Barzani'nin bağımsızlık resti ne anlama geliyor?

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Genel Başkanı Mesut Barzani, bağımsızlık referandumunun gerçekleşmesi gerektiğini söyledi. Barzani, "Daha önce de belirtmiştim, eğer bu sefer kanımız dökülürse bağımsızlık için olacaktır. Bu yüzden bağımsızlık referandumunun gerçekleşmesi gerekiyor" dedi.  Bağımsızlığa karşı çıkan bazı kişilerin bölgede mevcut olmasına şaşırdığını belirten Barzani, "Ne İran’a gidip bir şey derim, ne de Ankara’ya gidip onların gönlüne göre konuşurum. Amerika’da da söyledim, biz sadece kendi davamızın sahibiyiz. Bağımsızlık için ya bu kez hepimiz yok olacağız ya da kanımız pahasına başaracağız" şeklinde konuştu.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Genel Başkanı Mesut Barzani’nin bağımsızlık restini AjansHaber’e değerlendiren Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mahir Nakip, “Barzani ilk defa bağımsızlık lafını ağzına almıyor. 2003 yılından günümüze kadar bağımsızlık lafını söylüyor. Kürtler, Irak’ın bütününe bağlı gözüküyorlar ama öyle değil. Bu görüş sadece Barzani’nin görüşüdür. Barzani her ne kadar Türkiye ile iyi geçiniyor gibi gözükse de, Barzani fanatik bir milliyetçidir. Her zaman kendisi için öncelik, Kürtçülüktür. Türkiye ile kendi çıkarı için bir işbirliği içindedir ve biraz da sıkışmış olduğu için işbirliği içindedir. Türkiye’ye veya İran’a meydan okuması, şunu açıkça gösteriyor. Bunlar işi ABD ile bağlamak istiyorlar, arkalarında İsrail zaten var. Netanyahu zamanında da açıklama yaptı, Kürtler bağımsızlığını ilan ederse ilk kabul eden biz oluruz diye. Dolayısıyla ABD’yi arkalarına almaktadırlar.” dedi.

BARZANİ BAĞIMSIZLIKTA KARARLI

Prof. Dr. Mahir Nakip, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Genel Başkanı Mesut Barzani’nin bağımsızlık restini AjansHaber’e şöyle değerlendirdi:

“BU GÖRÜŞ YALNIZCA BARZANİ’YE AİT”

Barzani ilk defa bağımsızlık lafını ağzına almıyor. 2003 yılından günümüze kadar bağımsızlık lafını söylüyor. Kürtler, Irak’ın bütününe bağlı gözüküyorlar ama öyle değil. Bu görüş sadece Barzani’nin görüşüdür. KYB ve GORAN grubunun, İslam grubunun da görüşünü temsil etmez. Kürdistan Parlamentosu’nda bu oylamaya sunulsa epeyce ihtilaflar çıkacak gibi gözüküyor. Bu meselenin birinci boyutudur.

“BARZANİ, TÜRKİYE İLE ÇIKARI İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPIYOR”

İkinci boyutu ise Türkiye ve İran faktörleridir. Barzani her ne kadar Türkiye ile iyi geçiniyor gibi gözükse de, Barzani fanatik bir milliyetçidir. Her zaman kendisi için öncelik, Kürtçülüktür. Türkiye ile kendi çıkarı için bir işbirliği içindedir ve biraz da sıkışmış olduğu için işbirliği içindedir. Türkiye’yi İran’a tercih etmektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin içinde bulunduğu Suriye meselesi olsun kendi içindeki Güneydoğu’daki hadiseler olsun, Barzani’yi hiçbir şekilde Türkiye’nin yanında göstermemiştir. PYD’nin, PKK’nın kendi topraklarından, Kandil üzerinden Suriye’ye gidip gelmesine izin vermektedir. O yönüyle Türkiye ile herhangi samimi bağının olduğunu kabul saymak doğru değildir.

“TÜRKİYE VE İRAN’A MEYDAN OKUMASI…”

Türkiye’ye veya İran’a meydan okuması, şunu açıkça gösteriyor. Bunlar işi ABD ile bağlamak istiyorlar, arkalarında İsrail zaten var. Netanyahu zamanında da açıklama yaptı, Kürtler bağımsızlığını ilan ederse ilk kabul eden biz oluruz diye. Dolayısıyla ABD’yi arkalarına almaktadırlar.

“KUZEY IRAK’TA KÜRT DEVLETİNİN İLAN EDİLMESİ TÜRKİYE AÇISINDA BÜYÜK PROBLEM OLUR”

Türkiye’nin bu konuda çok ciddi ve uyanık davranması gerekiyor. Kuzey Irak’ta bir Kürt devletinin ilan edilmesi Türkiye açısından çok büyük bir problem olur. Bir kere Kerkük’ü içine alacaktır çünkü Bağdat yönetimi Kerkük’ten vazgeçtiğini açıklamamıştır ama Kerkük şu anda tamamen Kürtlerin yönetimindedir ama KYD’nin yönetimindedir.

“ABD’DEN YEŞİL IŞIK GELİRSE  BAĞIMSIZLIK HEDEFİNİ UYGULARLAR”

ABD’nin rolü oldukça önemli, Türkiye’nin ABD ile bu meseleleri görüşmesi gerekiyor. Eğer Kürtler ABD’den yeşil ışık alırsa, bağımsızlık hedefini uygular. Ne Türkiye’nin görüşüne bakar ne de İran’ın görüşüne bakar ama tabi bunu da yaparsa cezasına katlanır. Özellikle Barzani’nin hakim olduğu bölgenin tek çıkış noktası Türkiye’dir, Habur Kapısı’dır. Başka bir kapıları yoktur ta ki Suriye tarafı açılana kadar. Onların en çok ümit ettikleri konu kendi bölgelerinden koridorun Akdeniz’e kadar açılmasının bir an önce sağlanması meselesidir.

“TÜRKİYE’NİN TAVRINI KOYMASI LAZIM”

Türkiye’nin bu konuda dikkatli olması gerekmektedir. Barzani’nin tutumu çok tehlikeli değildir, ilk defa dile getirdiği bir mesele değil ama ciddiye alınması gerekir. Türkiye’nin tavır koyması lazım, bu dönemde hele Ortadoğu’nun bu kadar kaynadığı, IŞİD’in hala ortadan kaldırılmadığı dönemde bu gibi konuların konuşulması dikkat çekicidir, meydan okuyucudur. Türkiye’nin koyacağı tavırla İran’ın tavrının da aynı olacağı kesin gibidir.

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.