Suriye üzerinden 'kontrollü kriz'
Suriye’de olup bitenlerin dünya sistemi üzerinde etkisi önemli tartışma konuları arasında...
Rusya’nın Suriye hamlesi ile dengeler adeta tamamen değişti. Çin’in işin içine dahli de konuşulanlar arasında. Son fiili gelişme ise Rusya’nın Hazar Denizi üzerinden 1.500 kilometre uzaklıkta bulunan IŞİD hedeflerini vurması oldu.
Türkiye’nin hava sahasını ihlali de sıcaklığını koruyan gelişmelerden. Bu konuda NATO’dan ve Türkiye’den Rusya’ya uyarı niteliğinde açıklamalar geliyor.
Bölgede yaşananları ‘kontrollü krizler’ olarak nitelendiren Namık Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ensar Nişancı, Rusya’nın bu girişiminin Türkiye’yi daha az hedef haline getirdiğinin altını çizdi.
Suriye’deki krizin ‘de facto’ olarak başladığını, yaşanan son gelişmelerle ‘de jure’ yani hukuki bir boyut da kazandığını belirten Nişancı, Rusya’nın Ukrayna’daki modeli Suriye’de kullandığını belirtti.
Prof. Nişancı, şu açıklamalarda bulundu:
“SAHADA OLUP BİTENLER ÇOK FARKLI”
Suriye meselesinde, sahada olup bitenler bence çok daha farklı. Ben hatta Ankara’yla Moskova’nın, Erdoğan’la Putin’in birbirlerinden çok habersiz iş yapmış gibi gözükmelerini anlayışla karşılıyorum ama bunların birbirlerinden habersiz iş yapmalarını da düşünemiyorum. Bana göre Suriye’ye Rusya’nın müdahil olmasında en çok kazananlardan biri Türkiye’dir.
“DAHA FAZLA ENDİŞELİ OLMASI GEREKEN İRAN’DIR”
Bundan daha fazla endişeli olması gereken İran’dır. Çünkü Türkiye artık bölgede hedef ülke olmaktan çıkıyor, oyun değiştirici ülke konumuna geliyor. Oyun değiştirici ülke olduğunuz zaman ittifaka aranan ülke oluyorsunuz. Daha öncesinden bölgede oyun kurucu olacağım dediğiniz vakit, bölgede çıkarı olan bütün büyük aktörlerin hedefi oluyorsunuz. Türkiye geçtiğimiz 3-4 yılda bunu yaşadı. Şimdi ise yeni hedefler oluştu, İran hedef olmaktan çıktı ama İran Amerika’nın hedefinden çıktığı kadar Rusya’nın hedefi olmaya başlıyor. Yani Rusya’yla İran arasında bir güven sorunu oluşmaya başlıyor. Rusya bölgedeki İran’ın zemininin kayganlığını önlemek üzere oraya istikrar unsuru olarak gidiyor ve orada kendini güvenceye almaya çalışıyor.
“RUSYA’NIN GİRİŞİMİ TÜRKİYE’Yİ DAHA AZ HEDEF HALİNE GETİRİYOR”
Türkiye, Rusya’nın bu girişiminden dolayı daha az hedef ülke haline geliyor. Batı’da da şu anda Tayyip Erdoğan algısı değişmeye başladı, özellikle Avrupa’da değişmeye başladı. Çünkü Türkiye, oyun kurucu değil ama oyun değiştirici bir ülke ve ittifakına çok ihtiyaç var. Burada frenlenmesi gereken öncelikli ülke Rusya’dır, Rusya bunu Avrupa’ya karşı alenen yapıyor ve güç mücadelesi yapıyor. Türkiye güç mücadelesi yapmıyordu daha çok retorik düzeyde yapıyordu ve rahatsız ediyordu. Şimdi öğrenmeye başladı, daha az söz, daha fazla icraat yapma döneminde, ama son dönemde yapılanları Rusya ile Türkiye arasındaki daha çok bir karartma operasyonu olarak görüyorum, gerçek bir dalaş değil yani.
“SURİYE KRİZİ ‘DE JURİ’ OLARAK DA BOYUT KAZANDI”
Suriye’deki kriz yeni bir boyuta taşındı. Eskiden ‘de facto’ olan kriz şimdi ‘de jüri’ olarak da konumlandı. Sadece fiili olarak değil yani hukuki olarak da çıktı, yeni bir boyut kazandı. Yeni bir boyut kazanmış olmasının dünya sistemi açısından da önemi var, bölgesel aktörler açısından da önemi var, Suriye’nin içindeki iç aktörler açısından da önemi var, bunları değerlendirmek gerekiyor. Bilinmezler de çok farklı, sadece aktörlerinden niyetlerinden geleceği ön görmeye çalışıyoruz.
“RUSYA KENDİNİ SINIRLANDIRMAYA ÇALIŞIYOR”
Rusya kendine sınır da koyuyor. Burada dikkat edilmesi gereken etkenlerden bir tanesi Rusya diğer global aktörlerden kendisini daha fazla sınırlandırmaya çalışıyor. Diyor ki mesela ‘kara operasyonu yapmayacağım’, diyor ki ‘ben IŞİD’i vuracağım’. Sınırlarını müdahalesinden önce belirliyor. Uluslararası hukuk açısından ofsayta düşmemek için bunu yapıyor.
“RUSYA, UKRAYNA MODELİNİ SURİYE’DE KULLANIYOR”
İkincisi ise karşısındaki direncin de çok önemli olduğunu görüyor, onu önemsiyor, onunla karşı karşıya gelmek istemiyor. Ukrayna’da yapmış olduğu politikanın bir benzerini Suriye’de yapmaya çalışıyor. Ukrayna, Rusya için bir model, bunu Suriye’de kullanıyor. Bir başka modeli daha kullanıyor, Irak’ı kullanıyor. Irak’ı model olarak aldığında kara harekatının Amerika’ya geri dönüşünün ne kadar büyük tahribatlar yarattığını bildiği için o bataklığa girmek istemiyor. Burası bataklık olsa bile, Rusya burada bir şekilde bulunmak istiyor. Esad’ı korumakla aslında kendini koruyor. Orada bir direnç noktası oluşturup Suriye’nin ve Ortadoğu’nun geleceğinde güçlü bir şekilde olmak istiyor.
“SOĞUK SAVAŞ TECRÜBESİNİ KULLANIYOR”
Burada ana aktör ne İran, ne Amerika olsun. Buradaki ana aktörlerden bir tanesi kesinlikle Rusya olsun, sadece burası değil, bundan sonra enerji üzerinden yapılan bütün hesaplamalarda Rusya önceden hesaba katılsın ve planlar ona göre yapılsın istiyor. Burada hem İran’ın, hem Amerika’nın, hem de diğer aktörlerin eylemlerine dolaylı bir müdahale de söz konusu. Rusya’nın devlet geleneği güçlü olduğu için, soğuk savaş döneminde de bu mücadeleleri çok büyük bir tecrübeyle yaptığı için, bu tecrübeyi burada da kullanıyor.
RUSYA’DAN KARARLILIK GÖSTERİSİ
Hedef sadece Esad’ın korunması değil ya da İran’ın dengelenmesi değil. Aynı zamanda bundan sonra çözülen uluslararası sistemde Rusya’nın daha ağırlıklı bir yer alması için bunun üzerinden bir tür gövde gösterisi, daha doğrusu kararlılık gösterisi yapılıyor. Rusya’nın gücünü herkes biliyor ama kararlılığının ne kadar olduğunu global aktörler bilmiyorlar. Bu aynı zamanda Türkiye için de geçerli.
“TÜRKİYE’NİN KARARLILIĞI TEST EDİLİYOR”
Türkiye’nin de gücü biliniyor ama kararlılığı bilinmiyor, kararlılığı test ediliyor. Mesela PKK’yla test ediyorlar bunu. Türkiye’yi büyüyen bir güç olarak mı kabul edelim, ya da bunu dünya devletler liginde geleneksel konumunda mı düşünmeye çalışalım. Bu testlerden geçmesi gerekiyor, bu dönem biraz Fetret dönemi, onun için kontrollü krizlerin, güç gösterilerinin ve kontrollü kuşatmaların çok fazla olduğu bir dönemden geçeceğiz.
“RUSYA’NIN BİRİNCİ HEDEFİ TÜRKİYE’Yİ SINIRLANDIRMAK DEĞİL”
Bence burada bir kışkırtma yapılıyor. Rusya’nın Türkiye’yi vurmak gibi bir hedefinin olacağını şu anda rasyonel görmüyorum. Rusya, Türkiye’ye çok muhtaç, Rusya’nın birinci hedefi Türkiye’yi sınırlandırmak değil. Türkiye ile Rusya çatışan alanlarda birbirlerine rakip değiller ama Avrupa Birliği ile Rusya arasında bir mücadele var. Amerika’yla bir mücadele var. Dolayısıyla Rusya’nın bu aktörlerle mücadele edebilmesi için Türkiye gibi bir aktöre çok ihtiyacı var. Rusya’nın da Türkiye’ye çok ihtiyacı var, Amerika’nın da var. Bunların İran’a da ihtiyaçları vardı, o yüzden bir yakınlaşma politikası izlediler ve bu Rusya’yı tedirgin etti. Bunun üzerine Rusya, Türkiye’yi ödüllendirmek istedi. Dolayısıyla Türkiye’nin ödüllendirilmesi gerektiği bir noktada, Türkiye’yi cezalandırmak Rusya’nın kendisini daha fazla cezalandırması anlamına geliyor, bu esasen stratejilerini çok yanlış kurguladığı, Rusya’nın doğru bir vizyonunun olmadığı anlamına da geliyor. Bence Rusya, Türkiye’yi cezalandırmaz, ödüllendirmek ister.
“RUSYA GENİŞLEMEYE ‘DUR’ DEMEYE ÇALIŞIYOR”
Türkiye tehdit eden bir tavır sergilemiyor, Türkiye daha çok piyasalar üzerinden gelişiyor, askeri varlığı ile genişlemiyor. Aslında Avrupalıların oyunu oynama tarzı gibi oynuyor, Rusya gibi oynamıyor. Rusya ile AB arasında daha önce tampon bölge olarak kullandığı coğrafyalar var. Avrupa, AB üzerinden Rusya’nın içlerine doğru genişliyordu. Rusya ise NATO üzerinden genişliyordu. Rusya bu iki genişlemeye de ‘dur’ demeye çalışıyor.
“KONTROLLÜ KRİZLERİ DENİYORLAR”
Türkiye’nin Rusya’nın aleyhine bir genişleme politikası yok. Türkiye sistem politikasını son derece soğutmuş vaziyette. Bu aktörler arasında bir konsensüs var. Açık bir konsensüs değil, örtük bir konsensüs var ama Avrupa’yla, başta Almanya olmak üzere Rusya arasında bir konsensüs yok. Sınırları belli değil, onun için bunlar arasındaki ihtilafın derinleşme potansiyeli var ama bunların ihtilafının derinleşme potansiyeli olsa da bu ihtilafın bir kavgaya dönüşme riskine karşı, taraflar çok dikkatliler. Kimse kavga istemiyor, çünkü kavga çok maliyetli. Bunun için kontrollü krizleri deniyorlar ve bu yüzden de Rusya, Ukrayna’ya girdiğinde askerler üniformasız giriyor, resmi olarak girmek istemiyorlar. Şimdi de benzerini Suriye’de yapıyorlar. Uçakların kimliği belli değil. Aynı şekilde gönüllü birlikler Suriye’ye gidebilir diye beyanatlar veriliyor. Suriye’ye biz kara harekatı yapmayacağız mesajı veriliyor. Bu teknikleri, bu araçları kullanıyorlar.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.