'İnşaat sektörünü kurtarmaya çalışsanız ekonomi batıyor, kurtarmasanız o ekonomiyi batırıyor"
Artık yeni güne doların kırdığı rekor, ya da ulaşacağı olası yeni zirve tahminleri ile uyanıyoruz. Peki dolardaki bu yükselişin nedeni ne ve dolar kuru nasıl düşer?
Doların yükselişi durdurulamıyor. Dün yeni bir zirve ile dolar 2,5700 seviyesini aşan dolar, bugüne de 2,5700 bandından seyrediyor.
Dün, doların 2.5710'u görmesinin ardından Merkez Bankası 60 milyon dolarlık döviz satım ihalesi açtı ancak bu da yükselişi durdurmadı.
Peki dolardaki bu yükselişin nedeni ne? Dolar hangi etkenlere bağlı olarak yükselişini sürdürüyor?
Ekonomist Uğur Civelek, dolardaki yükselişin nedenlerine dair AjansHaber’e açıklamalarda bulundu.
DOLARIN YÜKSELİŞİNDE İKİ ANA ETKEN VAR
Dolardaki yükselişin tek faktöre bağlanmaması gerektiğini ifade eden Civelek, “İçeride en çok Cumhurbaşkanı ile ekonomi yönetimi arasındaki çekişmeyi vurguluyoruz. Bunun bardağı taşırdığı doğru ama bardağın dolmasına ilişkin birçok konu var. Türkiye’nin yapısal sorunları ve olumsuz küresel koşullar burada çok önemli. Bunları birlikte ele aldığımızda kurların durmasını beklemek, belli bir yerde denge sağlamasını ummak kolay olmuyor” dedi.
DOLARDAN YENİ REKOR: 2,5841
DOLARDAKİ YÜKSELİŞİN ALTIN FİYATLARINA ETKİSİ…
Doların TL karşısındaki yükselişinin altına etkisi hakkında konuşan Civelek, “Uluslararası piyasada altında önemli bir hareket yok. 1200 dolar/ons düzeyinde yatay dalgalanıyor. Bir süre daha böyle devam edebilir ama TL değer kaybettiği sürece, TL bazında altının gram fiyatı yükselmeye devam eder” diye konuştu.
MERKEZ’İN MÜDAHALESİ BAŞARISIZ OLDU
Merkez Bankası’nın doların yükselişine müdahalesini değerlendiren Civelek, “Merkez Bankası’nın müdahalelerinde, her gün sattığı 40-60 milyon arasında bir rakam var. Bu bir gün için çok önemli bir rakam değil. Aylık bazda 800-900 milyon dolar gibi bir rakam tutuyor. Merkez Bankası ithalatçı enerji kurumlarına döviz satıyor. Bu da ayda 1 milyar dolara yakın. 2 milyar dolara yakın burada döviz talebini azaltacak bir arzı var Merkez Bankası’nın. Kamu bankalarının da piyasalara döviz sattıklarını ve yükselişlere müdahale ettiklerini biliyoruz. Buna rağmen yukarı hareketin gerçekleştiğini görüyoruz” şeklinde konuştu.
“İNŞAAT SEKTÖRÜNÜ KURTARMAYA ÇALIŞSANIZ EKONOMİ BATIYOR, KURTARMASANIZ O EKONOMİYİ BATIRIYOR”
Merkez Bankası’nın yükselişi durduramadığını ve hava değişmedikçe bu yükselişin durmayacağını ifade eden Civelek, kurun düşmesi için gerekenleri şöyle açıkladı:
Dış koşullar değişir ve risk alma isteği birden bire artarsa değişebilir. Sorunlar mucizevi bir şekilde ortadan kaybolur ve Türkiye’nin de rasyoları, kritik değişkenleri de düzelir. Böyle bir şey de mümkün değil. İçerideki gerginliğe baktığımızda da , inşaat sektörünü kurtarmaya çalışsanız ekonomi batıyor, inşaat sektörünü kurtarmasanız o ekonomiyi batırıyor. Böyle bir açmaza girmiş bulunuyoruz.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Dün, doların 2.5710'u görmesinin ardından Merkez Bankası 60 milyon dolarlık döviz satım ihalesi açtı ancak bu da yükselişi durdurmadı.
Peki dolardaki bu yükselişin nedeni ne? Dolar hangi etkenlere bağlı olarak yükselişini sürdürüyor?
Ekonomist Uğur Civelek, dolardaki yükselişin nedenlerine dair AjansHaber’e açıklamalarda bulundu.
DOLARIN YÜKSELİŞİNDE İKİ ANA ETKEN VAR
Dolardaki yükselişin tek faktöre bağlanmaması gerektiğini ifade eden Civelek, “İçeride en çok Cumhurbaşkanı ile ekonomi yönetimi arasındaki çekişmeyi vurguluyoruz. Bunun bardağı taşırdığı doğru ama bardağın dolmasına ilişkin birçok konu var. Türkiye’nin yapısal sorunları ve olumsuz küresel koşullar burada çok önemli. Bunları birlikte ele aldığımızda kurların durmasını beklemek, belli bir yerde denge sağlamasını ummak kolay olmuyor” dedi.
DOLARDAN YENİ REKOR: 2,5841
DOLARDAKİ YÜKSELİŞİN ALTIN FİYATLARINA ETKİSİ…
Doların TL karşısındaki yükselişinin altına etkisi hakkında konuşan Civelek, “Uluslararası piyasada altında önemli bir hareket yok. 1200 dolar/ons düzeyinde yatay dalgalanıyor. Bir süre daha böyle devam edebilir ama TL değer kaybettiği sürece, TL bazında altının gram fiyatı yükselmeye devam eder” diye konuştu.
MERKEZ’İN MÜDAHALESİ BAŞARISIZ OLDU
Merkez Bankası’nın doların yükselişine müdahalesini değerlendiren Civelek, “Merkez Bankası’nın müdahalelerinde, her gün sattığı 40-60 milyon arasında bir rakam var. Bu bir gün için çok önemli bir rakam değil. Aylık bazda 800-900 milyon dolar gibi bir rakam tutuyor. Merkez Bankası ithalatçı enerji kurumlarına döviz satıyor. Bu da ayda 1 milyar dolara yakın. 2 milyar dolara yakın burada döviz talebini azaltacak bir arzı var Merkez Bankası’nın. Kamu bankalarının da piyasalara döviz sattıklarını ve yükselişlere müdahale ettiklerini biliyoruz. Buna rağmen yukarı hareketin gerçekleştiğini görüyoruz” şeklinde konuştu.
“İNŞAAT SEKTÖRÜNÜ KURTARMAYA ÇALIŞSANIZ EKONOMİ BATIYOR, KURTARMASANIZ O EKONOMİYİ BATIRIYOR”
Merkez Bankası’nın yükselişi durduramadığını ve hava değişmedikçe bu yükselişin durmayacağını ifade eden Civelek, kurun düşmesi için gerekenleri şöyle açıkladı:
Dış koşullar değişir ve risk alma isteği birden bire artarsa değişebilir. Sorunlar mucizevi bir şekilde ortadan kaybolur ve Türkiye’nin de rasyoları, kritik değişkenleri de düzelir. Böyle bir şey de mümkün değil. İçerideki gerginliğe baktığımızda da , inşaat sektörünü kurtarmaya çalışsanız ekonomi batıyor, inşaat sektörünü kurtarmasanız o ekonomiyi batırıyor. Böyle bir açmaza girmiş bulunuyoruz.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.