"Mustafa Destici bırakmaz, bırakmayacak"
BBP’de 2011’deki kongrede Destici’nin karşısında aday olan Yavuz Ağıralioğlu, partinin geldiği durumu AjansHaber’e değerlendirdi.
7 Haziran seçimlerinde Saadet Partisi ile ittifakı ile gündeme gelen 1 Kasım seçimlerinde ise yeniden tek başına seçim yarışına giren BBP, hemen her seçim oy anlamında eridi… Peki, buna neden olan etkenler neler? Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının ardından partide yaşanan sarsıntı nasıl düzelir?
BBP'NİN GELECEĞİ NE OLACAK?
BBP’nin 2011 yılındaki kongresinde Mustafa Destici’nin karşısında aday olan Yavuz Ağıralioğlu, BBP’nin içinden geçtiği süreci, Türk siyasetinde muhalefetin sorununu ve BBP genel başkanlık için düşüncelerini AjansHaber’e değerlendirdi.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun vefatının ardından partinin savrulduğunu belirten Ağıralioğlu, Türkiye’deki muhalefetin durumuna ilişkin de tespitlerde bulundu.
Ağıralioğlu, BBP Genel Başkanlığı’na ilişkin düşüncelerini de aktardı:
“BAŞKANIN VEFATINDAN SONRA PARTİ SAVRULDU”
BBP’de başkanın vefatından sonraki süreci parti savrularak yaşadı. Kendi içinde kırılmalar oldu. Son cemaat-hükümet kamplaşmasında tercihini cemaatten yana kullanıyormuş gibi algılandı. Dolayısıyla aslında vesayetlere karşı duran parti, bir algı ile vesayet taraftarıymış gibi bir fotoğrafın konusu haline geldi. Siyasi olarak BBP’nin bu siyasi vasatı delebilecek olan siyasi müktesebatı ortaya koyma fırsatı olmadı. Sadece muhalefetin içine düşmüş olduğu girdaptan BBP de kendi üstüne düşeni aldı.
“MUHALEFET PARTİLERİ ÜMİDİ YÖNETMEK ZORUNDALAR”
Muhalefet partileri ümidi yönetmek zorundalardır. Uzunca bir süredir iktidarın zafiyet gösterdiği yerlerde milletin ümidi olmayı başaramadılar. Buna bütün muhalefet partileri dahil. Seçim sonuçları da bunu teyit ediyor. Siyasi projeler ve kadrolarla bir şekilde kendilerini göstermeleri gerekiyordu. Son seçim bütün muhalefetin kendi içine doğru hesaplaşmasına neden oldu. Görünen odur ki muhalefette aslında milletle hesaplaşmanın olmadığına alamet bir vurdumduymazlık da görülüyor. CHP’yi biraz ayırabiliriz. En azından CHP seçim sonuçlarını kendileri adına başarısızlık olarak telakki ettiler.
“BBP’DE YÖNETİM ANLAMINDA DOKUNULACAK BİR VİCDAN KALDI MI?”
MHP, Saadet Partisi, BBP gibi partilerde sanki Ahmet Davutoğlu başarısızmış gibi bir atalet var. Utanmasalar Ahmet Davutoğlu’nu istifaya çağıracaklar. BBP, bir dönem Yalçın Topçu ile siyasete devam kararı almıştı. Başkan dönemindeki yüzde 2.5’luk oy, Yalçın bey zamanında binde yedilere düştü. Yalçın Topçu istifa etti. Bu 500 bin oy 259 bine düştü ama kimse üstüne alınmıyor. Bu sorumluluk genel merkez yöneticilerinin üstlenmesi gereken bir şeydi. BBP’de dokunulacak bir vicdan kaldı mı yönetim anlamında emin değilim.
“BBP’DE MUHASEBENİN SİNYALLERİ YOK”
Aslında muhalefet iyi bir avans aldı. Bu 3-4 yılı yeni bir siyaset dili, paradigma ve yeni bir siyasi kadro ile değerlendirebilirse 2019 seçimlerinde milletin ümitsizliğine iyi gelebilir. Aksi halde bütün partilerin bugünkü oylarından daha az oy alma ihtimali olabilir. BBP’de bu anlamda bir muhasebenin sinyalleri yok.
“MUSTAFA DESTİCİ BIRAKMAZ, BIRAKMAYACAK”
Mustafa Destici bırakmaz, bırakmayacak. Ben istifaya hazırım denilmez, istifa edilir. BBP bu anlamda Türk siyasetinde eşine az rastlanır bir olaya da imza atmış oldu. Yalçın Topçu’nun bırakmış olması aslında başarısızlık durumunda bırakmak gibi bir geleneğin olduğuna işaret etmişti. Bu da aslında yakıştı. Bu istifa başarısızlık durumunda sorumluluk almanın ahlakını Türk siyasetinde gösterme anlamında olumlu bir adımdı ama şimdi insan ‘ben istifaya hazırım’ demez. İstifa eder.
“YANLIŞLARIN YERİNİ DOLDURABİLMENİZ ÖNEMLİDİR”
Muhalefette iken itiraz ettiğiniz yanlışların yerini doldurabilmeniz önemlidir. İnsanlar bir anlamda ‘söyledikleriniz doğru ama siz bu söylediklerinizi yapabilecek durumda değilsiniz’ mesajını da verdi. Sadece yanlışları ve doğruları ifade etmek yetmez o doğruları gerçekleştirebilecek siyasi kadroyu da millete gösterebilmek lazım. Bu aradaki makas da açılınca millet AK Parti’yi tercih etti.
“ÜLKÜCÜ CAMİANIN RÖNESANSA İHTİYACI VAR”
Ben 2011 yılındaki kongrede adaydım ondan sonra sözümü söyledim. Bundan sonra BBP içinde sadece hatıralarımız adına bana düşecek mesuliyetleri taşıyabileceğime aksi halde bir kongrede birine rakip olmak kastı ile aday olmayacağımı söylemiştim. Şimdi de bu sözümün arkasında duruyorum. BBP’yi artık müstakil olarak değerlendirme imkanından mahrumuz. Şimdi erken. BBP’nin de dahil olduğu muhalefet bloğu yeni bir siyasal zemin doğurabilir. Ülkücü camianın bir rönesansa ihtiyacı var. Başka denklemler gelişecektir. Ne BBP ne MHP ne memleketi ne hareketlerini sarıp sarmalayacak zenginlikten, derinlikten mahrumlar. Bu haldeyken bunun üzerine cümle kurmak zordur. Türkiye’de iktidardan daha çok muhalefet problemi olduğu herkesin dilinde. Türkiye’de gayesini yitirmiş her sosyal, siyasal organizasyon yıkılır.
“BEN BBP’DE GENEL BAŞKANLIK…”
Harekette tabiiyet, yağcılık gibi cümleler siyasi pozisyon almanın tek şartı haline geliyor. Böyle olunca da hareket hem vecdini hem kastını kaybediyor. Bu bütün muhalefet partilerinin içine düştüğü bir girdaptır. Bunlar doğru muhasebe edilirse biz orada bize düşeni yaparız. Ben BBP’de genel başkanlık anlamında bir siyasi pozisyon hesabı içinde değilim. Hareketi hamiyetli bir topluluk alırsa o kadro benimle nerede ne zeminde çalışmak isterlerse orada o zeminde çalışırım.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.