'PKK'nın artık silah bırakacağını düşünmüyorum'
Türkiye seçime yaklaşırken Doğu ve Güneydoğu’da da üst üste terör saldırıları yaşanıyor…
PKK terör örgütü art arda hain saldırılarını gerçekleştirirken 1 Kasım seçimleri de yaklaşıyor. Seçimlere terörün gölgesinde girecek olan bu bölgeler için sandık güvenliği konusu da zihinleri kurcalayan ilk sorular arasında geliyor. Halk iradesinin sorunsuz sandıklara yansıması ve halkın üzerindeki terör baskısının bertaraf edilmesi demokrasinin sağlıklı işlemesi için büyük önem taşıyor.
SEÇİM ÖNCESİ SIKIYÖNETİM
Doğu bölgelerindeki kargaşa ortamını bastırmak için güvenlik güçlerinin çalışmaları aralıksız sürerken bazı siyasilerden de seçim öncesinde ‘sıkıyönetim’ önerileri de gelmeye başladı.
Peki, Doğu illerinde sandık güvenliği nasıl sağlanacak? Sıkıyönetim ilanı terör saldırılarına çare olur mu? PKK bir seçim stratejisi olarak silah bırakma yoluna gider mi?
Vatandaşın kafasını meşgul eden bu soruları AjansHaber’e değerlendiren Gazeteci - Yazar Ümit Fırat’a göre sandık güvenliği ve terörün bastırılması için sıkıyönetim asla çare olmayacaktır. PKK’nın silah bırakır düşüncesinin de artık büyük bir iyimserlikten meydana geldiğini de iddia eden Ümit Fırat PKK’nın Kürt vatandaşlar üzerindeki baskısını da “Gidip zorla insanların başında durup oyunu şuna vermezsen seni öldürürüm demiyorlar ama bir algı bir duygu olarak bu yansıtılıyor” cümleleriyle ifade etti.
İşte Ümit Fırat’ın AjansHaber’e yaptığı o değerlendirme:
“HDP DIŞINDAKİ PARTİLER ETKİN OLMAYACAK”
Doğu’da hiçbir zaman seçim güvenliği olmadı. Gidip zorla insanların başında durup oyunu şuna vermezsen seni öldürürüm demiyorlar ama bir algı bir duygu olarak bu yansıtılıyor. İnsanlar bu seçimde de aynı düzende giderler. Bu seçimde yine partilerin propaganda özgürlüğü kapsamında yapacakları öne çıkacak. Öyle gözüküyor ki HDP dışında bölgede diğer partiler kampanya etkinliği gösteremeyecekler. 7 Haziran seçimleri öncesinde de gösteremediler zaten. Yine benzer bir durum yaşanacaktır. Özellikle seçim günü seçim sandığında önceden nasıl bir yansıma söz konusu ise yine benzer bir etkiyi göreceğiz. Buradan şunu görebiliriz ki; kampanya dönemi sıkıntılı geçecektir.
“SIKIYÖNETİM ÇÖZÜM DEĞİL”
Sıkıyönetim çözüm değildir. Türkiye uzun yıllar sıkıyönetimle idare edildi ve Türkiye’de bugün yaşadığımız bir takım problemlerin kaynağı da sıkıyönetim rejimleri sonrası ortaya çıkan darbelerle geldi. Bu nedenle sivillerin yönetemeyip askerlere yönetimi devretmesi çözüm müdür? Siviller zaman zaman kalkıp bunu yapmışlardır çünkü Türkiye’de bu yönde bir ideolojik yapılanma söz konusuydu. Şuan sıkıyönetimle neyi çözecekler? Sivillerin çözemediği işi asker çözmeye çalışacak. Bu isyan bastırma gibi görülecektir ve isyan bastırmada asla çözüm olmaz. Önleyici tedbirler alınması lazım.
“İNSANLAR O TRAVMAYI ATAMADI”
Bu ülkede Diyarbakır Cezaevi örneği de yaşandı. Cezaevi etrafında yaşanmış pek çok hadise de aradan 35 yıl geçmesine rağmen insanların hafızalarında. O travma bir türlü kafalardan atılamıyor. Ben 35 sene önce hapisteydim şuanda sanki birkaç hafta önce tahliye olmuş gibi hissediyorum. Yani sıkıyönetim çözüm değil. Bunu telaffuz etmek bile başka bir rejim arayışı içinde olmak anlamına gelir. İçimize sinmeyen bu kötü anayasanın kötü parlamenter sistemini bile beğenmeyip askerlere havale etmek duygusundan böyle bir niyetten kaynaklanabilir diye düşünülebilir ancak.
“PKK’NIN ARTIK SİLAH BIRAKACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM”
Daha önce iyimser bir tavır takınarak PKK’nın silah bırakacağına dair görüşlerimiz olmuştu ama artık bu görüşümüz de değişti. PKK’nın artık silahı bırakacağını düşünmüyorum. Özellikle son birkaç yılda verdikleri sözler vardı. 2013’te başlayan süreçle de bize bazı iyimser duyguların gelişmesinde neden olmuştu ama öyle gözüküyor ki PKK artık silah bırakacak noktaya çok çok uzakta. Yapı olarak, karakter olarak, kimya olarak silah bırakacak bir örgüt gibi gözükmüyor.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.