"Federasyon'u rahat bırakalım"

Muhammed Cesim IŞIK

Terör saldırısı istihbaratı nedeniyle ertelenen Fenerbahçe ve Galatasaray derbisi henüz oynanmadan  ülke gündemine oturdu Derbi için belirlenen yeni  tarih ise çeşitli tartışmalara yol açtı. Bazı kaynaklar, 13 Nisan olarak belirlenen yeni derbi tarihinde Aziz Yıldırım’ın etkili olduğunu savunurken, bazı kaynaklar da maç tarihinin belirlenmesinde Galatasaray Yönetimi’nin etkili olduğunu savunuyor.

Derbi tarihinin netleşmesinin ardından kamuoyunda çıkan, ‘Derbi tarihini Aziz Yıldırım mı belirledi?’, ‘Federasyon Aziz Yıldırım’ın elinde’ gibi iddiaları değerlendiren Spor yazarı Ahmet Çakır, çarpıcı açıklamalarda bulundu:

“BU İŞLER BU KADAR KOLAY DEĞİL”

Aziz Yıldırım’ın derbi tarihi üzerinde etkisinin olduğunu pek sanmıyorum. O konularda ki abartılar, gerçeklerin önüne her zaman geçiyor. Tam olarak bilgi sahibi olmak kolay değil ama böyle durumlarda hiç ilgisi olmamasına rağmen Aziz Yıldırım’a bir çok şey mal edilebiliyor. ‘Aziz Yıldırım çok güçlü’ ya da ‘federasyonu yönetiyor’ veya ‘her şeyi o belirliyor ‘ gibi laflar söyleniyor fakat bu işler bu kadar kolay değil.

“FEDERASYON’U RAHAT BIRAKALIM”

‘Bundan dolayı böyle etkilenir’ gibi lafların tamamı varsayım, bu tip lafların bir dayanağı yok. Sakatlık veya ceza gibi faktörler bu konuda daha belirleyici ve onları kimsenin önceden tahmin etmesi mümkün değil. Şu denebilir: “Galatasaray Trabzon’dan yorgun gelsin de bizim için daha iyi olur” ama bunların tamamı varsayım ve ne olacağı tahmin edilemez, daha moralli ve daha güçlüde gelebilir. Dolayısıyla elimizde mutlak şekilde ölçülebilir bir takım değerler olmaksızın hep böyle varsayımlar üzerinden konuşuluyor. Şu doğruydu ya da bu yanlıştı denmesi pek kolay değil. Bırakalım da federasyonda düzgün bir iş yapabilsin biz federasyona hiç izin vermiyoruz açıkçası.

“NEREDE BİR KATAKULLİ VARSA İLGİ GÖRÜYOR”

  Yapılan yorumlar ne kadar aptalca ve pespaye olursa o yorumlara o kadar çok değer veriliyor. Ve buna karşılık Fenerbahçe ile ilgili olarak tam tersine Braga maçında yaşadığı sıkıntının telafisi Galatasaray maçı olabilecek o yüzden de Fenerbahçe daha güçlü asılacak. Ayrıca Fenerbahçe’nin Braga’dan dönmemesi için takıma özel uçak tutulduğu, 28 koltuğun uyunabilir şekilde olduğu gibi bilgiler var. Yani Fenerbahçe’nin o maçla ilgili olarak belki de hiçbir sıkıntısı yoktu tam tersine mümkün olabilecek en avantajlı durumdaydı. Ama kamuoyunun bu tür şeyleri canının istediği gibi görmesi işin içinden çıkılmasını zorlaştırıyor.  Çok akıllıca ve sağlıklı bir değerlendirme kamuoyunda  zerre kadar ilgi görmüyor fakat buna karşılık tüyler ürpertici  derecede aptalca hatta iğrenç denebilecek bir şeyin üzerine insanlar balıklama atlıyor. Çok sahici, güçlü, gerçek ve herkesin anladığı şeyler pek fazla ilgi görmüyor öte yandan ise nerede bir katakulli varsa da ilgi görüyor.

“İKİ TAKIM ARASINDA DEHŞET DENGESİ VAR”

 Galatasaray ve Fenerbahçe arasında bu ülkede ki en yüksek ‘dehşet dengesi’ var . Dehşet dengesi demek, adaletin olmadığı bir yerde iki tarafında birbirinden korkarak kötü ya da yanlış bir şey yapmamaya çalışmasıdır. Dolayısıyla bu olayda tam olarak dehşet dengesi var. İki tarafında birbirinden çekinmesi nedeniyle mümkün olabilecek en doğru işin yapılması gibi bir durum istendiği için değil, kendiliğinden var. Aziz bey yönetiyor gibi iddiaların çok fazla geçerli olduğunu düşünmüyorum.

“TERÖR SALDIRISI İHTİMALİNİN BELİRLEYİCİ BİR TARAFI YOK”

Terör tarzı bir sıkıntı olmaz. Çünkü onlar dönemsel işlerdir ve açıkçası bu tür şeyler yapanlarında her dakika durumu kovalayıp, ‘Galatasaray-Fenerbahçe maçı oynanıyor’, ‘yine fırsat var, ne yapacaksak hemen yapalım’ gibi bir yaklaşım içinde olmaları, akıl gereği pek mümkün değil.  Devletin önlemleri var, teröre karşı nefret toplumda en üst seviyeye çıkmış durumda yani terör saldırısı ihtimalinin belirleyici bir tarafının olacağını sanmıyorum.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.