Başkanlık sistemi planına MHP ayarı: Partili cumhurbaşkanlığı

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’nin dün yaptığı açıklama Türkiye gündemine yeni bir siyasi kavramı daha getirdi: Partili cumhurbaşkanı….

AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, 'partili cumhurbaşkanı' konusunda gerekli anayasa değişikliği teklifini Haziran ayında vereceklerini belirtti. Canikli teklife, sadece MHP'den değil, diğer partilerden de destek geleceğini tahmin ettiklerini belirterek, "Çünkü bu siyasi bir düzenlemeyi içermiyor. AK Parti meselesi değil. Türkiye'nin yönetim yapısının netleştirilmesi ve ileride ortaya çıkması muhtemel bir takım çatışma risklerini ortadan kaldırmak amacıyla yapılacak bir düzenleme." dedi.

BAŞKANLIK SİSTEMİNDEN VAZGEÇİLMEDİ

 "Bu başkanlık sisteminden vazgeçildiği anlamına mı geliyor?" sorusu üzerine Nurettin Canikli, başkanlık sisteminden vazgeçildiği anlamına gelmediğini belirterek, ajandalarında bu konunun bulunduğunu, kapsamlı anayasa değişikliği yapılamaz ya da yeni anayasa hayata geçirilmezse, düşüncelerindeki değişikliğin bu olduğunu ifade etti.

Ak Parti’nin ‘partili cumhurbaşkanlığı’ hamlesini AjansHaber’e değerlendiren Gazeteci  - Yazar Oral Çalışlar Ak Parti’nin bu girişimini Devlet Bahçeli’nin desteğine daha çabuk ulaşmak adına atılmış bir adım olarak değerlendirdi. Başkanlık sistemine sıcak bakmayan Bahçeli’nin erken seçime gitmemek adına ‘partili cumhurbaşkanı’na evet diyebileceğini belirten Çalışlar bu sistemin bazı olumsuzlukları da beraberinde getirebileceğini vurguladı.

Olası bir MHP – AK Parti uzlaşmazlığı durumunda AK Parti’nin erken seçim kozunu devreye sokabileceğini belirten Oral Çalışlar AjansHaber’e şu değerlendirmelerde bulundu:

Nurettin Canikli'nin açıklamasıyla gündeme bomba gibi düşen AK Parti'nin 'partili cumhurbaşkanı' hamlesini Gazeteci Oral Çalışlar AjansHaber'e değerlendirdi.

‘PARTİLİ CUMHURBAŞKANI’N FORMÜLÜ ÇOK BASİT!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hem Ak Parti’nin başkanı olmak hem de Cumhurbaşkanı olarak görevine devam ederek hem partinin başında olmak hem de ülkeyi yönetmek istiyor. Bunun formülü de anayasadaki ‘cumhurbaşkanı seçilme şartları’ndan bir maddeyi çıkarmakla mümkün olur. O madde de Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisi ile ilişkisi kesilir maddesidir. Bu tek maddenin değiştirilmesi üzerinden AK Parti partili cumhurbaşkanı tanımını kolaylıkla aktif edebilir.

“PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI BÜYÜK BİR RİSKİ DE BERABERİNDE GETİRİR!”

Partili cumhurbaşkanı bir riski de yanında getiriyor. Cumhurbaşkanı ile yasama arasındaki denetleme ilişkisini tamamen ortadan kaldıracak. Partinin başına geçecek cumhurbaşkanı aynı zamanda Meclis’in çoğunluğunu oluşturan partinin de başında olacağı için yasamanın hareket kabiliyeti büyük ölçüde Cumhurbaşkanı’nın iradesine tabi olacak. Bu da son derece sakıncalı sonuçlar doğurabilir.

“DEVLET BAHÇELİ İLE BİR ANLAŞMA ZEMİNİ YAKALANACAKTIR”

Bence MHP başkanlık sistemine ikna olmasa da partili cumhurbaşkanı tanımına karşı daha ılımlı olabilir ve Ak Parti partili cumhurbaşkanı tanımına MHP’yi daha kolay ikna edebilir. AK Parti’nin elinde MHP’ye karşı bir erken kozu var ve bu kozu ‘partili cumhurbaşkanı’ tanımını kabul ettirmek için kullanabilir. MHP şuan sıkıntılar içerisinde bir parti ve olası bir erken seçimde baraj altında kalma sıkıntısı da var. AK Parti’de bunun farkında ve bu konuda da MHP’nin desteğini kovalayacaktır. Devlet Bahçeli ile de bir anlaşma zemini yakalayacaklarını düşünüyorum.

MHP’YE ERKEN SEÇİM MESAJI!

Olası bir AK Parti – MHP uzlaşmazlığı durumunda da AK Parti erken seçim yoluna gidecektir. Erken seçim yoluyla HDP’nin barajı aşmadığı, MHP’nin barajın sınırında kaldığı bir seçim sonucu bekleniyor. Bu seçim sonucuyla büyük bir ihtimalle AK Parti en az 337 milletvekili kazanacağı bir sonuç bekliyor. Bu yüzden de MHP’ye ya bize destek olursunuz ya da erken seçime gideriz mesajı veriliyor.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.