Vize konusunda AB'ye hangi kozlar verildi, Türkiye ne yapmalı?
Türkiye-Avrupa Birliği (AB) arasındaki Geri Kabul Anlaşması ve vize tartışmaları devam ediyor.
Türkiye ve AB arasında vize serbestiyeti ve Geri Kabul Anlaşması tartışması devam ediyor. Bu konuda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Dünya İnsani Zirvesi’ndeki konuşması tartışılıyor. Erdoğan, AB’nin Türkiye’yi beklettiğini ima ederek böyle devam etmesi durumunda ‘Meclis’ten Geri Kabul geçmez’ dedi. Erdoğan’ın bu açıklamasının ardından AB’den ise farklı bir açıklama gelmedi ve ‘Türkiye yükümlülüklerini yerine getirmeli’ denildi.
Türkiye ile AB arasında imzalanan Geri Kabul Anlaşması’na ilişkin girişimler Ege Denizi’nde devam ederken aynı anlaşmanın vize serbestiyeti kısmı AB tarafından hala yerine getirilmiş değil. Bu konuda Türkiye’nin anlaşma iptal olur restine de AB’den henüz net bir yanıt verilmiyor. Bu süreç içerisinde Ege Denizi’nde NATO gemilerinin konuşlanmasının ardından mülteci akınında da büyük bir düşüş yaşandığı gözlendi. Bu konuda AB’nin bunu göze almış olabileceği de belirtiliyor.
Peki, Türkiye-AB arasındaki bu kriz ne şekilde devam eder? AB, vize konusunda Türkiye’yi oyalıyor mu? AB’ye hangi kozlar verildi, Türkiye ne yapmalı?
Akıllardaki bu soruları Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, AjansHaber’e yanıtladı:
“BU SENE VİZE SERBESTİYETİNİ BEKLEMEYELİM”
Türkiye Geri Kabul Anlaşması’nı erken yürürlüğe koydu. Vize serbestisi ile geri kabulü aynı anda yürürlüğe koysaydı Türkiye başımıza bu gelmezdi. 28 AB ülkesinin terör yasalarının hepsi ayrı ayrı, hiçbir ülkenin belirli bir standardı yok. Geri kabul anlaşmasını çantasına koyan AB, Türkiye’ye vize serbestisini vermeyecek. Bahanelerini buldular, zira 3-20 Temmuz arasında Avrupa Parlamentosu’nun son toplantı haftası var. Ondan sonra da Eylül sonuna kadar yok. Bu konu da burada konuşulmayacağına göre artık bu sene biz vize serbestiyetini beklemeyelim.
SCHENGEN’İN AB’DEKİ GELECEĞİ
Benim görüşüm Geri Kabul Anlaşmasını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi iptal etmektir zira bu kandırmacalara artık Türkiye’nin kanmaması lazım. Schengen vizesi zaten Avrupa’da bile eylemden kalkıyor. Avusturya, Almanya, İsveç, Danimarka arasında Schengen vize uygulaması yapılmıyor. Bize Schengen kalkana kadar Avrupa’da her ülke kendi vizesini kendi verecek.
“ÖMER ÇELİK AB’NİN ANLADIĞI DİLDEN KONUŞACAKTIR”
Ben Ömer Çelik’in AB Bakanlığı’nda daha başarılı olacağını düşünüyorum. Zira Volkan Bozkır, sevilen bir büyükelçi ama Avrupa Birliği’ni hiçbir zaman öğrenemedi. Ömer Çelik’in sert bir çizgisi de olsa Avrupa Birliği’nin anladığı dilde konuşacaktır.
“CAMERON’UN ‘TÜRKİYE AB’YE 3000 YILINDA GİRER’ AÇIKLAMASI AŞAĞILAYICI AMA…”
Bence artık Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin tam üyelik macerası bitti. Türkiye’nin 12 yıldır devam eden tam üyelik görüşmelerinde, 35 fasıldan yalnızca 1 tanesi kapandı. İngiltere Başbakanı David Cameron’ın Türkiye’ye yönelik ‘AB’ye 3000 yılında girerler’ açıklaması çok aşağılayıcı bir açıklama ama bu hıza bakarsak düşündürücü.
“TÜRKİYE İSVİÇRE VE NORVEÇ GİBİ YAPMALI”
Türkiye’de İsviçre ve Norveç gibi bir halk oylaması yapılıp ‘Biz AB ile olan tam üyelik istemimizi kapatıyoruz. Özel anlaşmalar yapabiliriz’ demesi lazım.
AB’YE VERİLEN ‘EGE’ KOZUNDAN GERİ DÖNÜŞ YOK
Geri Kabul Anlaşması’nı Türkiye’nin iptal etmesi gerekir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda dediğini yapacağını düşünüyorum ama artık çok geç. Ege’de NATO’nun 5 tane gemisi var. Ege’den zaten geçme şansları yok artık biz bunu reddetsek de. Onlara biz bu şansı verdik. Artık tek yol Edirne üzerinden İpsala ve Kapıkule’den geçmelerini sağlamak. Ben olsam Suriyeli mültecilerin bu kapıları zorlamasına zorluk çıkarmam. Karayolundan gidenlere engel çıkarılmamalı.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.