Kanser hastalığına çare bulunuyor mu?
İngiliz bilim adamları kansere çare olacak bir yöntem üzerinde çalışıyor. Peki, bu durum ne kadar gerçekçi?
Bilim insanları kanserli hücrelerin kendilerine özgü özelliklerini farkederek işaretleyen bir yöntem geliştirmeyi başardıklarını açıkladı. Söz konusu yöntem, bağışıklık sistemini ‘’yöneterek’’ işaretlenmiş kanserli hücreleri yok edebiliyor ve böylece sağlıklı hücreler korunmuş oluyor.
University College London (UCL) bilim insanları belirli özelliklerinden yola çıkılarak keşfedilebilen kanserli hücrelerin tedavisi ile artık sağlıklı hücrelerin zarar görmeyeceğini belirtti.
Yeni yöntem ile keşfedilen kanserli hücreler bağışıklık sistemi ‘’yönetilerek’’ ortadan kaldırılabiliyor.
Dünyanın en iyi akademik dergilerinden birisi olarak gösterilen Science Journal’de yayınlanan araştırma çok maaliyetli olmasıyla birlikte, henüz hastalar üzerinde denenmemiş durumda.
‘’UYGULANAMAZ’’ DİYENLER DE VAR
Edinburgh Üniversitesi’nden Dr. Stefan Symeonides ise araştırmanın bağışıklık sistemini güçlendirici ilaçların üretilmesinde çığır açacağını belirtse de, kişiselleştirilmiş ilaçların geliştirilmesini ‘’uygulanamaz’’ bulduğunu söyledi.
Araştırmayı ‘’şık bir çalışma’’ olarak niteleyen Symeonides, ‘’Günümüzde kullanılan bağışıklık sistemini güçlendirici ilaçların neden bazı hastalarda işe yaradığı, bazılarında ise yaramadığı hakkında artık daha çok ipucumuz var’’ dedi.
İngiliz bilim adamlarının dünyanın dört bir tarafında ses getiren bu araştırmasını AjasnHaber’e değerlendiren Doç. Dr. Yavuz Dizdar’a göre bu çalışma kağıt üzerinde uygulanabilir gibi görünse iş uygulamaya gelince gelecek vaat etmiyor…
“Bu hikayeyi ben 25 senedir okuyorum 1990’ların başında farmakoloji anabilim dalının başındaydım. O zamandan bu güne geçen zaman içerisinde binlerce molekül bulundu fakat kanser hücrelerinin yapısal olarak sabit olmaması nedeniyle böyle bir tedavi yöntemi geliştirilemedi.” Diyen Dizdar’ın AjansHaber’e yaptığı değerlendirme şu şekilde:
KAĞIT ÜZERİNDE GÜZEL BİR ÇALIŞMA AMA….
Bahsi geçen haberle ilgili olarak Edinburgh Üniversitesi’nden Dr. Stefan Symeonides’in dediği çok doğru bir tespit ben de buna katılıyorum. Kağıt üzerinde güzel bir çalışma olarak görünse de kliniğe uygulaması aksetmiyor bu tür çalışmaların. Bunlar biraz bilim-kurgu filmlerinden bildiğimiz algı üzerinden gidiyorlar. “Hücrelerin üzerinde bir takım farklı yapılar var bu yapıları biz hedefleyeceğiz onu bir şekilde ortadan kaldırma şansımız olacak…” şeklinde bir düşünce söz konusu. Ama maalesef sistem bu şekilde çalışmıyor. Bu bilim-kurgu mantığı geçerli olmuyor.
BU HİKAYEYİ 25 SENEDİR OKUYORUM
Hücre yapısı sürekli değişiyor, antijen yapısı da sürekli değişiyor dolayısıyla siz başta bir şey saptıyorsunuz bu saptadığınız şeyden sonuç alabileceğinizi de görüyorsunuz ama o yapı haftalar içerisinde bile değişiklik gösteriyor. Değişiklik gösterdikten sonra sizin elinizdeki immünolojik yöntem de artık geçerliliğini yitiriyor, uygulanamaz hale geliyor. Bu çalışmaları yapanlar yanlış şeyler söylemiyorlar ama uygulamaya geçenini ben bugüne kadar görmedim. Bu hikayeyi ben 25 senedir okuyorum 1990’ların başında farmakoloji anabilim dalının başındaydım. O zamandan bu güne geçen zaman içerisinde binlerce molekül bulundu fakat kanser hücrelerinin yapısal olarak sabit olmaması nedeniyle böyle bir tedavi yöntemi geliştirilemedi.
SABİT OLDUĞU DÜŞÜNÜLEN MOLEKÜLLER İÇİN İLAÇ GELİŞTİRİLDİ
İki tane bu şekilde molekül buldular. Diğer sabit olduğunu düşündükleri moleküllere karşı ilaç geliştirdiler. Bir lenfomanın tedavisi büyüme faktörü salgılayan meme hücre kanserinin tedavisi bunlarla ilgili ilaç geliştirildi ama yukarıda bahsi geçen mantıkla değil, antikor olarak geliştirildi. İşaretliyoruz ve onu ortadan kaldırıyoruz değil de ana yapıları ile tedavi yolu seçildi.