CHP, Anayasa masasından kalktı! Görüşmeler sürecek mi?

Üçüncü kez toplanan Anayasa Mutabakat Komisyonu, CHP’nin masadan kalkmasıyla birlikte dağıldı. Peki, görüşmeler devam edecek mi?

Yeni Anayasa Mutabakat Komisyonu 3. toplantısında son buldu.   CHP, naşkanlık sistemi nedeniyle masadan kalktı. CHP’nin Başkanlık Sistemi’ne karşı çıkması ve AK Parti’nin de bunu tartışmak istemesi sonucunda Meclis Başkanı İsmail Kahraman Anayasa Komisyonu’nun çalışmasının mümkün olmadığını belirterek görüşmelerin sona erdiğini açıkladı.  Peki, şimdi ne olacak, Anayasa komisyonu dağıldı mı, anayasa değişmeyecek mi? İşte detaylar...

CHP’nin Anayasa Mutabakat Komisyonu masasından ‘Başkanlık sistemi’ nedeniyle kalkmasının kabul edilebilir olmadığını belirten Burhan Kuzu, muhalefet partisinin uzlaşma masasından kalkmasının asıl sebebi olarak da Deniz Baykal’ın açıklamalarının etkili olduğunu belirterek, “Baykal çıtlattı, CHP içerisinde bir yönetim sorunu olduğunu ve zaten kendi içlerinde bu anayasayı yapma konusunda uzlaşmış değildiler. Bu yüzden masayı terk ettiler” dedi.

AK Parti MKYK üyesi/İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Eski Başkanı Burhan Kuzu, Anayasa Mutabakat Komisyonu’nda CHP’nin masayı dağıtması ve sürecin devamıyla ilgili AjansHaber’e çok önemli değerlendirmelerde bulundu:

CHP’nin bekleneni yaptığını ifade eden Burhan Kuzu, “Çünkü daha baştan beri bu işe gönülsüzlerdi. Daha komisyonun adını koymada bile sorun çıkartmışlardı” dedi.

“BİZİM BAŞKANLIK SİSTEMİNİ SAVUNACAĞIMIZI HERKES BİLİYORDU”

CHP, 6 aylık sürece de itiraz etti. Dünyada 1789 yılından bu yana yaklaşık 890 anayasa yapılmış ve bunların ortalama süreleri 2 sene civarındadır. Dolayısıyla süre konusunda da eski anayasalarımıza bakıldığında 4 ay, 2 ay ve 8 ay gibi sürelerde yapılmış. Bu sebeplerden dolayı 6 aylık süre uygun bir süre.  Biz başkanlık modelini savunduğumuz ya da savunacağımızı herkes biliyordu, ilk defa söylemiyoruz.

“BAYKAL ÇITLATTI, CHP DE MASADAN KAÇTI”

CHP’nin “başkanlık sistemini savundular, biz gidiyoruz” bahanesi ile masayı terk etmesi kabul edilebilir değil. Bir siyasi partiye haksızlık etmek istemiyorum ama yaptıkları mantığımı zorluyor.  Dolayısıyla milletin bu görüşmelere ümit bağladığı bir dönemde bu olmamalıydı. CHP’nin masadan kalkmasının sebebi bana göre, Deniz Baykal çıtlattı CHP içerisinde bir yönetim sorunu olduğunu ve zaten kendi içlerinde bu anayasayı yapma konusunda uzlaşmış değildiler. Bu yüzden masayı terk ettiler.

“CHP’NİN İÇİNDE DHKP-C SEMPATİZANI, PKK SEMPATİZANI İNSANLAR VAR”

CHP’nin içinde her kesimden insan var. Eski DHKP-C sempatizanı mı dersin, PKK sempatizanı mı dersin hepsi var. Çünkü bunu kürsüdeki konuşmalarından anlayabiliyoruz. Bence bu gruba hâkim olamama masanın devrilmesinin asıl sebebidir.  Bunu tabii ki söyleyemezler ama bu sebepten dolayı masayı devirip kaçtılar.

ANAYASA MUTABAKAT KOMİSYONU 3 PARTİ İLE DEVAM EDER Mİ?

Komisyonun üç parti ile devam edeceği konusunda pek ümidim yok.  Geriye de sadece AK Partili vekiller kalıyor. Bu da AK Parti’nin kendi metnini getirmesi anlamına geliyor. AK Parti’nin vekil sayısı da yetmiyor. Komisyonun üç partiyle devam etme ihtimali çok düşük çünkü AK Parti dışındaki diğer partilerin de çok fazla hevesli gözükmediğini söyleyebilirim. Onlar 1982 Anayasası’nın birkaç maddesinin değiştirilmesini yeterli görüyor.

“AK PARTİ OLARAK GÜNEŞ MOTEL TAVRI TAKINMAYIZ”

Anayasa’nın değişmesi için AK Parti olarak biz kendi metnimizi getirebiliriz bu çözüm yollarından biri. Ancak partimizin milletvekili sayısı yeterli değil.  AK Parti olarak 14 eksik milletvekilimiz var, bu 14 eksiği nasıl tamamlarız henüz belli değil. Biz, eskiden Bülent Ecevit’in yaptığı gibi Güneş Motel tavrı takınmayız. Partilerden milletvekili ayarlama gibi bir niyetimiz yok böyle bir şeyi etik de bulmayız doğru da değil.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.