Sokağın gündemi 0 araç...

Ünsal Ergel - Ankara Koridorları unsalergel@gmail.com

Yaz tatili olması nedeniyle Ankara oldukça sakin ve sessiz.

TBMM’nin 1 Ekim 2022’ye kadar tatilde ve okulların kapalı olması nedeniyle herkes turizm bölgelerine akın etmiş vaziyette.

Hal böyleyken bize de sokakta konuşulanları yazmak kalıyor. Bu aralar sokağın gündeminde “otomobil” var.

Ticaret Bakanı Mehmet Muş’un geçtiğimiz hafta Kayseri’de yaptığı açıklamayı vatandaş ciddi anlamda değerlendiriyor.

Bazıları anlamamış, “6 ay ya da 6 bin km şartı mı?”,
“Hem 6 ay, hem de 6 bin km mi?” olacak, herkes birbirine soruyor.

Öncelikle buna bir açıklık getirmek isterim.

Yapılacak düzenlemede şirket, Rent a car ya da galerilerin sıfır araç satabilmesi için her iki koşulun da oluşması gerekiyor.

Çözüm olur mu?

Şikayetlerin yoğunlaştığı konu, “80 binin üzerinde aylık satış var ama vatandaş sıfır araç alamıyor! Şirketler ve galericiler şoför araçları alıp, daha fazla fiyatla satış platformlarından satıyor” yönündeydi.

Ben de merak edip birkaç dostu aradım. Gerçekten “getirilen bu düzenleme bir çözüm olur mu?” diye sordum. Ancak aldığım cevaplar hiç de iyi değildi.

Öncelikle bu düzenleme, şahısları bağlamadığı için zaten galericilerin çoğunluğunu ilgilendirmiyor.

Çünkü adamlar zaten sıfır araçları eş, dost, çalışanlar ya da biraz komisyon verdiği garibanların üzerinden aldıkları ifade ediliyor.

İkinci olarak ise dikkat çekilen şey, “Stokçuluk yapan adam 6 ay da bekler. Çünkü aylık yapılan zamlarla zaten araçların fiyatları 6 ay sonra en az yüzde 30-40 artıyor. 6 bin km yapmış olsa bile bu aracı sıfır fiyatına satarlar” deniyor.

Resmin geneline bakmak lazım!

Bakan Muş’u Meclis’ten tanırım.
Ak Parti’nin çalışmalarında önemli bir isimdi. Zeki, çözüm odaklı düşünen, uzlaşmacı, saygı duyulan bir isimdir.

Hatta şöyle söyleyebilirim, komisyonlarda yada diğer çalışmalarda muhalefet ile sorun yaşanıyorsa çoğunlukla Muş devreye girer ve çözerdi.
Ancak bu defa sanırım çok da iyi bilgilendirilmemiş, çünkü sektördeki sorun araçları şirketlerin ya da galerilerin almasından çok, o araçların hem pahalı olması, hem de farklı yöntemlerle el altından pazarlanması bence…

Rekabet Kurulu’ndan ne çıkar?

Biliyorsunuz, Rekabet Kurulu aralarında Sahibinden.com’un da bulunduğu 5 dijital satış platformuna “haksız rekabete neden oldukları gerekçesiyle” soruşturma başlattı. Bu soruşturma, adı geçen firmaların biraz daha dikkatli olmalarına neden olacaktır ama bir şey çıkar mı?
Bence çıkmaz.
Çünkü onlar alıcıyla satıcıyı karşı karşıya getiren platformlar.

Fiyatı belirlemek yada alıcı-satıcıyı yönlendirmek gibi bir durumları söz konusu değil. Bu yüzden soruşturmadan bir şey çıkmasını beklemek hata olur.

ÖTV indirimi var mı?

Araba piyasasında bugünlerde en çok konuşulan konulardan biri de ÖTV indirimi galiba. Bunu da konuştum hem sektör temsilcileriyle, hem de galericilerle.

Yorumlar şöyle:
“İndirim ya da düzenleme bir süre hareketlilik sağlar ancak, fiyatlar hızla arttığı için ÖTV dilimindeki her düzenleme hızla geçerliliğini yitiriyor. Daha kalıcı çözümler bulunmalı.
Vatandaş sıfır aracı satmak için almıyor. Binmek için alıyor. Onlara büyük ÖTV indirimi yapılabilir. Ancak 3-5 yıl satmamak şartı ile. Bireysel sıfır araç alanlara da satış için 6 ay-6 bin km şartı konulursa ayak oyunlarının önüne geçilebilir.”

Ben de bu görüşlere katılıyorum. ÖTV indirimi yapılsın. Hatta kısıtlı sürede minimum seviyeye çekilsin. Çünkü vatandaş Ali, Ahmet, Mehmet, makul fiyatlarla sıfır araç alsın ve binsin. Ama bunun ticaretini yapmasın. Ya da ticaretini yapan karaborsacıların maşası olmasın.

Tüm yazılarını göster