CHP'de kim kazandı, kim kaybetti?

CHP’de iki gün süren seçim maratonu sona erdi. Genel başkanlık seçiminin ardından yapılan parti meclisi seçiminde büyük sürprizler yaşandı.

Cumhuriyet Halk Partisi’nde 2 gün süren seçim maratonu sona erdi. Maratonun ilk günündeki genel başkanlık seçimine tek aday olarak giren Kemal Kılıçdaroğlu, bin 238 delegeden 990'ının oyunu alarak yeniden genel başkan seçildi.  Genel başkanlık seçiminin ardından dün de Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeliği için seçim yapıldı. “Örgüt Anahtar Listesi" adı altında delegeye sunulan ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun olduğu belirtilen liste dışından 23 isim PM'ye girmeyi başardı.  Kemal Kılıçdaroğlu’nun listesinden ise 29 kişi PM’ye girdi.  Kemal Kılıçdaroğlu’nun hazırladığı PM listesi büyük darbe almış oldu.

ATİLLA TAŞ, GÜRSEL TEKİN’DEN FAZLA OY ALDI

CHP’deki Parti Meclisi seçimlerinde sürpriz sonuçlar da yer aldı. PM üyeliğine aday olan Atilla Taş 299 oyla 58'nci sırada kaldı. Gazeteci Tayfun Talipoğlu da 262 oyla 76'ncı sırada kaldı. İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek 205 oyla 104'ncü sırada, Mustafa Sarıgül'ün eski eşi Aylin Kotil de 220 oyla 96'ncı sırada yer bulabildi.  CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin ise 245 oyla kendine 86. sırada yer buldu.

CHP’li eski vekil Canan Arıtman, Kemal Kılıçdaroğlu’nun sunduğu parti meclisi listesinin büyük oranda çizik yemesinin çok da umut verici bir durum olmadığının altını çizerek, “Yazık oldu CHP’ye, yazık oldu Türkiye’ye” yorumunda bulundu.

“CHP, EMPERYALİST İŞGAL ALTINDA”

CHP’nin yeni bir lideri çıkarabileceğine olan inancını koruduğunu ifade eden Canan Arıtman, “Ne yazık ki CHP, emperyalist işgal altında. CHP’nin bu emperyalist işgalden kurtulması gerekiyor. CHP, eğer bunu başaramazsa tarihin tozlu sayfalarına doğru hızla yol alır” yorumunda bulundu.

CHP’nin eski İzmir Milletvekili Canan Arıtman, CHP’deki Genel Başkanlık ve Parti Meclisi seçim sonuçlarını AjansHaber’e değerlendirdi:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun listesinin büyük oranda çizik yemesi, delinmesi, genel sekreterin parti meclisine girememesi gibi durumlar umut olarak görünse de neticede değişen bir şey yok. Umut veren bir durum da söz konusu değil. Yazık oldu CHP’ye, yazık oldu Türkiye’ye…

“CHP HER GEÇEN GÜN BÜYÜK HASARLAR ALIYOR”

Sonuçlara bakıldığında ufak tefek umut ışıkları olsa da CHP’yi aydınlatmaya, Türkiye’yi aydınlatmaya yeteceğini düşünmüyorum. CHP’de hiçbir değişim olmadığı gibi ileriye dönük bir umudun da kalmadığını gösteriyor.  Her geçen gün CHP büyük hasarlar alıyor. Bir umut olmaktan çıkıyor. CHP’de isimlerden daha önemli olan şey yok edilen ideoloji.

“BU DURUM KILIÇDAROĞLU’NUN LİDERLİK VASFININ YERLERDE SÜRÜNDÜĞÜNÜN GÖSTERGESİ”

CHP’deki parti meclisi seçiminde genel başkan Kılıçdaroğlu’nun listesinin çizik yediğini görebiliyoruz. 52 kişilik listenin yarısı delindiyse genel başkanın o partide bir yöneticilik ve liderlik vasfının kalmadığını gösterir.  Ben daha önce hiçbir seçimde genel başkanlığı bu kadar yüksek bir oy ile kazanmış bir liderin hazırladığı listenin bu kadar çizik yediğini hatırlamıyorum. Bu durum Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderlik vasfının yöneticilik vasfının yerlerde süründüğünün göstergesidir. 990 oy alan bir genel başkanın listesinin bu kadar çizik yemesi de şaşırtıcı bir durum.

“CHP, TARİHİN TOZLU SAYFALARINA DOĞRU HIZLA YOL ALIYOR”

CHP’de bu durum böyle gitmez, en azından gitmemesi gerektiğini düşünüyorum. CHP, Türkiye için çok önemli bir parti. Ne yazık ki CHP, emperyalist işgal altında. CHP’nin bu emperyalist işgalden kurtulması gerekiyor.  Dışarıdan veya parti içerisinden CHP’ye yeni bir liderin bulunacağını düşünüyorum. Bu zor şartlarda o liderin mutlaka çıkartılacağı düşüncesindeyim ve bu lider CHP’li olacaktır. CHP, eğer bunu başaramazsa tarihin tozlu sayfalarına doğru hızla yol alıyor.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.