Merkez müdahaleye teslim oldu, dolar fırladı

Ekonomist Prof. Dr. Korkut Boratav, dolardaki yükselişin olası etkilerini değerlendirdi.

 Recep DEMİRCAN/AjansHaber

Ekonomist Prof. Dr. Korkut Boratav, dolardaki ani yükselişin iki önemli nedeni olduğunu, bunlardan ilkinin Türkiye’ye giren kısa vadeli sermaye hareketleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkez Bankası’na faiz baskısı olduğunu söyledi.

Prof. Boratav, piyasaları derinden etkileyen dolardaki gelişmeleri Ajanshaber’e değerlendirdi.

“TÜRKİYE ETKİLİ KONTROL YAPMAK İSTEMİYOR”


Doların yükselmesinde 2 etken bulunmaktadır. İlki sistematik sürekli etkendir. Türkiye’ye giren bu kısa vadeli sermaye hareketlerinin giriş çıkışına göre oynar. Ocak ayında kısa vadeli sermaye yani sıcak para girişinin yüksek olduğu görülüyor. Bu zamanlarda ise çıkış olduğu görülmekte. Sermaye rakamlarının günü gününe Merkez Bankası izler. Bizler ise ayda bir yayınlanınca gecikerek öğreniyoruz. İkincisiyse herkesin bildiği Cumhurbaşkanı’nın açık müdahalesi bulunmakta. Bu müdahaleye karşı Merkez Bankası Başkanı Başçı “gerekeni yapacağız, Fiyat endeksi aşağı yönlü
olursa daha anlamlı faiz indirimine gideceğiz”
dedi. Bu karışık uluslararası ortamda hem politik hem iktisadi ortamda büyük fon yöneticileri risk unsurlarını devamlı gözetiyorlar.

MÜDAHALE GÜVENİRLİĞİ TARTIŞMA HALİNE GETİRİYOR

Cumhurbaşkanı’nın siyasi müdahalesi genellikle dış dünyada dikkatle izlenen Merkez Bankası’nın güvenirliliğini tartışmalı hale getiriyor. Türkiye Merkez Bankası’nın politikaları öteden beri IMF tarafından eleştiriliyor. Politika faizlerin reel olarak enflasyonun üzerinde olmaması eleştiri konusu olmuştur. Birincisi siyasi iradeye fazla imtiyaz veriyorsun ikincisi ise her şeyle fazla ilgileniyorsun senin asıl görevin enflasyon hedeflemesi uyarısı yapılmıştır. Cumhurbaşkanı’nın söylediklerine habersiz kalsaydı çalkantı bu derecede olmayacaktı. Yakın dönemde Türkiye ile Rusya en fazla etkilenen döviz kuru oldu. Temel mesele Türkiye sermaye hareketlerinde etkili kontrol yapmadığı hatta istemediği için giren sermayeyi keyifle karşıladığı çıkan sermayede ise savunmasız kalıyor.

“MÜDAHALEYE TESLİM OLDU”

Merkez Bankası, “fiyat endekslerini izleyeceğiz eğer son fiyat endeksleri istediğimiz gibi gelirse faizlerde anlamlı bir indirim yapacağız” açıklamasında bulunmuştu. Bu demeci Cumhurbaşkanı’nın çıkışından sonra oldu. Bu Merkez Bankası ‘müdahaleye teslim oldu’ şeklinde yorumlandı. Henüz faiz kararı alınmadı. Merkez Bankası rezerv satarak dolara müdahale ediyor. Rezerv erimesinde başka bir kırılganlık oluyor. Rezerv erimesi devam ederse Merkez Bankası kendi faiz politikasını uygulamayacak.

“DOLAR HEDEFLENMESİ DEĞİL ENFLASYON HEDEFLENMESİ UYGULANIYOR”

Dolar’da hep bu çalkantı devam eder. Yüzde 2,43 düzey rekor oldu. Bu rekor iniş ve çıkışlar sayesinde gerçekleşti. 2014 içinde iniş-çıkış temposu yıl içinde hızlıydı yılsonunda yavaşladı. Dolar-TL türünde değer yitirmesi enflasyon bağlantısı ile ölçülebilir. Enflasyondan daha hızlı yükselirse gerilim olur. Özelikle Türk Lirası kazanan döviz ile borçlanan şirketlerin kredilerini açan bankalar ödeme güçlüğüne sürüklenir. Küçük çaplı krizlere sürüklenir. Bu doların hızlı yükselmesinin sonuçlarıdır. Dolar fazla ucuzlarsa bu spekülatif bir balonun başladığını gösteriyor. Fazla para girmesi TL’yi zayıflatmış buda ihracatçıların söylenmesine başlar. Dolar hedeflenmesi değil enflasyon hedeflenmesi uygulanıyor. Böylece dolar üzerinde kontrol kaybediliyor.

DOLARDA YÜKSELİŞ SÜRECEK Mİ?

Bu bilinemez bunu bilebilmek için büyük finans çevrelerin kararlarını izlemek lazım. Rusya riskli bir ülke ve paralel olarak Türkiye’de risk taşıyan bir ülke konumuna giriyorsa siyasi ve ekonomik olarak devam ediyorsa doların yükselişi devam eder. Bu bizlerin öngöreceği bir durum değildir.
 
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.