Adil Gür: HDP açısından barış sürecinin ne yönde evrileceği çok önemli
A&G Araştırma Şirketi’nin sahibi Adil Gür, seçimlere yaklaşık olarak 4 ay kala gerçekleşen Yüce Divan oylamasının seçmene etkisi ve HDP’nin barajı aşıp aşmayacağına dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Merakla beklenen Yüce Divan oylaması Meclis’te yapıldı ve 4 eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmemesi yönünde bir sonuç çıktı. Bu konu birçok yönüyle tartışılırken, 2015 genel seçimlerine yaklaşık olarak 4 ay kala da ayrı bir önem taşıyor.
Bu oylamanın özellikle iktidar partisinin oylarına ne derece etki edeceği ve halkın ‘yolsuzluk’ olgusuna tepki verip vermeyeceği yönünde araştırmalar da söz konusu.
Seçimler öncesi merak edilen bir diğer konu da HDP’nin barajı aşıp aşmayacağına ilişkin. Yüzde 10 barajının aşılmaması durumunda AK Parti’nin Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğa sahip olacağı belirtilirken, buna karşı HDP’nin farklı stratejilerinin olabileceği de tartışılıyor.
Yaşanan bu tartışmaları ve seçimlere az bir zaman kala seçmene etkisi olabilecek önemli dinamikler, A&G Araştırma Şirketi sahibi Adil Gür, AjansHaber’e değerlendirdi.
“YOLSUZLUK ALGISI VAR AMA OYA DÖNÜŞMÜYOR”
Konuya değinirken 17 Aralık tarihinden sonra 2014 ve 2015 yılı içerisinde birçok araştırma yaptıklarını dile getiren Gür, “Toplumda hükümet yolsuzlukla mücadelede başarısız diyenlerin algısında artış var bu doğru ama bu oya dönüşmüyor. ‘Türkiye’nin temel meseleleri nedir? Çözülmesi gereken sorunlar nedir?’ diye sorduğumuzda birinci sırada işsizlik, ikinci sırada yoksulluk çıkıyor, üçüncü sırada ise Kürt sorunu çıkıyor. Tek başına insanlara sorduğumuzda, yolsuzluk Türkiye’nin temel meseleleri arasında sayılmıyor. Bunun nedeni, toplum yolsuzluğu hiç önemsemiyor anlamında değil, insanların temel öncelikleri var. Aş gibi iş gibi. Ay sonunda ihtiyaçlarını karşılamak, çocuğunun ihtiyacını karşılamak, kredi kartı taksitini ödemek gibi temel öncelikleri var. Böyle olunca yolsuzluk meselesi seçmen davranışında diğer temel meselelerin önüne geçmiyor ve etkili olmuyor” dedi.
“SEÇMENLERDE HER İKİ TARAF DA PARTİ İDEOLOJİSİ DOĞRULTUSUNDA BAKIYOR”
Yolsuzluk meselesinin toplumda 2013 yılı Aralık ayından bugüne tartışıldığını söyleyen Gür, “İki tür seçmen var. Muhalefet seçmenleri toptan, ‘evet bu bir yolsuzluk operasyonudur, yolsuzluktur’ diyor. İktidar partisi seçmenleri büyük bir çoğunlukla, ‘hayır bu bir darbe teşebbüsüdür’ diye düşünüyor. İnsanların büyük bir bölümü parti aidiyetiyle bakıyor, at gözlüğü ile bakıyor, objektif değerlendirmiyor. Her iki taraf da ait olduğu partinin ideolojisi doğrultusunda bakıyor. ‘Evet, doğrudur, yolsuzluk olabilir ama…’ deyip oya dönüşmeyen düşünceler var. Bunu biz özgürlükler tartışmasında, Gezi Parkı olayları sürecinde de gördük” diye konuştu.
“SEÇMEN 2015 SEÇİMLERİNE GİDERKEN 2 TEMEL MESELEYE BAKACAK”
Milletvekilleri genel seçimine giderken Türkiye’de insanların dünkü Meclis kararlarına bakarak değil, temel meseleye bakarak karar vereceğini ifade eden Gür, “Bir tanesi ekonomi ikincisi Kürt meselesine göre tercih yapacağını düşünüyorum. Bu iki meselede ciddi değişiklik olmazsa seçmen davranışında değişiklikler olmayacaktır diye düşünüyorum ben” şeklinde konuştu.
“HDP’Yİ YÜZDE 10 BARAJINA ÇOK YAKIN BULUYORUM”
‘Ben HDP’yi yüzde 10 seçim barajına çok yakın yerlerde buluyorum araştırmalarda’ diyen Gür, “Yüzde 10’a çok yakın. Yerel seçimlerde HDP ve BDP’nin aldığı oy gösterge değil. Biz yerel seçimlerde gördük ki, BDP adıyla Doğu ve Güneydoğu’da oylarını artırdı ama yerel seçimlerde Batı’da, Doğu ve Güneydoğu’nun dışındaki yerlerde pek varlık gösteremedi. Bunun temel nedeni, yerel seçimlerin kendine özgü farklı dinamiklerinin olması. Yerel seçimlerde insanlar yarışana oy veriyor. Ya kazanmasını istediğine oy veriyor ya da kazanmasını istemediğinin karşısındakine oy veriyor. HDP buralarda yarışmadığı için HDP oylarının önemli bir bölümü yerel seçimlerde yarışanlara gitti” diye konuştu.
“HDP AÇISINDAN BARIŞ SÜRECİNİN NE YÖNDE EVRİLECEĞİ ÇOK ÖNEMLİ”
‘2014 Mart sonunda yapılan seçim genel seçim olsaydı, HDP’nin yüzde 8-9 civarında oy aldığı görülecekti’ diyen Gür, “HDP şu anda yüzde 10 seçim barajına çok yakın ama iki tane temel mesele var az önce de söylediğim gibi. HDP açısından da en önemli mesele ekonomi değil, barış süreci. Barış sürecinin ne yöne evrileceği çok önemli. İkincisi, 10 Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde Selahattin Demirtaş’ın kullandığı Türkiyelilik dili çok etkili oldu. Önümüzdeki 4-4,5 aylık süre içerisinde HDP, Türkiye partisi olma yolunda ilerler, aday tespitinde gösterdiği adaylar ile Türkiye partisi olduğunu ilan eder ve bu süreçte çok ciddi kırılmalar olmaz ise ben HDP’nin yüzde 10 seçim barajını aşabileceğini düşünüyorum. Hatta ve hatta HDP bir Türkiye partisi olabilirse, seçim kampanyasında kullandığı dil ile gösterdiği adaylarla vs. ben yüzde 10 barajını aşmak değil, 1-2 puan yükseleceğinin de düşünüyorum. Türkiye’de bir de stratejik oy kullanan seçmen var. Anayasa meselesi de var. Bu seçmenlerin de böyle düşünebilmesi için HDP’nin Kandil’le arasına mesafe koyması ve Türkiye’yi kucaklayıcı bir üslup sergilemesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Bu oylamanın özellikle iktidar partisinin oylarına ne derece etki edeceği ve halkın ‘yolsuzluk’ olgusuna tepki verip vermeyeceği yönünde araştırmalar da söz konusu.
Seçimler öncesi merak edilen bir diğer konu da HDP’nin barajı aşıp aşmayacağına ilişkin. Yüzde 10 barajının aşılmaması durumunda AK Parti’nin Anayasa’yı değiştirecek çoğunluğa sahip olacağı belirtilirken, buna karşı HDP’nin farklı stratejilerinin olabileceği de tartışılıyor.
Yaşanan bu tartışmaları ve seçimlere az bir zaman kala seçmene etkisi olabilecek önemli dinamikler, A&G Araştırma Şirketi sahibi Adil Gür, AjansHaber’e değerlendirdi.
“YOLSUZLUK ALGISI VAR AMA OYA DÖNÜŞMÜYOR”
Konuya değinirken 17 Aralık tarihinden sonra 2014 ve 2015 yılı içerisinde birçok araştırma yaptıklarını dile getiren Gür, “Toplumda hükümet yolsuzlukla mücadelede başarısız diyenlerin algısında artış var bu doğru ama bu oya dönüşmüyor. ‘Türkiye’nin temel meseleleri nedir? Çözülmesi gereken sorunlar nedir?’ diye sorduğumuzda birinci sırada işsizlik, ikinci sırada yoksulluk çıkıyor, üçüncü sırada ise Kürt sorunu çıkıyor. Tek başına insanlara sorduğumuzda, yolsuzluk Türkiye’nin temel meseleleri arasında sayılmıyor. Bunun nedeni, toplum yolsuzluğu hiç önemsemiyor anlamında değil, insanların temel öncelikleri var. Aş gibi iş gibi. Ay sonunda ihtiyaçlarını karşılamak, çocuğunun ihtiyacını karşılamak, kredi kartı taksitini ödemek gibi temel öncelikleri var. Böyle olunca yolsuzluk meselesi seçmen davranışında diğer temel meselelerin önüne geçmiyor ve etkili olmuyor” dedi.
“SEÇMENLERDE HER İKİ TARAF DA PARTİ İDEOLOJİSİ DOĞRULTUSUNDA BAKIYOR”
Yolsuzluk meselesinin toplumda 2013 yılı Aralık ayından bugüne tartışıldığını söyleyen Gür, “İki tür seçmen var. Muhalefet seçmenleri toptan, ‘evet bu bir yolsuzluk operasyonudur, yolsuzluktur’ diyor. İktidar partisi seçmenleri büyük bir çoğunlukla, ‘hayır bu bir darbe teşebbüsüdür’ diye düşünüyor. İnsanların büyük bir bölümü parti aidiyetiyle bakıyor, at gözlüğü ile bakıyor, objektif değerlendirmiyor. Her iki taraf da ait olduğu partinin ideolojisi doğrultusunda bakıyor. ‘Evet, doğrudur, yolsuzluk olabilir ama…’ deyip oya dönüşmeyen düşünceler var. Bunu biz özgürlükler tartışmasında, Gezi Parkı olayları sürecinde de gördük” diye konuştu.
“SEÇMEN 2015 SEÇİMLERİNE GİDERKEN 2 TEMEL MESELEYE BAKACAK”
Milletvekilleri genel seçimine giderken Türkiye’de insanların dünkü Meclis kararlarına bakarak değil, temel meseleye bakarak karar vereceğini ifade eden Gür, “Bir tanesi ekonomi ikincisi Kürt meselesine göre tercih yapacağını düşünüyorum. Bu iki meselede ciddi değişiklik olmazsa seçmen davranışında değişiklikler olmayacaktır diye düşünüyorum ben” şeklinde konuştu.
“HDP’Yİ YÜZDE 10 BARAJINA ÇOK YAKIN BULUYORUM”
‘Ben HDP’yi yüzde 10 seçim barajına çok yakın yerlerde buluyorum araştırmalarda’ diyen Gür, “Yüzde 10’a çok yakın. Yerel seçimlerde HDP ve BDP’nin aldığı oy gösterge değil. Biz yerel seçimlerde gördük ki, BDP adıyla Doğu ve Güneydoğu’da oylarını artırdı ama yerel seçimlerde Batı’da, Doğu ve Güneydoğu’nun dışındaki yerlerde pek varlık gösteremedi. Bunun temel nedeni, yerel seçimlerin kendine özgü farklı dinamiklerinin olması. Yerel seçimlerde insanlar yarışana oy veriyor. Ya kazanmasını istediğine oy veriyor ya da kazanmasını istemediğinin karşısındakine oy veriyor. HDP buralarda yarışmadığı için HDP oylarının önemli bir bölümü yerel seçimlerde yarışanlara gitti” diye konuştu.
“HDP AÇISINDAN BARIŞ SÜRECİNİN NE YÖNDE EVRİLECEĞİ ÇOK ÖNEMLİ”
‘2014 Mart sonunda yapılan seçim genel seçim olsaydı, HDP’nin yüzde 8-9 civarında oy aldığı görülecekti’ diyen Gür, “HDP şu anda yüzde 10 seçim barajına çok yakın ama iki tane temel mesele var az önce de söylediğim gibi. HDP açısından da en önemli mesele ekonomi değil, barış süreci. Barış sürecinin ne yöne evrileceği çok önemli. İkincisi, 10 Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde Selahattin Demirtaş’ın kullandığı Türkiyelilik dili çok etkili oldu. Önümüzdeki 4-4,5 aylık süre içerisinde HDP, Türkiye partisi olma yolunda ilerler, aday tespitinde gösterdiği adaylar ile Türkiye partisi olduğunu ilan eder ve bu süreçte çok ciddi kırılmalar olmaz ise ben HDP’nin yüzde 10 seçim barajını aşabileceğini düşünüyorum. Hatta ve hatta HDP bir Türkiye partisi olabilirse, seçim kampanyasında kullandığı dil ile gösterdiği adaylarla vs. ben yüzde 10 barajını aşmak değil, 1-2 puan yükseleceğinin de düşünüyorum. Türkiye’de bir de stratejik oy kullanan seçmen var. Anayasa meselesi de var. Bu seçmenlerin de böyle düşünebilmesi için HDP’nin Kandil’le arasına mesafe koyması ve Türkiye’yi kucaklayıcı bir üslup sergilemesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haberlerin tüm hakları AjansHaber’e aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. AjansHaber tarafından üretilen haberlerin kaynak gösterilmeden kullanılması, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 36 ve 37. maddesine aykırıdır ve suç teşkil etmektedir. Ayrıca internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi ile ilgili olarak 4 Mayıs 2007 tarihinde kabul edilen 5651 sayılı internet yasasına göre de bu durum cezai işlem gerektirmektedir.
Yorumlar