AB-Türkiye zirvesi öncesinde gündem ısınıyor
Türkiye ile AB arasında, Suriyeli sığınmacılar krizinin görüşüleceği ikinci zirve 18 Mart’ta gerçekleşecek.
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında Suriyeli sığınmacılar krizine ilişkin ikinci zirve 18 Mart’ta Brüksel’de gerçekleşecek. İlk zirvede ele alınan konular için nihai kararın verilmesinin beklendiği zirve öncesinde Avrupa’dan bazı açıklamalar geldi. Öncelikle Türkiye’ye taviz verilmemesi görüşünü dile getiren Kıbrıs Rum Kesimi’nin amacının AB üyeliği konusunda elinin güçlü olması isteği dile getiriliyor. Türkiye’yle mutabakata varılan metne en güçlü itirazlardan birisi de Macaristan’dan geliyor. Macaristan’ın itirazının temeli ise sınırların kapatılarak mültecilerin alınmasına yönelik maddeden kaynaklanıyor.
TUSK’TAN ‘ESNEKLİK YAPIN’ MESAJI
Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk da dün yaptığı açıklamada, maddeler konusunda iki tarafın eşitlenmesi gerektiğini dile getirerek, Türkiye’ye ilk zirvede konuşulan şartlarda esneklik yapması sinyalini verdi.
Diğer yandan Avrupa Konseyi'nin anayasal konulardaki uzman organı Venedik Komisyonu’ndan Türkiye’ye yönelik olarak ceza kanununda bulunan bazı maddelerle ilgili uyarı geldi. Komisyon 216, 3016 ve 314 sayılı kanunların tamamen kaldırılmasını istedi. Bu gelişmelerin görüşmeleri etkileyip etkilemeyeceği de merak ediliyor.
Türkiye ile AB arasındaki ikinci zirve öncesi yaşananları Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Mensur Akgün, AjansHaber’e şöyle değerlendirdi:
“DİĞER AÇIKLAMALARIN BİR ETKİSİ OLMAZ”
Venedik Komisyonu ile AB’den gelen açıklamaların bir etkisi olmaz. Bu süreçten bağımsız gelişen konular. Bence Venedik Komisyonu’nun Türkiye’ye yönelik açıklam
ası gerek Avrupa ile gerekse dünya ile iyi geçinmek ve ayrıca kendi içerisindeki sorunları çözmesi açısından uygulanmalı.
BOZKIR'DA NET AÇIKLAMA: TAVİZ VERMEYİZ
THE TELEGRAPH: TÜRKİYE-AB ANLAŞMASI TEHLİKEDE
RUM KESİMİ'NDEN TÜRKİYE KARŞITI AÇIKLAMALAR
“KIBRIS VE BAZI ÜLKELER TÜRKİYE’YE TAVİZ VERMEK İSTEMİYOR”
AB’nin kendi içerisinde sorunlar var. Türkiye ile olan mutabakatı ne şekilde hayata geçireceklerini tartışıyorlar. Bazı ülkeler mültecileri topraklarına almak istemiyor. En önemli sorunlardan birisi bu. İkincisi, en başta Kıbrıs Rum Kesimi başta olmak üzere bazı ülkeler Türkiye’ye üyelik süreciyle ilgili olarak herhangi bir taviz vermek istemiyor. Bu ülkelerin de kendilerince gerekçeleri var. Bazıları insan haklarını öne sürerken bu tavizin şimdi verilmemesi gerektiğin düşünüyor, bazıları da Kıbrıs Rum Kesimi gibi çözüm sürecinde elindeki manivelayı kaptırmamak için Türkiye’ye taviz vermek istemiyor.
AVRUPA ‘EN ÖNEMLİ SORUNU’ TARTIŞIYOR
Avrupa’da para meselesinde de bir takım uzlaşmazlıklar var. Bazı Avrupa ülkeleri bedavaya getirmek istiyor ama en önemli sorun sınır kapama yöntemi ile mülteci alınmasını öngören maddeyle ilgili. Bu sorunu kendilerinin değil Merkel’in yarattığı bir sorun olduğunu düşünen, bu sorunun Yunanistan ve Türkiye tarafından çözülmesinin şart olduğuna inanan bir takım ülkeler var Avrupa Birliği içerisinde. Macaristan bunların başında geliyor ama yalnız değil, başkaları da var.
“PAZARLIK YAPILDI”
Bu sorunları AB belli ki Türkiye’nin taleplerini yumuşatarak çözmeye çalışıyor ama bir kere pazarlık yapıldı, Türkiye bir kez daha pazarlık yapmak ister mi istemez mi bu bilinmez ama diğer taraftan baktığımız zaman da optimum çözüme ulaşılması gerekiyor. Çünkü bu çözümden Türkiye de mülteciler de yararlanacak. Ekonomi üzerindeki önemli bir yük de kalkacak. AB’nin üzerindeki yük de kalkacak. Biz AB’nin de ortadan çatlamasını, aşırı sağcı akımların çıkmasını istemeyiz.
ANLAMSIZLIKLARIN VE PRATİK ZORLUKLARIN OLDUĞU BİR SÜREÇ
Bir tarafta ilkesel olarak pazarlık edilmiş ve üzerine mutabakata varılmış bir metnin yeniden konuşulmasının anlamsızlığı var. Öteki tarafta da pratik olarak karşımızda zorluklar duruyor. Bu dilemmayı nasıl aşacağız, nasıl ortak bir çözüm noktasında buluşacağız onu gerçekleşecek olan zirvede göreceğiz.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.