Irak'taki mezhep çatışmaları Türkiye'yi etkiler mi?
Irak’ta özellikle son zamanlarda yaşanan Sünniler ile Şiiler arasındaki çatışma mezhep çatışmasına mı dönüyor?
Irak’ta çok sayıda Sünni camiye ve Sünnilere ait işyerleine motolof kokteyli ile saldırı düzenlendiği e Mikdadiyye’de de kimliği belirsiz kişiler tarafından 10 Sünni vatandaşın kurşuna dizildiği bildirildi. Peki, bu saldırıların sebebi ne? Sünni-Şii çatışması mezhep çatışmasına mı gidiyor?
Irak'ta Sünniler ile Şiiler arasında yaşanan mezhep çatışmasını AjansHaber’e değerlendiren Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mahir Nakip, Irak’taki mezhep çatışmasının temellerinin 1980 yılında Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin’in İran’a savaş açmasıyla başladığını söyledi.
Suriye’de ve Irak’ta yaşanan olayların Türkiye’ye etkilerinin olacağını söyleyen Prof. Dr. Mahir Nakip, “Türkiye’nin yaşanan olaylardan ders alması gerekiyor. Türkiye’nin ikinci bir Pakistan’a dönüşmemesi için gerekli önlemler alınmalı” uyarısında bulundu.
“MEZHEP ÇATIŞMASI SADDAM’IN İRAN’A SAVAŞ AÇMASIYLA BAŞLADI”
Prof. Dr. Nakip, Sünniler ile Şiiler arasındaki mezhepsel çatışmanın temellerine değinerek, “Irak’ta yaşanan mezhep ayrışmaları bugünün hadisesi değil. Saddam’ın 1980 yılında İran’a karşı savaş açmasından sonra Irak’ın takip ettiği politikayla başladı. Saddam Hüseyin’in Necef ve Kerbela gibi bölgelerde yapmış olduğu kıyımlar arkasında Türkmen bölgelerinde Şii Türkmenleri hedef almasıyla başladı” dedi.
“İRAN’DAKİ ŞİİLER İNTİKAM RUHUYLA DÖNDÜ”
Bu bölgelerdeki Şiilerin bir kısmı İran’a kaçmak zorunda kaldı bir kısmını ise Saddam kendi sürdü. 2003 yılında Saddam devrildikten sonra İran’a kaçan bütün Şiiler Irak’a geri dönünce büyük bir intikam ruhuyla geldiler. Bağdat’ın 2003 yılına kadar nüfusunun yüzde 70’i Sünni iken, yüzde 25’i Şii idi. Şimdi tamamen terse döndü. Bütün kızgın, intikamcı gruplar gelip Bağdat’a yerleştiler. Bağdat’taki vakıflar da ikiye bölündü. Bu da ayrışmanın iyice tabana inmesine neden oldu.
“BAĞDAT’TAKİ PATLAMALARIN İSTANBUL’DAKİ PATLAMAYLA PARALEL BAĞLANTISI OLABİLİR”
IŞİD’in her zaman yaptığı açıklamada, Bağdat’ın kendileri için çok önemli olduğunu ve bu şehri Şiilerin elinden kurtaracaklarını söylediler. IŞİD tarafından organize edilen bütün patlamalar Şii bölgelerinde oldu. Şii grupların da örgütleri var. Şii grupların örgütleri Bağdat merkezli olabilir. Şuanda Irak ordusunun IŞİD’e karşı mücadele vermek üzere kurmuş olduğu halk ordusu tamamen Şii milislerden oluşuyor. Bağdat’taki patlamalar belki de Türkiye’deki patlamayla eş zamanlı olarak meydana geldi diyebilir. Hatta bu iki patlama arasında bir paralellik de olabilir. Amaç tansiyonu yükseltme, IŞİD’in Rumadi’de ve Tigtit’te uğradığı hezimeti burada telafi etme gibi bir tablo görünüyor.
“BAĞDAT YÖNETİMİ SÜNNİLERE KARŞI ÇİFTE STANDART UYGULUYOR”
Bütün bölge ülkeleri yöneticileri meseleyi biraz daha ciddiye alarak çok mikro bazda çalışmalar yaparak ancak bu terör örgütü ile başa çıkabilir. Bağdat yönetiminin Sünnilere karşı çifte standardı olduğunu söylemek de mümkün. Halk ordusu herhangi bir Sünni şehrini IŞİD’in elinden kurtardıktan sonra o şehir ya boş bırakılıyor ya da bir kısım Şiiler tarafından işgal ediliyor. Yani tekrar ehline dönüştürülmüyor. Birkaç şehirde bu durumu gördük.
“İRAN-IRAK VE TÜRKİYE’NİN İŞBİRLİĞİ YAPMASI GEREKİYOR”
Mesele sadece terör değil. Mesele terörle mücadeleden doğan boşlukları doldurabilmektir. Bölge ülkelerinin müdahalesiyle düzelecek bir durum. İran, Türkiye ve Irak’ın ciddi işbirliği yaparak terörden doğan kaos ortamını sonlandırması gerekiyor.
Türkiye’de maalesef terör hadiselerin büyükşehirleri vurması, İstanbul gibi bir yerde patlak vermesi ve tamamen turistleri hedef alması acı izler bırakacak bir eylemdi. Türkiye’deki turizm faaliyetlerini ciddi şekilde etkileyecektir.
“TÜRKİYE’NİN İKİNCİ PAKİSTAN’A DÖNÜŞMEMESİ İÇİN…”
Yaşanan olaylarla ilgili kendimizi de eleştirmemiz gerekiyor. Bugün İstanbul’da, Laleli, Aksaray ve Vatan Caddesi çevresinde yaklaşık 100 bin Suriyeli yaşıyor. Sivil polisler bu Suriyelilerin takibini sürdürüyordu ancak bu kadar insanın İstanbul’a girmesi hiç doğru bir hamle olmadı. İstanbul çok ciddi bir anlamda taramadan geçmesi gerekiyor. Eğer Türkiye turizmi bir sektör olarak kabul edip kapılarını dünyaya açıyorsa İstanbul’u çok ciddiye alması gerekiyor. İstanbul bu tarz saldırılara ilerleyen süreçlerde de hedef olabilir. Terörle mücadelenin en büyük kısmı büyükşehirlerde alınacak tedbirlerdir. Suriye ve Irak’ta cereyan eden hadiselerin Türkiye’ye yansımaları olacaktır. Türkiye’nin yaşanan olaylardan ders alması gerekiyor. Türkiye’nin ikinci bir Pakistan’a dönüşmemesi için gerekli önlemler alınmalı.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.