Ekonomide tehlike çanları mı çalıyor?
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun "Türk ekonomisi orta gelir tuzağına düştü" açıklaması “Ekonomide tehlike çanları mı çalıyor?” sorusunu akıllara getirdi.
Ekonomist Uğur Civelek Türkiye’de ekonominin iyiye gitmediğini ‘Arap Baharı’ndan bu yana büyümenin ivme kaybettiğini belirtti. Civelek, Türkiye’nin ekonomisinde kesinlikle tehlike çanları çaldığını ve bir model değişikliğine ihtiyaç duyulduğunu ifade etti.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’de 2015’in ilk üç ayında dövizdeki dalgalanma, ihracat pazarlarındaki sıkıntılar ve çevre coğrafyadaki karışıklıkların bir an için moral bozduğunu ifade etti. Hisarcıklıoğlu, “2015 genel olarak düşe kalka yol alacağımız bir yıl olacak. Ama biz iyimser yaklaşıyoruz. Enseyi karartmaya gerek yok” dedi.
Ekonomist Uğur Civelek, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun açıklamalarını ve ekonomideki gelişmeleri AjansHaber'e değerlendirdi:
EKONOMİ YÖNETİMİNDE PANİK HAVASI
Türkiye’de kesinlikle tehlike çanları çalıyor. ‘Arap Baharı’ndan bu yana büyüme ivme kaydediyor. Orta vade plan çerçevesinde açıklanan rakamlardan sapma büyüyor. Bu durum tabii ki üreticileri, tüketicileri, yabancı yatırımcıları herkesi olumsuz etkiliyor ve büyümeme sorunu ile karşılaşıyoruz. Bu durum etkili ve yetkili kesimlerin kafasını da karıştırıyor, panikletiyor.
"YAPISAL REFORMLAR DA ÇÖZÜM GETİRMEZ!"
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun sözlerinde bunun havasını almam mümkün. Peki, sormak lazım “Bir çözüm önerileri var mı?” Öne sürdükleri çözüm önerileri, yapısal reformlar. Bu konu yaklaşık 6 aydır tartışılan, sık sık önümüze gelen bir konu. G-20 zirvesinde de aynı tavsiye yapılmıştı. Gelişmekte olan ülkelere denmişti ki “Enflasyona odaklanın, yapısal reformlar konusunda ısrarlı olun” bunun anlamı, kur savaşlarından kaçının, küresel düzeni sarsmadan, kontrollü gitmeye çalışın, sorun çözüyoruz diye söyleyin. Kimseyi ürkütmeyin. Şimdi TOBB Başkanı da küresel düzeydeki bu tavsiyeyi tekrarlıyor.
Yapısal reformlar konusuna odaklanmamız “Türkiye’nin büyümeme sorununu çözer mi?” Esas kilit soru bu. Böyle konuşmak yabancı sermayenin kaçını yavaşlatabilir ama giriş yaratmaz. İkinci olarak sorunu da çözmez, çünkü Türkiye’de çok ciddi gelir ve servet dağılımı bozukluğu var. Yoksullaşma sınırının altında bir yığılma var. Biz yapısal reform derken bunun faturasını kime çıkaracağız. Geniş kesimlere dağıtma şansımı kalmadı çünkü onları yoksulluk sınırının altına ittik. Onların üzerine yüklenecek ek fatura, ekonomiyi iyice daraltır, güvensizliği iyice büyütür. Peki, üst kattakilerde kendilerine dokunulmasını istemiyor. Burada bir açmaz var ve doğrular dile getirilemiyor. Türkiye’de bir takım sıkıntılar yaşanacak buna engel olma şansımız yok ve bir model değişikliği gerekecek. Bugünün etkili ve yetkili kesimleri bundan kaçınmaya, bu yöndeki beklentilerin güçlenmesini önlemeye çalışıyor.
"ETKİLİ DÜZENLEMELERE İHTİYAÇ VAR"
Model değişikliğinden neden kaçıyoruz? Model değişikliğini lafını şu anda dünya finans sistemi duymak istemiyor ve içerdekilerde konuşmak istemiyor onun için. 2009’da küresel kriz sonrasındaki ikinci G-20 zirvesinde bir teşhis kondu. Uzlaşıya dayalı küresel bir çözüm lazım. Etkili düzenlemelere ihtiyaç var. Fakat küresel uzlaşıya dayalı bir çözüm üretilemedi. O zaman ne yapılacak? Herkes kendi başının çaresine bakacak. Herkes içerde etkili düzenlemelerle kendini korumaya çalışacak. Sistemini baştan aşağıya revize edecek. Bunun sonucunda yeni bir model ortaya çıkacak. Bunun faturası yoksulluk sınırının altındaki insanlara çıkaramıyorsanız, büyük patronlara ve yabancı sermayeye çıkaracaksınız ve onlar bunu duymak istemiyor.
"İHRACAT RAKAMLARI KÖTÜ GİDİŞİ TEYİT EDİYOR"
İhracat bu yılın ocak ve ilk çeyrek döneminde çift haneli rakamlarda geriliyor, altını hariç tutarsanız. Demek ki ihraç pazarlarımızda bir daralma var. Bunun bir kısmı daralmadan bir kısmı da eurodaki değer kaybından kaynaklanıyor. İç pazara döndüğümüzde tüketici güveni sarsılıyor ve iç pazar da olumsuz. Bu durumda satılamayacak mal üretilmez, yeni yatırım da yapılmaz, ekonomi büyümez daralır. İhracattaki rakam bu görüntüyü teyit ediyor.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’de 2015’in ilk üç ayında dövizdeki dalgalanma, ihracat pazarlarındaki sıkıntılar ve çevre coğrafyadaki karışıklıkların bir an için moral bozduğunu ifade etti. Hisarcıklıoğlu, “2015 genel olarak düşe kalka yol alacağımız bir yıl olacak. Ama biz iyimser yaklaşıyoruz. Enseyi karartmaya gerek yok” dedi.
Ekonomist Uğur Civelek, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun açıklamalarını ve ekonomideki gelişmeleri AjansHaber'e değerlendirdi:
EKONOMİ YÖNETİMİNDE PANİK HAVASI
Türkiye’de kesinlikle tehlike çanları çalıyor. ‘Arap Baharı’ndan bu yana büyüme ivme kaydediyor. Orta vade plan çerçevesinde açıklanan rakamlardan sapma büyüyor. Bu durum tabii ki üreticileri, tüketicileri, yabancı yatırımcıları herkesi olumsuz etkiliyor ve büyümeme sorunu ile karşılaşıyoruz. Bu durum etkili ve yetkili kesimlerin kafasını da karıştırıyor, panikletiyor.
"YAPISAL REFORMLAR DA ÇÖZÜM GETİRMEZ!"
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun sözlerinde bunun havasını almam mümkün. Peki, sormak lazım “Bir çözüm önerileri var mı?” Öne sürdükleri çözüm önerileri, yapısal reformlar. Bu konu yaklaşık 6 aydır tartışılan, sık sık önümüze gelen bir konu. G-20 zirvesinde de aynı tavsiye yapılmıştı. Gelişmekte olan ülkelere denmişti ki “Enflasyona odaklanın, yapısal reformlar konusunda ısrarlı olun” bunun anlamı, kur savaşlarından kaçının, küresel düzeni sarsmadan, kontrollü gitmeye çalışın, sorun çözüyoruz diye söyleyin. Kimseyi ürkütmeyin. Şimdi TOBB Başkanı da küresel düzeydeki bu tavsiyeyi tekrarlıyor.
Yapısal reformlar konusuna odaklanmamız “Türkiye’nin büyümeme sorununu çözer mi?” Esas kilit soru bu. Böyle konuşmak yabancı sermayenin kaçını yavaşlatabilir ama giriş yaratmaz. İkinci olarak sorunu da çözmez, çünkü Türkiye’de çok ciddi gelir ve servet dağılımı bozukluğu var. Yoksullaşma sınırının altında bir yığılma var. Biz yapısal reform derken bunun faturasını kime çıkaracağız. Geniş kesimlere dağıtma şansımı kalmadı çünkü onları yoksulluk sınırının altına ittik. Onların üzerine yüklenecek ek fatura, ekonomiyi iyice daraltır, güvensizliği iyice büyütür. Peki, üst kattakilerde kendilerine dokunulmasını istemiyor. Burada bir açmaz var ve doğrular dile getirilemiyor. Türkiye’de bir takım sıkıntılar yaşanacak buna engel olma şansımız yok ve bir model değişikliği gerekecek. Bugünün etkili ve yetkili kesimleri bundan kaçınmaya, bu yöndeki beklentilerin güçlenmesini önlemeye çalışıyor.
"ETKİLİ DÜZENLEMELERE İHTİYAÇ VAR"
Model değişikliğinden neden kaçıyoruz? Model değişikliğini lafını şu anda dünya finans sistemi duymak istemiyor ve içerdekilerde konuşmak istemiyor onun için. 2009’da küresel kriz sonrasındaki ikinci G-20 zirvesinde bir teşhis kondu. Uzlaşıya dayalı küresel bir çözüm lazım. Etkili düzenlemelere ihtiyaç var. Fakat küresel uzlaşıya dayalı bir çözüm üretilemedi. O zaman ne yapılacak? Herkes kendi başının çaresine bakacak. Herkes içerde etkili düzenlemelerle kendini korumaya çalışacak. Sistemini baştan aşağıya revize edecek. Bunun sonucunda yeni bir model ortaya çıkacak. Bunun faturası yoksulluk sınırının altındaki insanlara çıkaramıyorsanız, büyük patronlara ve yabancı sermayeye çıkaracaksınız ve onlar bunu duymak istemiyor.
"İHRACAT RAKAMLARI KÖTÜ GİDİŞİ TEYİT EDİYOR"
İhracat bu yılın ocak ve ilk çeyrek döneminde çift haneli rakamlarda geriliyor, altını hariç tutarsanız. Demek ki ihraç pazarlarımızda bir daralma var. Bunun bir kısmı daralmadan bir kısmı da eurodaki değer kaybından kaynaklanıyor. İç pazara döndüğümüzde tüketici güveni sarsılıyor ve iç pazar da olumsuz. Bu durumda satılamayacak mal üretilmez, yeni yatırım da yapılmaz, ekonomi büyümez daralır. İhracattaki rakam bu görüntüyü teyit ediyor.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.