Yeşilköy, Kolera ve Balkan şehitleri

Kolera nedeniyle ölüme terk edilen Osmanlı askeri

Ölüleri yokuştan aşağı atıyorlardı

O dönemlerde Yeşilköy Sâri Hastalıklar Hastanesine tayin edilen Ordinaryüs Profesör Dr. Abdulkadir Noyan, Son Harplerde Salgın Hastalıklarla Savaşlarım adlı kitabında o günlerin vahametini şöyle naklediyordu: ‘’Salgın az zamanda, o kadar büyüdü ki ne Rum Mektebi binası ne tarladaki çadırlar, ne  tutulan evler ne de tahta barakalar hastaları barındırmağa kâfi gelmiyordu. Yeşilköy ahalisinden birçoğu korkarak kaçmıştı. Bir müddet sonra Amerika, İngiliz ve Mısır Kızılhaç Heyetlerinden üç tabip, iki İngiliz ve üç Alman hemşireden oluşan yardım heyeti gelmişti. Bunlara da yardım ettim. Bir Avusturya kruvazörü de Yeşilköy açıklarında vukuatı tarassut (gözlemleme) ediyor, güya ecnebi tebaayı himayeye yelteniyordu. Kızılhaç Heyetleri birer ev içinde mahdut (sınırlı) adette hastalara bakıyorlardı. Trenler geliyor, Gramofon Plak Fabrikası ile İstasyon arasında duruyordu. Hastaları orada indiriyor, ölüleri tren hattından tarlaya uzanan yokuştan yuvarlanmaya bırakıyor, geçip gidiyordu.’’