Kaya Ardıç: Türk ekonomisi türbülans yaşıyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Merkez Bankası arasındaki polemik dolar fiyatlarında artışı da beraberinde getirdi. Dün Erdoğan-Başçı zirvesinden olumlu sinyallerin gelmesine karşın, dolar yükselişini bugün de sürdürdü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ile yaptıkları ekonomi toplantısına ilişkin olarak, "Sonunu tatlıya bağladık" açıklaması yapmasının ardından dolar 2,60 TL seviyelerine indi. Fakat bugün doların tekrar 2,64 TL seviyelerine yükselmesi kafaları karıştırdı.
Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Merkez Bankası arasındaki polemiğin son bulması ve Erdoğan’ın olumlu mesajlar veren konuşmasının ardından dolar neden yeniden yükselişe geçti? Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Ardıç, doların inişli çıkışlı seyrinde ilişkin Ajanshaber’in soruların yanıtladı:
“YABANCI YATIRIMCI TÜRK EKONOMİSİNDEN ‘TÜYÜYOR’ ”
Dolardaki yükseliş spekülatif bir atak da olabilir ama gösterge faizine baktığımızda tekrar 8,88 fırladı. Dolayısı ile niçin insanlar elindeki tahvil portföyünü bozup, satar? Birdenbire tahvil gösterge faizi artıysa, bunun anlamı elinde tahvil bono olanlar satıyor ve para talep ediyor. Ardından tahvil parası ile dolar alıyor. Niyeti Türk ekonomisinden maalesef tüymek. Yani bir risk unsuru görüyor.
Türkiye’nin Credit Default Swap (CDS) –krediyi ödeyememe- riski 227’ye fırladı. Son 10 yıldır hiç bu kadar yüksek olmamıştı. 2001 kriz düzeylerine geliyor. Dolayısıyla demek ki yabancılar başta olmak üzere fakat bir kısmı da bunların, içerdeki yerliler Türk ekonomisindeki gidişatı beğenmeyip, “Siyasi risk yüksek, zararın neresinden dönersek kardır, fazla para kaybetmeden bir an önce satalım” diyerek dolara talep edip Türkiye ekonomisinden çıkıyorlar.
“TÜRK EKONOMİSİ TÜRBÜLANS YAŞIYOR”
Citigroup’un zarar ederek Akbank hisselerini satması, HCBC için de piyasada dedikodular dolaşıyor. Türkiye ekonomisi demek ki bir türbülans yaşıyor. Bu türbülansın da temel etmeni maalesef Türkiye içindeki siyasi gerginlik. İktidar ile muhalefet arasındaki gerginlik, barış süreci deniliyor ama ortada hiçbir şey yok. ‘Barış süreci’ derken insanlar hala şehit ediliyor. Cumhurbaşkanımız da sert bir şekilde konuşuyordu, neyse nihayet 'Tatlıya bağlandı’ dedi ama geç kaldık galiba. Ben dövizdeki yükselişin arka planında bunları okuyorum.
“KRİZ VAR DEMEK İÇİN ERKEN….”
Şu anda Türkiye bir panik havası yok. Kriz var demek için erken ama bütün göstergeler krize doğru giden bir patikada olduğunu gösteriyor. Bu ortamda yapılması gereken şey en başta Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın ve muhalefet liderlerinin süratle piyasalar güven verici tutum ve davranışlar sergilemesi gerekiyor. Subat’ta Merkez Bankası’na baskı yapılmasaydı zaten bunlar olmayacaktı.
“MERKEZ BANKASI’NIN ELİNİ KOLUNU BAĞLARSANIZ…”
Türk ekonomisinde olumlu gelişmeler yaşanıyordu. Cari işlemler açığı azalıyor, petrol fiyatlarının düşüşünden, büyüme hızının düşüşünden kaynaklanıyor ama nihayet cari işlemler açığında rekor bir düşüş var. Böyle bir ortamda cari işlemler açığı düşerken, enflasyon rakamları hala tek hanedeyken neden bir TL krizi yaşadık. Elbette inkar edemeyiz bütün dünya ülkelerinde değer kazanması dolar, bizde de kazandı. Doların 2,50 TL’ye kadar yükselmesi tamam. Ama en çok değer kaybeden para birimi Türk Lirası oldu. Çünkü Türkiye’de tansiyon yüksek. Merkez Bankası’nın elini kolunu bağlarsanız, faiz indir baskısı yaparsanız, dolarda yükselişe yol açar. Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Merkez Bankası arasındaki polemiğin son bulması ve Erdoğan’ın olumlu mesajlar veren konuşmasının ardından dolar neden yeniden yükselişe geçti? Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaya Ardıç, doların inişli çıkışlı seyrinde ilişkin Ajanshaber’in soruların yanıtladı:
“YABANCI YATIRIMCI TÜRK EKONOMİSİNDEN ‘TÜYÜYOR’ ”
Dolardaki yükseliş spekülatif bir atak da olabilir ama gösterge faizine baktığımızda tekrar 8,88 fırladı. Dolayısı ile niçin insanlar elindeki tahvil portföyünü bozup, satar? Birdenbire tahvil gösterge faizi artıysa, bunun anlamı elinde tahvil bono olanlar satıyor ve para talep ediyor. Ardından tahvil parası ile dolar alıyor. Niyeti Türk ekonomisinden maalesef tüymek. Yani bir risk unsuru görüyor.
Türkiye’nin Credit Default Swap (CDS) –krediyi ödeyememe- riski 227’ye fırladı. Son 10 yıldır hiç bu kadar yüksek olmamıştı. 2001 kriz düzeylerine geliyor. Dolayısıyla demek ki yabancılar başta olmak üzere fakat bir kısmı da bunların, içerdeki yerliler Türk ekonomisindeki gidişatı beğenmeyip, “Siyasi risk yüksek, zararın neresinden dönersek kardır, fazla para kaybetmeden bir an önce satalım” diyerek dolara talep edip Türkiye ekonomisinden çıkıyorlar.
“TÜRK EKONOMİSİ TÜRBÜLANS YAŞIYOR”
Citigroup’un zarar ederek Akbank hisselerini satması, HCBC için de piyasada dedikodular dolaşıyor. Türkiye ekonomisi demek ki bir türbülans yaşıyor. Bu türbülansın da temel etmeni maalesef Türkiye içindeki siyasi gerginlik. İktidar ile muhalefet arasındaki gerginlik, barış süreci deniliyor ama ortada hiçbir şey yok. ‘Barış süreci’ derken insanlar hala şehit ediliyor. Cumhurbaşkanımız da sert bir şekilde konuşuyordu, neyse nihayet 'Tatlıya bağlandı’ dedi ama geç kaldık galiba. Ben dövizdeki yükselişin arka planında bunları okuyorum.
“KRİZ VAR DEMEK İÇİN ERKEN….”
Şu anda Türkiye bir panik havası yok. Kriz var demek için erken ama bütün göstergeler krize doğru giden bir patikada olduğunu gösteriyor. Bu ortamda yapılması gereken şey en başta Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın ve muhalefet liderlerinin süratle piyasalar güven verici tutum ve davranışlar sergilemesi gerekiyor. Subat’ta Merkez Bankası’na baskı yapılmasaydı zaten bunlar olmayacaktı.
“MERKEZ BANKASI’NIN ELİNİ KOLUNU BAĞLARSANIZ…”
Türk ekonomisinde olumlu gelişmeler yaşanıyordu. Cari işlemler açığı azalıyor, petrol fiyatlarının düşüşünden, büyüme hızının düşüşünden kaynaklanıyor ama nihayet cari işlemler açığında rekor bir düşüş var. Böyle bir ortamda cari işlemler açığı düşerken, enflasyon rakamları hala tek hanedeyken neden bir TL krizi yaşadık. Elbette inkar edemeyiz bütün dünya ülkelerinde değer kazanması dolar, bizde de kazandı. Doların 2,50 TL’ye kadar yükselmesi tamam. Ama en çok değer kaybeden para birimi Türk Lirası oldu. Çünkü Türkiye’de tansiyon yüksek. Merkez Bankası’nın elini kolunu bağlarsanız, faiz indir baskısı yaparsanız, dolarda yükselişe yol açar. Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.