Ortadoğu'da dengeler değişiyor mu?

Çin’in yükselişi, Rusya’nın imparatorluk stratejisine geri dönüşü Ortadoğu oyununu nasıl etkiler?

Ortadoğu’da yaşanan harita krizi, yaşanan iç savaşlar ve özellikle ortaya çıkan terör yapılarının dengeleri değiştirmesi, yaşanan gelişmeleri Ortadoğu bağlamından çıkararak düşünmemizi gerektiriyor. Çünkü, demokrasiden uzak ülkelerin var olduğu coğrafyada yaşananlara dış müdahalelerin sebep olduğu, egemen devletlerin yönlendirici olduğu tezini güçlendiriyor.

Bu bağlamda Ortadoğu’nun oyun kurucusu olarak gösterilen ABD’nin etkinliği kuşkusuz ortada ancak son dönemde Çin’in yükselişi, Rusya’nın Putin’le beraber geldiği imparatorluk siyaseti sonrası ‘bu dengeler değişiyor mu? ABD’nin hükümranlığı sona mı eriyor?’ sorularını akıllara getiriyor.

Yeni Yüzyıl Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, Ortadoğu’daki güç denklemlerini AjansHaber’e şöyle değerlendirdi:

SİSTEMİ KİLİTLEYEN DENGE SORUNU

Soğuk savaş sonrası yeni dönemin uluslararası sistemini tarif edebilmek için bir kurallar silsilesi ile bir denge hali var mı buna bakmak gerek. İdeolojik yapıya dayalı bir denge sistemi işliyordu. Yeni dönem de uluslararası sistem, bu iki açıdan yetersiz.  Birleşmiş Milletlerin hiçbir etkinliği yok. Beş daimi ülkenin etkinliği söz konusu ‘evet’ ve ‘hayır’a dayalı işleyen bir kurum durumunda.  Dolayısıyla bu durum sistemi kilitleyip işlemez duruma getirmiş durumdadır. Uluslararası güç dengesi de tam oluşmamış ve sistem dağınıklık yaşamakta.

“YENİ DÜNYA DÜZENİNDE YÜKSELEN BİR ÇİN VAR”

Amerika Birleşik Devletleri’nin gücünün yeni dünyada bir basamak daha azaldığını görmekteyiz. Soğuk savaş sonrası kontrol edebileceği durum artmış durumdadır. Statik davranış biçiminden daha etkin daha geniş coğrafyayı kontrol edebilecek bir güç lazım. Bu güç ABD’de yok, çünkü yeni dünya düzeninde yükselen bir Çin var. Özellikle de Çin’in üretimi kendisine çekip, ucuz iş gücünü iyi pazar konusu yapıp ve geniş coğrafyasına yayarak müthiş bir büyüme elde etmiş durumda. Çin dünyanın fabrikası gibi çalışmaktadır.

“RUSYA PUTİN’LE İMPARATORLUK STRATEJİSİNE DÖNDÜ”

Rusya’da ise Putin ile beraber bir imparatorluk stratejisine dönmeyi başardığını görmekteyiz. Rusya doksanlardaki dağınıklık dönemini hızlıca toparlaması ile bir denge durumu sağladı. Böylece Pasifik Okyanusunda bir güç oluşturmakta ve burada ABD ile alan paylaşımına girmektedir.Yeni dönemde, her ülkenin bireysel  çıkarları ağır basmakta. Bu bağlamda İngiltere, Fransa, Almanya da Avrupa Birliği çıkarlarından ziyade kendi çıkarlarını korumaktadır.

ABD BU DENKLEMİ SORGULUYOR…

Çin’in uzun süre yüzde 20 gibi büyüme oranı ABD’yi tedirgin etmektedir.  Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Alfred Kissinger “Eğer ABD önümüzdeki 50 yılda Çin’in yükselişini durduramazsa, Çin bizim iki kat büyüklüğümüzde bir ekonomiye erişecek” diyor. Dolayısıyla ABD açısından Çin, sürekli takip edilip projeksiyona tutulmaktadır. ABD gerilerse Çin nasıl yükselir, Çin yükselirse ABD’yi nasıl geriletir denkleminin her zaman yapıldığı bir ülke durumundadır.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.