bir parçasına yabancılık hissetmesi de bu hastalar da görülebilir. Bedensel belirtilere gelecek olursak; bunların ortaya çıkmasında vücudumuzda bizim kontrolümüz dışında çalışan bir sinir sistemi vardır. Buna tıpta otonom sinir sistemi denmektedir ve soluk alıp vermemizi, kalbimizin hiç durmadan çalışmasını sağlamak bu sistemin görevlerinden sadece 2 tanesidir. İşte bu sistemin aşırı çalışması sonucunda da yaygın anksiyete bozukluğu hastalarında bedensel belirtiler ortaya çıkmaktadır. Bunlar; kalp çarpıntısı, terleme, ellerde titreme, ağız kuruluğu, nefes almada güçlük, tıkanma veya boğulma hissi, göğüste ağrı veya rahatsızlık hissi, baş ağrısı, baş dönmesi, kaslarda gerginlik ve buna bağlı olarak kas ağrıları görülebilir.

Kaygılanmak Normal midir? 

Kaygı yaşamın normal bir parçasıdır. Herkes günlük yaşam içinde değişik konularla ilgili kaygı duyabilir. Yetişmesi gereken bir iş, sınav, sağlık, para, çocuklar ve aileyle ilgili sorunlar birçok insanı kaygılandırabilir. Aslında kaygı, bir ölçüde bizim günlük sorunlarla baş edebilmemiz için hazırlıklı olmamızı, bir tehlike durumunda da hızlı karar verip kurtulmamızı sağlar. Normalde bu tür kaygı hafiftir ve baş edilebilir düzeydedir.  

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir? 

Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB) olan kişilerde ise “sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu” söz konusudur. Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve hatta olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller. Bu kişiler her durumda olası en kötü sonucu düşünürler, herşey kendi denetimlerinin dışındadır, iyi bir olasılık ya da geriye dönüş mümkün değildir. YAB’da aşırı endişe ve kaygı genellikle sağlık, aile, para ya da iş gibi konularla ilgilidir. Denetlenemez nitelikte olan endişe hali en az altı ay boyunca hemen hergün vardır ve gün boyunca sürer.

YAB’nun yaşam boyu görülme sıklığı %5-6’dır. Başka bir deyişle, her 100 kişiden 5-6’sı yaşamlarının herhangi bir zamanın bu rahatsızlığı yaşayabilir. Yaşla birlikte kaygı duyarlılığı artar. YAB yaşlılıkta en sık görülen anksiyete bozukluğudur.  

ANKSİYETE BOZUKLUĞU NEDENLERİ?
Aşırı kaygı
Yoğun iş hayatı
Özgüven eksikliği
Psikolojik bunalımlar
Stres
ANKSİYETE BOZUKLUĞU NASIL TEDAVİ EDİLİR?

İlaç yöntemi
Psikolojik tedavi
Terapi destekli yeni deneyimler
ANKSİYETE BOZUKLUĞU BELİRTİLERİ NELERDİR?

Uyku bozukluğu
Dalgınlık
Yorgunluk
Unutkanlık
Sürekli panik hali
Hareket etmeme isteği
Çevreye güvensizlik
Dikkan ve konsatrasyon eksikliği

Anksiyete bozuklukları toplumda en sık görülen ruhsal hastalıklardan biridir. Araştırmalar anksiyete bozukluklarının yaşam boyu yaygınlık oranının %29 olduğunu göstermektedir. Türkiye Ruh Sağlığı Profilinde ise anksiyete bozukluklarının 12 aylık yaygınlığı %6,7 olarak bildirilmiştir. Anksiyete bozukluklarının genellikle erken yaşlarda başladığı görülmektedir. Ortaya çıkma açısından en riskli dönemin 10-25 yaş arası olduğu söylenebilir. Kadınlarda ve düşük gelir düzeyine sahip kişilerde görülme sıklığı çok daha yüksektir. Bunun yanı sıra yaşam boyu anksiyete bozukluğu tanısı almış hastaların %75’inde en az bir başka ruhsal bozukluk daha görülmektedir.

Anksiyete ve Psikodinamik Yaklaşım
Psikodinamik yaklaşımda anksiyete, amacı doyum olan dürtüler ve bunların doyum araması sırasında, süperego tarafından baskı altına alınmaya ve engellenmeye çalışılmasından kaynaklanan bir iç çatışma olarak tanımlanmıştır. Freud’un yapısal modeline göre bu iç çatışma, id tarafından ortaya konan bilinçdışı cinsel ve saldırgan isteklerin süperego tarafından sosyal ve ahlaki normlara uygun hale getirilmeye çalışılması veya bu isteklerden dolayı cezalandırılma tehdidi ile ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla anksiyete, bilinçdışında oluşan ve egonun, bilinç düzeyine ulaşmasını engellemeye çalıştığı bir tehlike sinyalidir. Freud  kaygının üçe ayrıldığını ifade etmiştir:
1. Gerçek Anksiyete (Realistic Anxiety): Dış dünyada gerçek bir tehlike ile karşılaşılması sonucunda oluşur. Korku duygusuna benzerdir.

2. Nevrotik Anksiyete (Neurotic Anxiety): Bastırılmış cinsel ve saldırgan duyguların sonucu olarak oluşur.

3. Ahlaki Anksiyete (Moral Anxiety): Kişinin dürtülerini kontrol edememekten dolayı yaşadığı suçluluk, vicdan azabı, utanma gibi duyguların yarattığı sıkıntıdır.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Tedavi Edilebilir mi? 

YAB tedavi edilebilir bir hastalıktır.

İlk yapılması gereken bir psikiyatri uzmanına başvurmaktır. İlk başvuruda kapsamlı bir psikiyatrik değerlendirmenin yanı sıra, bu belirtilerin herhangi bir fiziksel hastalıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için bazı incelemeler yapılacaktır.

Tedavi gören YAB’lı hastaların çoğunluğu tedaviden yarar görür. Psikoterapi ya da ilaç tedavileri uygulanabilir. Bu yöntemlerden birinin ya da birlikte uygulanmasının etkin olduğu gösterilmiştir. Hangi tür tedavinin size uygun olabileceğine doktorunuzla birlikte karar vermek yerinde olacaktır. Bir kişi için uygun olan bir tedavi, diğeri için uygun olmayabilir.

YAB tedavisinde antidepresan ve anksiyolitik ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar depresyonun ve başka anksiyete bozukluklarının tedavisinde de kullanılır. YAB’da etkin oldukları iyi bilinmektedir. Tedavinin amacı kaygı ve gerginliğin hızla tedavi edilmesidir. Tedavide kullanılan ilaçların ciddi yan etkileri ve bağımlılık riskleri yoktur. YAB’da kaygı gidermeye yönelik kullanılan benzodiyazepin grubu ilaçlar yeşil reçeteyle verilmektedir. Bu grup ilaçlar da ancak “doktorunuzun önerdiği dozlarda ve sürede” kullanıldığında etkili ve güvenli kullanılabilir.

İlaç tedavisinin etkisi birkaç haftadan önce başlamayacaktır. İlaç tedavisi belirtiler tamamen düzelene kadar sürmelidir. Tam düzelme sağlandıktan sonrada tedaviye en az 1 yıl daha devam edilmelidir.

Yorumlar