'Kadın vekillere büyük sorumluluk düşüyor'
7 Haziran 2015 seçimleri Türkiye’de en çok kadın adayların listelere girdiği seçim olarak tarihe geçecek. Peki, kadının siyasette azınlık grubundan ayrılıp Meclis’te ağırlığının giderek artması Türk siyasetini nasıl etkileyecek?
Türkiye demokrasisinde büyük adım. Kadın vekil adaylarının artışı, seçilmeleri halinde siyasete nasıl yansıyacağı da en çok konuşulan konular arasındaki yerini aldı. Gazeteci – yazar Şükran Soner, demokrasi adına atılan ciddi bir adım olarak niteleyerek, Meclis’e girecek kadın vekillerin iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Soner, “Toplumda var olan şiddet oranı kadın vekillerin Meclis’teki tam temsiliyet hakkıyla önlenebilir” diye konuştu.
Gazeteci- yazar Şükran Soner, ‘Kadın vekil adaylarının artışı Türk siyasetini nasıl etkiler?’ sorusunu AjansHaber’ değerlendiridi:
“80 SONRASI, KADINA YÖNELİK ÇİFTE STANDARDI ÖNLEMEK İÇİN BİR MİLAT”
7 Haziran seçimleri öncesi kadın oranlarının ciddi anlamda arttığı bir liste ortaya çıktı. Ancak kadınlara Meclis kapısının açılmasında 2 boyut var. 80’ler sonrası kadın haklarına yönelik yaşanan ayrımcılığı çok acı bir şekilde yaşadık. 80 sonrası kadın hakları savaşı kadına yönelik çifte standardı önleme girişiminin bir miladıdır. İngiltere ile birlikte kadın hakları yeniden keşfedildi. İngiltere’de işçi olayına bağlı olarak bir kadın hakları gerçeği açığa çıktı. Böylelikle dünya ülkeleri de İngiltere’de göze görünen kadın hakları dünya toplumlarına da yayıldı. Ardından çoğu dünya ülkelerinde kadın haklarına yönelik çok önemli adımlar atıldı. Birleşmiş Milletler Ayrımcılık yasası ortadan kaldırıldı. Kadın haklarının iyileştirilmesine yönelik furya da İngiltere başta olmak üzere, birçok ülkede kadın haklarına yönelik müthiş bir atılım gerçekleşti. Sendikalarda yeni kotalar açıldı. Kadınların seçimi arttı. Bu girişimlerin ardından kadınlar siyasette de yer almaya başladı. Aynı paralelde sağ ideolojilerde kadın siyasetçilere de önem verilmeye başladı.
“TÜRK SİYASETİNİN EN BÜYÜK YANLIŞI: KADINI VİTRİNDE KULLANMAK”
Kadın üzerinden yaşadığımız siyasette de gördük ki, kadın profilini vitrin de yansıtmak ile ayrımcılığın önüne geçilemiyor. Türk siyasetinin de yaptığı en büyük yanlış bu oldu. Kadını vitrin için kullandılar. Kadının gündeme gelip belli kazanımlar elde etmesi ile aslında doğru sonuçlar alınmıştı. Ancak kadınlar vitrinde kullanılınca erkek ve kadın arasındaki eşitlik anlayışı daha da bozuldu. Kadın hakları gelişmedi.
“TÜRKİYE KADINI, KADININ ALEYHİNDE KULLANIYOR”
Türkiye 80’lerde kadın hakları söylemi kimsenin dilinden düşmüyordu. Ancak geldiğimiz noktaya baktığımızda, karşılaştığımız sonuç, töre cinayetlerinden kadının sömürülmesine yönelik nitelikler taşıyor. Kadınların eğitim alma sorunu artışa geçti. Kadına yönelik her şey gitgide daha da kötüleşti. Nedeni ise ideolojik olarak kadına verilen hakların içi doldurulamadı. Türkiye 7 Haziran seçimleri öncesi kadınlara yönelik demokratik ve eşitlik anlayışına uygun bir hamle yaptı. Bu seferde kadına yönelik hakların içini dolduramazsak yine aynı sonuçlarla karşı karşıya kalacağız. Türkiye kadını kadının aleyhinde kullanıyor.
“KADIN VEKİL ADAYLARIN ARTIŞI KİMSEYİ YANILTMASIN”
Türkiye’de kadın vekil adaylarının artışı bizi yanıltmasın. Kadın vekiller, erkek vekillere nazaran daha zor koşullardan geçti. Ancak bu zorlu koşulları aşarak Meclis’te yer alma hakkını kendinde bulan kadın vekiller çok donanımlı. Fakat kadın siyasetçilerin ne yazık ki her biri bu kadar donanımlı değil. Bu süreçten sonra ise kadına atfedilen siyasi profil doğru kullanılmalıdır. Tekrar vitrin olarak kullanılmamalıdır.
“KADIN VEKİLLERE BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR”
Eşitlik anlayışında ciddi sıkıntılarımız devam ediyor. Gerçek demokrasi de belli kesimleri Meclis’e almak için özel kota koymamız gerekmiyor. Bu antidemokratik bir uygulamadır. Kimlik ayırarak bir vekil değerlendirmesi yapılıyor. Bu çok yanlış. Kadınların tam temsiliyet hakkına erişmesi insan haklarından ve demokrasiden geçiyor. Bu nedenle Meclis’e girecek kadın vekillerin üzerine büyük sorumluluk düşüyor. Türkiye siyaseti kadına yönelik eşitlik anlayışını doğru benimserse Türk siyaseti daha ılıman bir havaya bürünebilir. Üst tabakada yaşanan gerilim kadın vekillerin Meclis’teki tam temsiliyet hakkıyla birlikte toplumun gerilemesini de önleyebilir. Kadın vekiller bu noktaya doğal seçimlerle gelmediler. Kotadan geldiler. Dolayısıyla çok bilinçli bir kadın siyaset grubuyla karşı karşıyayız. CHP’nin kadın vekiller duyarlılık açısında çok etkin bir savaş verdiler. Ancak bu yeterli değil. Diğer partilerin de aynı refleksi göstermesi gerekiyor.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Gazeteci- yazar Şükran Soner, ‘Kadın vekil adaylarının artışı Türk siyasetini nasıl etkiler?’ sorusunu AjansHaber’ değerlendiridi:
“80 SONRASI, KADINA YÖNELİK ÇİFTE STANDARDI ÖNLEMEK İÇİN BİR MİLAT”
7 Haziran seçimleri öncesi kadın oranlarının ciddi anlamda arttığı bir liste ortaya çıktı. Ancak kadınlara Meclis kapısının açılmasında 2 boyut var. 80’ler sonrası kadın haklarına yönelik yaşanan ayrımcılığı çok acı bir şekilde yaşadık. 80 sonrası kadın hakları savaşı kadına yönelik çifte standardı önleme girişiminin bir miladıdır. İngiltere ile birlikte kadın hakları yeniden keşfedildi. İngiltere’de işçi olayına bağlı olarak bir kadın hakları gerçeği açığa çıktı. Böylelikle dünya ülkeleri de İngiltere’de göze görünen kadın hakları dünya toplumlarına da yayıldı. Ardından çoğu dünya ülkelerinde kadın haklarına yönelik çok önemli adımlar atıldı. Birleşmiş Milletler Ayrımcılık yasası ortadan kaldırıldı. Kadın haklarının iyileştirilmesine yönelik furya da İngiltere başta olmak üzere, birçok ülkede kadın haklarına yönelik müthiş bir atılım gerçekleşti. Sendikalarda yeni kotalar açıldı. Kadınların seçimi arttı. Bu girişimlerin ardından kadınlar siyasette de yer almaya başladı. Aynı paralelde sağ ideolojilerde kadın siyasetçilere de önem verilmeye başladı.
“TÜRK SİYASETİNİN EN BÜYÜK YANLIŞI: KADINI VİTRİNDE KULLANMAK”
Kadın üzerinden yaşadığımız siyasette de gördük ki, kadın profilini vitrin de yansıtmak ile ayrımcılığın önüne geçilemiyor. Türk siyasetinin de yaptığı en büyük yanlış bu oldu. Kadını vitrin için kullandılar. Kadının gündeme gelip belli kazanımlar elde etmesi ile aslında doğru sonuçlar alınmıştı. Ancak kadınlar vitrinde kullanılınca erkek ve kadın arasındaki eşitlik anlayışı daha da bozuldu. Kadın hakları gelişmedi.
“TÜRKİYE KADINI, KADININ ALEYHİNDE KULLANIYOR”
Türkiye 80’lerde kadın hakları söylemi kimsenin dilinden düşmüyordu. Ancak geldiğimiz noktaya baktığımızda, karşılaştığımız sonuç, töre cinayetlerinden kadının sömürülmesine yönelik nitelikler taşıyor. Kadınların eğitim alma sorunu artışa geçti. Kadına yönelik her şey gitgide daha da kötüleşti. Nedeni ise ideolojik olarak kadına verilen hakların içi doldurulamadı. Türkiye 7 Haziran seçimleri öncesi kadınlara yönelik demokratik ve eşitlik anlayışına uygun bir hamle yaptı. Bu seferde kadına yönelik hakların içini dolduramazsak yine aynı sonuçlarla karşı karşıya kalacağız. Türkiye kadını kadının aleyhinde kullanıyor.
“KADIN VEKİL ADAYLARIN ARTIŞI KİMSEYİ YANILTMASIN”
Türkiye’de kadın vekil adaylarının artışı bizi yanıltmasın. Kadın vekiller, erkek vekillere nazaran daha zor koşullardan geçti. Ancak bu zorlu koşulları aşarak Meclis’te yer alma hakkını kendinde bulan kadın vekiller çok donanımlı. Fakat kadın siyasetçilerin ne yazık ki her biri bu kadar donanımlı değil. Bu süreçten sonra ise kadına atfedilen siyasi profil doğru kullanılmalıdır. Tekrar vitrin olarak kullanılmamalıdır.
“KADIN VEKİLLERE BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR”
Eşitlik anlayışında ciddi sıkıntılarımız devam ediyor. Gerçek demokrasi de belli kesimleri Meclis’e almak için özel kota koymamız gerekmiyor. Bu antidemokratik bir uygulamadır. Kimlik ayırarak bir vekil değerlendirmesi yapılıyor. Bu çok yanlış. Kadınların tam temsiliyet hakkına erişmesi insan haklarından ve demokrasiden geçiyor. Bu nedenle Meclis’e girecek kadın vekillerin üzerine büyük sorumluluk düşüyor. Türkiye siyaseti kadına yönelik eşitlik anlayışını doğru benimserse Türk siyaseti daha ılıman bir havaya bürünebilir. Üst tabakada yaşanan gerilim kadın vekillerin Meclis’teki tam temsiliyet hakkıyla birlikte toplumun gerilemesini de önleyebilir. Kadın vekiller bu noktaya doğal seçimlerle gelmediler. Kotadan geldiler. Dolayısıyla çok bilinçli bir kadın siyaset grubuyla karşı karşıyayız. CHP’nin kadın vekiller duyarlılık açısında çok etkin bir savaş verdiler. Ancak bu yeterli değil. Diğer partilerin de aynı refleksi göstermesi gerekiyor.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.