Reşat Akar: Gelecek günlerde KKTC'de büyük protestolar olacak

KKTC'de koalisyon hükümetinin ortağı UBP'li bakanlar, Başbakan Ömer Kalyoncu'ya istifasını sunarak hükümetten çekildi. Hükümet krizine neden olan etkenler ve ilerleyen günlerde Kıbrıs halkını bekleyenler ise merak konusu.

Muhammed Cesim IŞIK / AjansHaber

 KKTC'de geçtiğimiz hafta ortaya çıkan hükümet krizi sonuçlandı ve UBP-CTP hükümeti sona erdi. UBP'nin oy birliği ile aldığı karar için bugüne işaret ediliyordu. İktidarın merkez sağdaki ortağı Ulusal Birlik Partisi oybirliğiyle hükümetten çekilme kararı aldı. UBP parti meclisi kısa toplantısında, hükümetin icraat yapamaz hale geldiğini ve iktidarda kalmanın doğru olmayacağı görüşünü benimsedi.  UBP parti meclisinin aldığı karar doğrultusunda genel başkan Hüseyin Özgürgün 10 bakanlı kabinedeki 5 UBP’li bakanın pazartesi günü istifa edeceğini açıkladı.

 Hükümetin düşme sebepleri ve Kıbrıs’ı ilerleyen günlerde bekleyen gelişmelerin neler olacağı  merak konusu. Kıbrıs Halkının önümüzdeki süreçte büyük protesto gösterileri düzenleyeceği belirtilirken şimdiden bu hükümet krizinin sonrası konuşuluyor. Hükümet krizini AjansHaber’e değerlendiren Kuzey Kıbrıs Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Reşat Akar, “Koalisyon hükümeti, iktidara reform vaadiyle gelmişti. Sağlık alanında, kamu alanında, eğitim alanında reformlar yapılacaktı fakat hiç birisi yerine getirilmedi. KKTC tarihinde ilk defa kamu görevlilerinin maaşları kesintili olarak ödendi, hükümet maaşları ödeyemedi” dedi.

 Reşat Akar’ın AjansHaber’e yaptığı çarpıcı açıklamalar:

 “HÜKÜMET HİÇBİR VAADİNİ YERİNE GETİRMEDİ”

 Koalisyon hükümeti, iktidara reform vaadiyle gelmişti. Sağlık alanında, kamu alanında, eğitim alanında reformlar yapılacaktı fakat hiç birisi yerine getirilmedi. KKTC tarihinde ilk defa kamu görevlilerinin maaşları kesintili olarak ödendi, hükümet maaşları ödeyemedi. Bunun sebebi de Türkiye ile imzalanması gereken ekonomik ve mali protokolün esasında aralık ayında imzalanması gerekirken, nisan ayına gelinmesine rağmen imzalanmamasıydı.

 Türkiye BM üyesi bir ülke olarak, herhangi bir ikili anlaşma olmadan herhangi bir ülkeye para gönderemez. Türkiye, ‘KKTC benim yavrumdur, ben onun anasıyım.’ diyerek para gönderemez. Türkiye’nin buraya para gönderebilmesi için her 3 yılda bir ekonomik ve mali protokolün yenilenerek imzalanması gerekiyor. Türkiye de Avrupa troykası gibi, nasıl onlar Avrupa troykası para verirken bir takım koşullar öne sürüyorsa bunu yapması gerekiyor. Onlar özelleştirmeler gerçekleştirdi. Bizimkiler ise limanları hiç konuşturmuyorlar bile.

“İNAT VE ISRARLA ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞI ÇIKTILAR”

Türkiye su konusunda olduğu gibi, deniz altından döşenecek borularla KKTC’ye elektrik getirmeyi planlıyor ve bunun hem çevre açısından KKTC için çok önemi var hem de fiyatların yarı yarıya düşmesi durumu var. Fakat KKTC hükümeti bu konuda da adım atmadı bir takım itirazlarda bulundu. Özellikle inat ve ısrarla elektrik kurumunun özelleştirilmesine karşı çıktı. Dolayısıyla bu protokol Kıbrıs Türk Tarafı’nın kararlı gecikmesi nedeniyle hala imzalanmış değil.

Düşen hükümetin başbakanı geçen hafta yaptığı bir açıklamada Türkiye’ye elektrik ve yargı konusunda iki itirazda bulunduklarını ifade etti. İtirazın içeriğini söylemedi fakat elektrik konusu dediğim gibi, deniz altından döşenecek borularla Kıbrıs Türk Tarafı’na elektrik getirilmesi konusudur. Tabii Türkiye burada sadece ekonomik olarak maliyeti azaltmayı amaçlamıyor, Rumlar’ın, İsrail ve Yunanistan ile yapmış oldukları anlaşmaya misilleme yapmayı amaçlıyor inancındayım.

Biliyorsunuz İsrail çok ucuz maliyetle ürettiği elektriği Kıbrıs Rum Kesimi’ne oradan da Girit üzerinden Yunanistan’a aktarılması konusunda üçlü bir stratejik anlaşma imzalandı. Bu anlaşma hem siyasi açıdan hem de ekonomik açıdan çok büyük bir önem taşıyor. Dolayısıyla Kuzey Kıbrıs ve Türkiye de benzeri bir anlaşma imzalamalıydı.

Kuzey Kıbrıs Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Reşat Akar

KKTC'DE HÜKÜMET RESMEN DÜŞTÜ!

“HÜKÜMETİN BÜYÜK ORTAĞI CTP, İDEOLOJİK DAVRANDI”

 Eğer Kıbrıs sorunu ilerde çözüm noktasına gelirse, Türkiye’den Kıbrıs’a geldiği gibi Kıbrıs’tan Türkiye’ye elektrik gönderilmesi söz konusu olacak. Çünkü burada doğalgaz çıkıyor ve dolayısıyla Kıbrıs’ın doğalgazdan elektrik üretme ihtimali artacak. Ama buradaki hükümetin büyük ortağı olan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), bu tür meselelere daha çok ideolojik olarak bakıyor ve hem elektrik kurumunun özelleştirilmesine karşı çıkıyorlar hem de KKTC’nin Türkiye’ye tam bağımlı hale geleceği endişesini taşıyorlar. Ama belirttiğim gibi Rum Kesimi; Yunanistan, Mısır ve İsrail ile elektrik ve gazda birleşme adımları atıyorken, Kıbrıs’ın Türkiye ile bu yönde adımlar atmasının korkulacak bir tarafı yok.

Hükümetin diğer partisi olan Ulusal Birlik Partisi, (UBP) ulusal çizgide bir parti ve Türkiye ile uyum içinde politikaları olan, yaklaşık 22 yıl süreyle iktidarda olan bir parti ve şimdiye kadar direnebilmeleri bile önemli bir süreç ve tavizdi. Maaşların ödenememesini gerekçe gösteren UBP, bu hükümetten çekilme kararı aldı, bakanların istifası sunuldu. Başbakan bu akşam pati meclisini toplayacağı açıklandı ve akşam toplantıda ki tartışmaların ardından büyük ihtimalle gidip yetkisini Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya devredecek.

“GELECEK GÜNLERDE KIBRIS’TA BÜYÜK PROTESTOLAR OLACAK”

Yeni kurulacak hükümetin yeni önlemler alması gerekiyor. UBP yetkilileriyle yaptığımız görüşmelerden elde ettiğimiz bilgiler var. Yeni kurulacak hükümetin zaman kaybetmeden adım atması gerekiyor ve yapılacak ilk iş Türkiye ile ekonomik ve mali protokolün imzalanması olacak. Bu protokol imzalandıktan sonra 4 aydan beridir duran para akışı yine başlayacak. Bu para akışı olmadığı için, Kıbrıs’ta inşaat ihalelerine katılan müteahhitler aylardan beridir paralarını alamıyor. Dolayısıyla yarın Kıbrıs’ta inşaat müteahhitlerinin iş araçlarıyla birlikte çok önemli bir protesto yapacakları söz konusudur. Perşembe günü de  sütlerini satamayan hayvancıların eylemi olacak. Onlar da iş araçlarıyla başkent Lefkoşa’ya inecekler. Önümüzde ki günlerde Lefkoşa’da çok büyük protestolar olacak.

“YIKILAN HÜKÜMET EN BÜYÜK PROBLEMLERİ BİLE GÖRMEDİ”

Protokolün hızlı bir şekilde imzalanması halinde ise kaynak akışının başlamasıyla birlikte hem maaşların ödenmesi noktasında ki sıkıntı ortadan kalkacak hem de yatırımlar için Türkiye’nin onayladığı projelere kaynak akışı başlayacak ve bu mali sıkışıklıkta ortadan kalkacak. Protokolün imzalanması ile birlikte derhal  Yunanistan, GKRY ve Mısır’ın birlikte atmış olduğu adımın bir benzerinin atılması gerekiyor. Ama hepsinden önce suyun dağıtımı ve yönetimi konusunda özel şirketin kim olacağı konusunda ihaleye çıkılacak onun da süratle tamamlanması ve boş arazilere aktarılan suyun musluklardan akması gerekiyor ama hükümet bu büyük problemi bile görmedi.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.